HDK-Avrupa Merkez Yürütme Kurulu, Lahey’de yaptığı toplantıda “Faşizme karşı mücadele”ye Avrupa’dan yapılacak katkıları görüştü. Toplantıda, HDK-A’nın özgürlükçü mücadele ve dayanışmanın Avrupa kıtasındaki en temel örgütü olma iddiası yinelendi.
Tüm Avrupa ülke ve kentlerinde örgütlenmesini sürdüren Halkların Demokratik Kongresi – Avrupa (HDK-A), onlarca kent ve ülke kongrelerinden sonra 4 Şubat’ta Kuruluş Kongresi’ni gerçekleştirmiş, eş sözcülerini ve meclisini seçmişti. HDK-A Meclisi içinden seçilen Merkez Yürütme Kurulu da (MYK) dördüncü toplantısını, geçtiğimiz Cumartesi günü, 2 Eylül’de Lahey (Den Haag) kentinde yaptı.
Avrupa ve dünyada demokrasi hareketini geliştirmek ve güçlü kılmak amacıyla HDK-A’nın siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, emek örgütleri, ekolojist hareketler, kadın ve gençlik hareketleriyle ilişkilenmesi, toplumsal dinamiklerin en geniş yelpazesinin HDK-A meclislerinde yer almasını sağlamaya yönelik çalıştay ve konferansların örgütlenmesinin planlaması yapıldı.
Eş Sözcüler Esra Asiye Güden ve Demir Çelik dahil, 37 kişiden oluşan MYK’nın üyelerinin büyük çoğunluğu ve bazı ülke yürütmelerinden katılımlarla birlikte 40’ın üzerinde kişiyle toplandı. MYK dördüncü toplantısını gerçekleştirirken, ikinci Meclis toplantısını da konferans şeklinde örgütleme kararı aldı.
HDK-A: Nuriye ve Semih’le dayanışmaya devam
Hollanda’nın Lahey kentinde gerçekleştirilen HDK-A Merkez Yürütme Kurulu toplantısı sonunda, açlık grevi direnişinde olan Nuriye ve Semih’le dayanışma kararlılığında olunduğu açıklandı.
Akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın KHK ile ihraç edildikleri işlerine dönebilmek için başlattıkları açlık grevinin 180. gününde, HDK-A MYK üyeleri, HDK-A bayraklarıyla ve üzerinde Nuriye ve Semih’in fotoğraflarının bulunduğu tişörtlerini giyerek “Nuriye ve Semih ile dayanışmaya devam” mesajı verdi.
HDK-A Merkez Yürütme Kurulu’nun 2 Eylül tarihli toplantısının sonuç bildirisi şöyle:
Faşizme Karşı Mücadeleyi Yükseltelim!
2 Eylül 2017 tarihinde HDK-A MYK’sı Den Haag’da olağan toplantısını gerçekleştirdi. Barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde şehit düşen yoldaşlarımızın anısına saygı duruşuyla başlayan toplantı; HDK-A olarak içinden geçmekte olduğumuz sürecin hem Türkiye ve Kürdistan, hem de Avrupa bakımından omuzlarımıza yüklediği siyasal görevleri dikkate alan bir verimlilikte geçti. Bu bağlamda; Siyasal süreç değerlendirildi. HDK-A’da yaşanan sorunlar çözüme kavuşturuldu. HDK-A’nın perspektifi ve örgütlenme kampanyası önerisi ele alındı. Anti-faşist cephenin örgütlenmesi önerisi konuşuldu; ülke ve gençlik meclis girişimi raporları sunuldu. Son olarak önümüzdeki sürecin planlaması yapıldı.
Toplantımız HDK-A’nın Avrupa’da yaşayan tüm halkların, kültürlerin, kimliklerin eşit, özgür ve demokratik birlikte yaşama iradesini büyütmenin önemine dikkat çekti. Demokrasi, özgürlük, hak, adalet ve barış mücadelesinin meşru ve ortak zemini yeni yaşamı, demokrasiyi örgütlemenin, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü mücadelenin Avrupa kıtasındaki en temel örgütü olma iddiası yinelendi.
Türkiye’de derin bir siyasal ve ekonomik kriz yaşandığını ifade eden HDK-A MYK’sı; demokratik meşruiyetini yitirmiş iktidarın her tür hile ve baskıyla parti devleti diktatörlüğünü tahkim ettiği, evrensel insan hak ve özgürlüklerinin kullanılamaz olduğu, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının olmadığı, iktidarın her tür denetim dışında olduğu, demokratik muhalefet ve siyaset başta olmak üzere tüm muhalefetin ağır baskı ve tehditle teslim alınmak istendiği, kadınların özgür ve eşit yaşam koşulları ve mücadelelerinin zor ve şiddetle engellenmek istendiği AKP-MHP faşizmine karşı, en geniş toplumsal muhalefetin, ortak cephesini örgütleyerek mücadeleyi büyütmenin gerekliliğine vurgu yaptı.
Avrupa ve Dünya’da demokrasi hareketini geliştirmek ve güçlü kılmak adına HDK-A’nın siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, emek örgütleri, ekolojist hareketler, kadın ve gençlik hareketleriyle ilişkilenmesi, toplum dinamiklerinin en geniş yelpazede HDK-A meclislerinde yer almalarını sağlamaya yönelik çalıştay ve konferansların örgütlenmesini bir plan dahilinde ele aldı.
