TBMM tarafından yapılması gereken, devlet yapılanmasına ilişkin Anayasal ve yasal düzenlemeler, KHK’lerle yapılarak Meclis ve onu seçen halk tümüyle devre dışı bırakılıyor. Yeni KHK’lerle yeni bir devlet kurumu oluşturuluyor, MİT’e dokunulmazlık zırhı kazandırılıyor, TSK yönetim kademesinin oluşturulması keyfi hale getiriliyor. (SiyasiHaber-Yorum)
SiyasiHaber-Yorum
Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında yayımlanan 693 ve 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile devlet yapılanmasının ciddi biçimde değiştirilmesine yönelik adımlar atıldı. OHAL’in ilan ediliş gerekçeleriyle hiçbir ilgisi olmayan bu düzenlemeler, “tek adam diktatörlüğü” olarak adlandırılan yeni otoriter/totaliter rejimin temel taşlarını döşüyor.
İki yeni KHK, yeni rejimin kuruluşunda halkın ve TBMM’nin de devre dışı bırakıldığını gösteriyor. Anayasal olarak devletin temel yapısındaki değişiklikler ancak Meclis’ten geçirilecek Anayasa ve yasalarla gerçekleştirilmesi söz konusu iken, Saray/AKP iktidarının artık Meclis’i de tümüyle devre dışı bırakıp tüm iktidarı Cumhurbaşkanı’na devrettiğini gösteriyor.
693 ve 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler’de (KHK) devlet yapılanmasına ilişkin bazı düzenlemeler şunlar:
- Cumhurbaşkanlığı bünyesinde Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu (MİKK) kuruldu.
- MİT Müsteşarının sorumluluğu Başbakandan alınıp, Cumhurbaşkanına verildi.
- MİT Müsteşarı'nın yargılanması ve tanıklığı Cumhurbaşkanının iznine bağlandı.
- Albay ve generaller rütbe süresi dolmadan terfi ettirilebilecek
- Milletvekillerine seçimler öncesinde ya da sonrasında işlediği suçlardan soruşturma açılabilecek
Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu kuruluyor
KHK ile “Bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının görev ve yükümlülüklerini yerine getirmesiyle ilgili koordinasyonu sağlamak ve istihbarat çalışmalarının yönetilmesinde temel görüşleri oluşturmak, uygulamayı belirlemek üzere Cumhurbaşkanı başkanlığında Mili İstihbarat Koordinasyon Kurulu (MİKK) kuruldu.”
Böylece devlet yapılanmasında önemli bir değişiklik gerçekleştiriliyor. Tüm istihbarat kuruluşları doğrudan Cumhurbaşkanı’nın yönetimi altına sokuluyor ve fiilen birleştiriliyor. Artık Erdoğan, tüm istihbarat faaliyetini doğrudan talimatlarla kendisi yönetebilecek.
MİT Müsteşarının yargılanması ve tanıklığı Cumhurbaşkanı’nın iznine bağlandı
MİT Müsteşarının sorumluluğu Başbakandan alınıp, Cumhurbaşkanına verildi. MİT Müsteşarı hakkında soruşturma yapılması Cumhurbaşkanının iznine bağlandı. Devletin çıkarlarının veya görevin gizliliğinin zorunlu kıldığı hallerde MİT mensuplarının, MİT’te görev yapmış olanların tanıklığı MİT Müsteşarına, MİT Müsteşarının tanıklığı ise Cumhurbaşkanının iznine bağlandı.
Soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi kararlarına karşı 10 gün içinde Danıştay Birinci Dairesine itiraz edilebilecek. İtirazlar en geç 3 ay içinde karara bağlanacak ve verilen kararlar kesin olacak. İzin verilmesi üzerine soruşturma Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından yapılacak.
Devletin yapısındaki önemli bir değişiklik de bu alanda yapılıyor. MİT Müsteşarının sorumluluğunun Başbakandan alınıp Cumhurbaşkanına verilmesiyle MİT’in kontrolü tümüyle Tayyip Erdoğan’a geçiyor. MİT elemanlarının soruşturma ve tanıklık izni Müsteşara bağlanırken Müsteşar’ın soruşturma ve tanıklık izninin de Cumhurbaşkanına verilmesi, fiilen MİT’i bir bütün olarak hukuksal denetim alanının dışına çıkarıyor, “dokunulmaz” kılıyor. Bu, MİT’in başına geçen Cumhurbaşkanının da (mevcut halde Erdoğan’ın) MİT’e yaptırdığı her türlü yasadışı hatta kişisel operasyonların da “dokunulmaz” olmasını sağlayacak.
Albay ve generaller rütbe süresi dolmadan terfi alabilecek
Albaylar ve rütbe bekleme süresi üç yıldan az olan general ve amiraller, rütbe bekleme süresine bakılmaksızın ve sicil şartı aranmaksızın Yüksek Askeri Şura Başkanının kararıyla Yüksek Askeri Şura değerlendirmesine alınabilecek. Bunlardan terfi ettirilenler ile kadrosuzluktan emekli edilenler rütbe bekleme sürelerini tamamlamış sayılacak.
Bu düzenlemeyle Erdoğan’ın TSK’yi tümüyle kendi kontrolüne alma operasyonlarının önündeki her türlü yasal ve iç işleyiş teamül engelleri kaldırılıyor. AKP’ye “sadık” bir TSK yönetim kademesi oluşturulması için zemin oluşturuldu.
Milletvekillerinin başının üstüne soruşturma kılıcı konuyor
OHAL kapsamında çıkarılan yeni KHK’ye göre; milletvekillerine seçimler öncesinde ya da sonrasında işlediği suçlardan soruşturma açılabilecek. Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma yapma yetkisi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve bu yerin ağır ceza mahkemesine verildi.
Bu düzenlemeyle, zaten yargıyı kontrolü altına almış olan Cumhurbaşkanı (Erdoğan) yine “millet iradesi”ni devre dışı bırakarak, seçilmiş milletvekilleri arasından istediğini, geçmişte işlemiş olduğu iddia edilen “suç”lardan yargı önüne çıkarıp milletvekilliğini düşürme olanağı elde ediyor. Bu düzenleme, her milletvekilinin başının üzerine Demokles’in kılıcını koymak, denetimini iktidarın başındaki kişiye (Erdoğan’a) vermek anlamını taşıyor.