HDK, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlayan ‘Adalet Yürüşü’ne destek açıklaması yaptı. Açıklamada, “Tüm muhaliflerin mücadelesini kendi mücadelesi kabul eden Halkların Demokratik Kongresi bu mücadeleyi de desteklemekte, bileşenlerini ve tüm demokrasi güçlerini bu eylemi büyütmeye davet etmektedir” denildi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından CHP tarafından başlatılan ‘Adalet Yürüyüşü’ne destek açıklaması yaptı. Saray’ın yürüyüşün yasadışı olduğu gerekçesiyle yargı tehdidinde bulunduğu belirtilirken, CHP’nin sokağa çıkmasının hayırlı sonuçlara vesile olduğu ifade edildi.
Açıklamada, talebin ve eylemin toplumsal kesimlere yayılması, büyütülmesi tarzında olması gerektiğinin altı çizilirken, tüm ezilen kesimlerin öz taleplerini yüksek sesle sokakta dile getirmenin önemine vurgu yapılarak “Elbette adalet talebi gerçek sahiplerince toplumun mağdur edilmiş tüm kesimlerince savunulduğunda; dar siyasi hedeflerden çıkartılıp toplumsal taleplere dönüştürülebildiğinde, sınırlı eylemlerden geniş toplumsal hareketlere ve öz örgütlenmelere sıçratılabildiğinde demokrasiye hizmet etmiş olacaktır” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Saray iktidarı 7 Haziran'la başlattığı süreci 15 Temmuz sonrası tüm muhalif kesimlerine yönelik bir karşı darbeye çevirdi. Darbeden darbe çıkarıldı. Doğrudan Saraya bağlı bir yargı mekanizması oluşturdu. Saray yargısı eliyle her türlü eleştiri, mizah, düşünceyi ifade hakkı yasaklandı, gazeteciler ve basın hedef haline getirildi. İlerici basının kapısına kilit vuruldu.
HDP eşbaşkanları, milletvekilleri, belediye eşbaşkanları tutuklanarak cezaevine konuldu. Binlerce HDP il, ilçe yöneticileri ve üyeleri hukuki dayanağı olmaksızın tutuklandı. Onlarca yıl hapse mahkum edildi. İnsanlar diri diri yakıldı, evleri yıkılarak talan edildi.
Önce adalet sarayları yapıldı, sonra Saray'ın adaletine bağlandı. Saraya biat etmeyen herkes yargı eliyle ve polis marifetiyle susturulmaya çalışılıyor.
OHAL ve KHK'lar ile on binlerce insan işlerinden, haklarından mahrum edildi. Halklarımızın adalet ve eşitlik talebi hiç bu kadar yakıcı hale gelmemişti. Gelinen noktada kimsenin güveni, güvencesi kalmamıştır. Demokrasi ve adalet için mücadele olmadan geleceğimize güvenle bakamayız.
Şaibeli referandum sonuçlarıyla meşruiyetini daha da yitiren saray uluslararası mahkemelerde yargılanma tehdidi ile yaşıyor ve daha fazla saldırganlaşıyor.
MİT TIR'ları davasında CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'na 25 yıl ceza verilerek tutuklanması karşısında; CHP Genel Başkanı K. Kılıçdaroğlu “adalet” talebi ile Ankara'dan İstanbul'a bir yürüyüş başlattı. Siyasi mekanizmaların ve hukukun bu denli deforme edildiği koşullarda hiçbir siyasi irade bunun olumsuz sonuçlarından azade olamazdı. Kılıçdaroğlu'nun Bahçeliye söylediği 'adalet bir gün sana da lazım olacak' sözü bu anlamıyla ironiktir.
Saray'ın CHP'nin sürdürdüğü yürüyüşün yasadışı olduğu gerekçesiyle güdümündeki yargı ile tehdit etmektedir. Adalet yürüyüşü meşrudur. Meşru olmayan sokağa çıkmak değil gayrimeşru olarak her türlü yetkiyi ve gücü ele geçirmiş olmaktır.
Siyasetin ve hukukun işlevsizleştirildiği bu süreçte sokağa çıkmak her kesim bakımından haktır ve meşrudur. Tüm muhaliflerin mücadelesini kendi mücadelesi kabul eden Halkların Demokratik Kongresi bu mücadeleyi de desteklemekte, bileşenlerini ve tüm demokrasi güçlerini bu eylemi büyütmeye davet etmektedir.
Demokratik ilkelere bağlılık konusunda iyi bir sınav vermemiş olsa da CHP'nin sokağa çıkması demokrasi güçleri bakımından hayırlı sonuçlara vesiledir.
Halkların Demokratik Kongresi, talebin ve eylemin toplumsal kesimlere yayılması, büyütülmesi tarzında olması gerektiğine inanmaktadır. Bir güzergahta değil birden çok güzergahta, bir parkta değil birden çok alanda, bir kesimin değil tüm ezilen kesimlerin öz taleplerini yüksek sesle sokakta dile getirmesiyle adalet talebi doğru şekilde dillendirilmiş olur. Elbette adalet talebi gerçek sahiplerince toplumun mağdur edilmiş tüm kesimlerince savunulduğunda; dar siyasi hedeflerden çıkartılıp toplumsal taleplere dönüştürülebildiğinde, sınırlı eylemlerden geniş toplumsal hareketlere ve öz örgütlenmelere sıçratılabildiğinde demokrasiye hizmet etmiş olacaktır.
HDK Yürütme Kurulu güzergah üzerindeki yerel meclislerini bileşenlerini ve tüm toplumsal kesimleri kendi uygun buldukları yol ve yöntemlerle adalet talebini açıklamaya, sokağa taşırmaya davet etmektedir.