Savaş, çatışma, gerginlik, ayrıştırıcı ve düşmanlaştırıcı, iktidarcı zihniyete karşı toplumun çoklu kimliği ve çoklu kültürü ile HDK-A’da yerini almasına dönük ülke ve kent meclislerinin örgütlenmesi inisiyatifinin ülke yürütmelerince hayata geçirilmesi gerektiği konusunda fikir birliğine ulaştı.
Savaşların nedenini ortadan kaldırmak, savaşların yaşanmaması, eşit, özgür ve birlikte yaşamayı sağlayacak demokratik ilişkiler ve kurumlaşmayla halkların ve inançların barış içinde yaşamaları ancak HDK-A gibi sivil, demokratik ve hiyerarşi dışı meşru platformlarla mümkün olacaktır. Türkiye, Avrupa ve dünya genelinde yürüteceğimiz demokrasi mücadelesinin aynı zamanda onurlu barış mücadelesi olacağı bilinci ile soruna yaklaşılması gerektiği belirtildi.
Kürt halkının statüsü, Alevi hakları, Kadın özgürlüğü, gençlik ve emek talepleri ile demokrasi taleplerinin demokratik yollarla, müzakere ile çözüme kavuşturulmasında HDK-A’ ya büyük görev düştüğü; bu amaçla olabilecek en kısa sürede ve en yaygın düzeyde toplumsal devrim inşa çalışmaları içinde olunması gerektiği vurgulandı.
İmralı’da Sayın Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecridin sona erdirilmesi, özgürlüğüne, sağlığına kavuşturulmasının hem Kürt halkının statüsü, hem de Türkiye ve Ortadoğu’nun demokratikleşmesi için büyük önem arz ettiği belirtildi.
Önümüzdeki süreçte HDP Eş Genel Başkanları, milletvekilleri, belediye eş başkanlarının, serbest bırakılmaları, siyaset yapma haklarının gaspedilmesine; yine devrimci parti ve örgütlere yönelik tutuklamalara, siyasi tutsaklar üzerindeki baskı ve zulüm politikalarına, tek tip elbise saldırısına karşı duyarlı olmak gerektiği, mücadelenin özel olarak örgütlenmesi gerektiğine dikkat çekildi. Önümüzdeki süreçte HDP’nin başlattığı kampanyayı Avrupa’da yaygınlaştırmak ve dayanışmayı büyütme görevinin altı çizildi.
Türkiye’nin Interpol aracılığıyla, Avrupa’da yaşayan Kürt siyasetçilere, devrimcilere, sosyalistlere yönelik tutuklama saldırılarını; Avrupa ülkelerinin “anti-terör” yasasıyla Avrupa’da siyasal mücadele yürütme hakkının gaspına karşı bir hareket planı çıkarılması benimsendi.
İktidarların ve devletlerin kadın mücadelesi ile elde edilmiş kazanımlarına yönelik cinsiyetçi saldırılara karşı kararlı ve örgütlü olmak gerektiği; kadınların, eşitlik, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin sürükleyici gücü, demokrasi ve barış mücadelesinin de en önemli güvencesi olduğu belirtildi. Bu amaçla özgün ve özerk kadın meclisi inşa çalışmalarının sürdürülmesi kararlılığı dile getirildi.
Toplantı sırasında Frankfurt’ta kaçırılarak katledilen Saray Güven’in ölüm haberinin alınması üzerine, erkek şiddetinin bir kadını daha aramızdan almasına karşı mücadeleyi büyütmek gerektiği; HDK-A Kadın Meclisi’nin davanın takipçisi olacağı ifade edildi. Avrupa’da yaşanan kadın katliamlarına ve kadına yönelik erkek şiddetine karşı daha kapsamlı çalışmalar yürütülmesi gerektiği vurgulandı.
Sur’un, Hasankeyf’in faşist AKP tarafından yok edilmesine karşı Birleşmiş Milletler nezdinde girişimde bulunmak üzere HDK-Avrupa ve ülke meclisleri olarak harekete geçilmesi kararı alındı.
Önümüzdeki süreçte demokrasi ve özgürlük güçlerini bekleyen siyasal gündeme ilişkin bir planlama yapan HDK-A MYK’sı, bu planlamanın yerellerde tartışılarak zenginleştirilmesi ve hayata geçirilmesi görevini önüne koydu.
HDK-A MYK’sı Avrupa’da Yaşayan Türkiyeli ve Kürdistanlı halklar başta olmak üzere Avrupa’da tüm toplum dinamiklerini bir kez daha, demokratik ve özgür yaşam için toplumsal barışı var etme ve faşizme karşı yan yana gelmesinin önemine dikkat çekti. Evrensel demokratik değerler ve ilkeler etrafında ilişkileri geliştirmek, demokrasiye ve özgürlüklere sahip çıkanları, direnen halklarımızı; demokrasi, emek ve barış güçlerini, kadın özgürlük hareketlerini enerjilerini HDK-A’ da buluşturmaya çağırdı.