KESK İzmir Kadın Meclisi erkek arkadaşı tarafından pencereden atılarak katledilen İstanbul Eğitim-Sen Şube üyesi Şengül Karaca ve diğer kadın cinayetlerine dikkat çekmek için Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplandı.
Kadınlar adına basın açıklamasını Eğitim Sen 1 Nolu Şube Kadın Sekreteri Eylem Tunalı okudu. Basın açıklamasında erkek şiddetinin memleketi, sınıfı, eğitimiin olmadığını belirten Tunalı cümlelerini şöyle tamamladı; Erkekler kadınlara şiddet uygulama hakkını kendinde görüyor, erkek egemenliğine direnen boyun eğmeyen kadınları öldürüyorlar. Son olarak KESK’te birlikte mücadele ettiğimiz İstanbul Eğitim Sen üyesi arkadaşımız Şengül Karaca erkek arkadaşı tarafından öldürüldü. 4 Mayıs 2017 tarihinde yaşadığı evin penceresinden çığlıklarla aşağıya atıldı. Biz kadınlar için artık her yer şiddet gördüğümüz suç mahallerine dönüştü.
Kadın cinayetleri AKP’nin kadın düşmanı politikalarının sonucudur diyen Tunalı, AKP siyasetinin ve devletçi sistemin şiddet geleneği kendini yeniden üreterek genişlemeye devam etmektedir. Kadın cinayetleri, AKP’nin kadın düşmanı politikalarının sonucu olduğu kadar AKP öncesinde de var olan cinsiyet ayrımcılığının artarak devam ettirilmesinin sonucudur diyerek cümlelerini tamamladı.
Daha güçlü bir kadın örgütlenmesi yaratarak direnişlerini sürdüreceklerini belirten Tunalı, basın açıklamasını “ Biz KESK Kadın Meclisi olarak burada bizimle beraber olan ve hayatın her alanında erkek egemenliğine- erkek şiddetine direnen tüm kadınlarla birlikte bir kez daha haykırıyoruz. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri karşısında, bulunduğumuz her yerde mücadele ve direnişimizi kendi gücümüzle büyüterek ve kadını kurban değil, toplumsal özne olarak açığa çıkaran daha güçlü bir kadın örgütlenmesi yaratarak direnişimizi sürdüreceğiz. ” cümleleriyle sonlandırdı.
Basın açıklamasının tam metni şu şekilde :
Her gün yeni bir kadın cinayeti haberi ile yüreklerimiz yaralanmakta,erkek şiddeti sınır tanımadan hayatlarımızı karartmaya devam etmektedir. Erkek şiddetinin memleketi, sınıfı, eğitimi yok. Erkekler kadınlara şiddet uygulama hakkını kendinde görüyor, erkek egemenliğine direnen boyun eğmeyen kadınları öldürüyorlar. Son olarak KESK’te birlikte mücadele ettiğimiz İstanbul Eğitim Sen üyesi arkadaşımız Şengül Karaca erkek arkadaşı tarafından öldürüldü. 4 Mayıs 2017 tarihinde yaşadığı evin penceresinden çığlıklarla aşağıya atıldı. Biz kadınlar için artık her yer şiddet gördüğümüz suç mahallerine dönüştü.
Her yaştan, renkten ve dilden kadını elimizden alan erkek egemen sistem 2017’nin ilk 4 ayında 133 kadını katletti. Sadece Nisan ayında ise 30 kadın öldürüldü, 28 kadına cinsel şiddet uygulandı, 33 çocuk cinsel istismara maruz kaldı ve Mayıs ayına da her gün bir kadın cinayeti ve erkek şiddeti haberi ile uyandık. Kadınların yaşamları iktidar sahipleri tarafından kuşatılmışken, sadece cinsiyetlerinden dolayı en temel hak olan ‘yaşam hakkı’ ellerinden alınmaktadır.
Ülkemizde kadın düşmanı yaklaşımlar, yasaları, sokakları, işyerlerini, evleri ve aslında nefes aldığımız her yeri derinden bir dönüşüme uğratmaktadır. AKP siyasetinin ve devletçi sistemin şiddet geleneği kendini yeniden üreterek genişlemeye devam etmektedir. Kadın cinayetleri, AKP’nin kadın düşmanı politikalarının sonucu olduğu kadar AKP öncesinde de var olan cinsiyet ayrımcılığının artarak devam ettirilmesinin sonucudur.
Bugün gelinen noktada kadınlara yönelik çok açık bir meydan okuma vardır. İktidar; kadınları, toplumu dinselleştirme politikalarının merkezine oturtmakta, kadın bedeni ve hayatını biçimlendirerek gerici toplum projesini hayata geçirmeye çalışmaktadır. Kadınlar üzerinden kendini var eden, hatta yeniden şekillendirerek besleyen, toplumsal yaşamın her alanında kadınların özgürlük alanlarını sınırlandırma politikalarına devam etmektedir.
Kadın erkek eşitliği en yetkili ağızlardan yok sayılmakta, muhafazakâr -makbul kadınlık dayatılmakta, erkek şiddeti yüceltilerek arttırılmaktadır.Dört yaşında bir kız çocuğu ile annesini taciz eden adamların cezasında indirim uygulayan Yargıtay, Ayşegül Terzi’ye otobüste saldıran adamı tutuklamayan mahkemeler bir bütün halinde erkek adalet, öldüren erkeklerle suç ortaklığına devam etmektedir.
Kadın cinayetlerindeki ve kadına yönelik şiddetteki korkunç artış; bir kişinin annesinin bile diz kapağından dahi tahrik olabileceğini utanmadan söyleyen; hamilelerin sokağa çıkmasının edepsizlik olduğunu ileri süren; 6 yaşındaki kız çocuğuyla evlenmek mümkündür diyen zihniyetin; yürütülen yanlış politikaların sonucudur.Bu olaylar azımsanamaz, küçümsenemez, asla kabul edilemez.
Bugün kadınların canına kasteden erkek şiddetine karşı bir kez daha sokaktayız ve Kadın cinayetleri politiktir demeye devam ediyoruz. Failleri ise çoğu zaman en yakınımızdaki erkeklerken, destekçileri erkek yargı, iktidar ve sistemdir biliyoruz.
Biz KESK Kadın Meclisi olarak burada bizimle beraber olan ve hayatın her alanında erkek egemenliğine- erkek şiddetine direnen tüm kadınlarla birlikte bir kez daha haykırıyoruz.
Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri karşısında, bulunduğumuz her yerde mücadele ve direnişimizi kendi gücümüzle büyüterek ve kadını kurban değil, toplumsal özne olarak açığa çıkaran daha güçlü bir kadın örgütlenmesi yaratarak direnişimizi sürdüreceğiz.
KESK İzmir Kadın Meclisi