İstanbul Ekoloji Meclisi, ”Zeytin, mera ve kıyıların talanına izin vermeyeceğiz” şiarı ile bugün Kadıköy Khalkedon Meydanı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
İstanbul Ekoloji Meclisi, ''Zeytin, mera ve kıyıların talanına izin vermeyeceğiz'' şiarı ile bugün Kadıköy Khalkedon Meydanı'nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasını İstanbul Ekoloji Meclisi'nden Fatoş Osmanaoğlu okudu. Basın açıklamasında. Başbakan Binali Yıldırım'ın partisinin grup toplantısındaki ''Bu işin yapılmasında üstün kamu yararı varsa bu gerçekleşecek. Zeytin mi daha önemli, tesis mi daha önemli'' sözlerine değinildi.
Açıklamada, ''Burada “tesis” derken kastettikleri ‘Üstün kamu yararı’dır. Üstün kamu yararı da eşittir sermayenin çıkarlarıdır. Bu soruya verdiğimiz cevap tabii ki zeytin ve çevresindeki ekosistemlerdir! Yani biz sadece zeytinin değil aynı yasa tasarısının hedef aldığı başta meraların, kıyısistemlerinin ve tüm doğanın tarafındayız.
117 milyon zeytin ağacının ve çevresindeki ekosistemlerin idam fermanı olan yasa meclisten geçmemeli. Bu yasa geçtiği takdirde doğaya indirecekleri son darbe için önlerinde “yasal” hiçbir engel kalmayacak. Bu yüzden elimizden geleni ardımıza koymayacağız.
Şu an Türkiye’nin dört bir yanından zeytin üreticileri ve doğa dostları Ankara’dalar. Velev ki bu yasa ve diğer yasalar geçti! Zeytinleri ve doğal koruma bölgelerini yok edebilmeniz için binlerce insanı o zeytinler ve doğal yapılarla birlikte yok etmeniz gerekecek. Bunun dışında size hiçbir yol bırakmayacağız ve canımız pahasına zeytinleri ve doğal yaşamı siz talancılardan koruyacağımıza, huzurlarınızda, Zeytin ağaçlarını şahit kılıyoruz.'' denildi.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
Zeytin, mera ve kıyıların talanına izin vermeyeceğiz!
Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada zeytinliklerin talan edilmesinin önünü açan yasayla ilgili itirafta bulunu. Yıldırım itirafında şöyle dedi: "Bu işin yapılmasında üstün kamu yararı varsa bu gerçekleşecek. Zeytin mi daha önemli, tesis mi daha önemli?"
Burada “tesis” derken kastettikleri ‘Üstün kamu yararı’dır. Üstün kamu yararı da eşittir sermayenin çıkarlarıdır. Bu soruya verdiğimiz cevap tabii ki zeytin ve çevresindeki ekosistemlerdir! Yani biz sadece zeytinin değil aynı yasa tasarısının hedef aldığı başta meraların, kıyısistemlerinin ve tüm doğanın tarafındayız.
Bu ilk değil!
AKP Hükümeti; kendinden önceki hükümetlere benzer bir şekilde, daha önce de bir yasa değişikliği tasarısı hazırlamıştı. Bu tasarının başlığı ise şöyleydi: “Elektrik Piyasası Kanunu ve Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması”. Bu yasa tasarısındaki Zeytinlikler kısmı oluşan tepkiler üzerine tasarıdan çıkarılmıştı. Bu kez hazırlanan yasanın genel başlığıda aynı eksende, “Üretim Reform Paketi”. Tek başına başlık bile sermaye birikimini en hızlı biçimde sağlayacak olan üretimler için -yani turizm, enerji, altın için- Zeytin ağaçlarını ve çevresindeki bütün ekosistemi feda etmekten geri durmayacaklarını göstergesidir.
Ölmez ağaç zeytin öldürülemez!
Zeytinlerin, meraların ve çevresindeki ekosistemlerin; enerji, maden veya turizm ve benzeri kılıflarla sermayenin ulvi çıkarları için katledilmesine, kıyıların doldurularak ve benzeri, ranta açılmasına göz yummayacağız.
Her şey her sermayenin değer akçeleriyle ölçülemesine izin vermeyeceğiz. Bu talana karşı nasıl mücadele etmemiz gerekiyorsa öyle mücadele edeceğiz.
Halk olarak; yani küçük çiftçiler, ekolojistler, aydınlar ve yaşamdan yana olan herkes sermaye iktidarına sesleniyoruz: “Zeytin ağacı şahidimiz olsun ki” bu zeytinlikleri sizlere yok ettirmeyeceğiz.
Doğaya son darbeyi indirmeye hazırlanıyorlar!
Unutmadık.
AKP 2003 yılında ‘koruma bölgelerini’ ortadan kaldırma çalışmalarını başlatmıştı. En önemli koruma yasalarının toplamı olan “Tabiatı ve biyoçeşitliliği koruyan yasalar” öncelikli hedefiydi. Bu bağlamda başlatılan çalışmalar 2010 yılında açığa çıktı. Bu yılda hazırlanan “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu” tasarısı, doğal yaşam alanlarının sınırsız biçimde talana açılacağını ve biyoçeşitliliğin ilaç sanayisinin hizmetine sokularak yok edileceğini açıkça ortaya koymuştu. Yoğun tepkiler üzerine yasa 7 yıldır komisyonda bekletilmektedir. Zeytin yasasının hemen ardından bu yasa tasarısını meclise yeniden getireceklerini komisyon çalışmalarından anlayabiliyoruz. Bu yasa ile birlikte ‘doğa katliamında yasallığın’ son noktasına gelecekler ve yaşama son darbeyi bu yasa ile indirecekler.
Doğa ve yaşam dostları asla teslim olmayacak!
117 milyon zeytin ağacının ve çevresindeki ekosistemlerin idam fermanı olan yasa meclisten geçmemeli. Bu yasa geçtiği takdirde doğaya indirecekleri son darbe için önlerinde “yasal” hiçbir engel kalmayacak. Bu yüzden elimizden geleni ardımıza koymayacağız.
Şu an Türkiye’nin dört bir yanından zeytin üreticileri ve doğa dostları Ankara’dalar. Velev ki bu yasa ve diğer yasalar geçti! Zeytinleri ve doğal koruma bölgelerini yok edebilmeniz için binlerce insanı o zeytinler ve doğal yapılarla birlikte yok etmeniz gerekecek. Bunun dışında size hiçbir yol bırakmayacağız ve canımız pahasına zeytinleri ve doğal yaşamı siz talancılardan koruyacağımıza, huzurlarınızda, Zeytin ağaçlarını şahit kılıyoruz
''Zeytini, meraları ve kıyıları; Hayır vermeyeceğiz''
İSTANBUL EKOLOJİ MECLİSİ