İstanbul’da iki şubesiyle faaliyette bulunan Sokak Kültür Merkezleri, sanatın çeşitli alanlarında halkla buluşarak kolektif üretimi hedefliyor. Sanatın, edebiyatın, ekoloji ve hayvan haklarının ve her telden kültürün “Sokakçılar”ının amaçlarını ve yaptıklarını Gazi Sokak Kültür Merkezi’nden Korkmaz Aslan, Derya Doğan ve Deniz Göktuna ile konuştuk.
Röportaj: SiyasiHaber – Sedat Çınar
Sokak Kültür Merkezi hangi amaçla kuruldu?
İlk etapta Gezi İsyanı sonrası ortaya çıkan farklı kesimleri buluşturan birliktelik havasını, mahallelerde kültür-sanat çalışmaları üzerinden devam ettirmeyi hedefledik. Kültürel-sanatsal çalışmalar yönünden, anlayış ve tarz konusunda uzlaşabileceğimiz herkesle ortak çalışmalar yürütüyoruz. Siyasi aidiyet gözetmeden, örgütlü-örgütsüz herkesle yan yana faaliyet yürütmeye çalışıyoruz. Örnek vermek gerekirse HDP ve CHP’li dostlarımızla aynı çatı altında faaliyetler örgütlüyoruz.
İki ilçede kültürel ve sanatsal çalışmalar yapıyoruz.
Yaz Okulu çalışmalarınız da oldu. Ve direkt sokaklarda eğitici, öğretici faaliyetler yürüttünüz. Çocuklar bu süreçte neler kazandı. Kültür Merkezi’nin bunun yapıyor olması onlara kültür-sanat alanında neler kattı?
Yaz Okulu bünyesinde yaptığımız atölyelerin asıl amacı alternatif bir eğitimin mümkün olduğunu göstermekti. Yaz Okulu süresince çocukların özgüven kazanmasını sağlamak, yeteneklerini ortaya çıkarmak ve birlikte üretmeyi öğretmek üzerine çalışmalar yaptık. Finalde yaptığımız şenliklerde de çocuklar öğrendiklerini sergileyerek, Yaz Okulu’nun onlara kattığı değerleri hepimize göstermiş oldu.
Edebi çalışmalarınızı gördük. Şiir günleri, drama vs. edebi etkinlikler karşımıza çıktı. Yol olarak kendinize çizdiğiniz bir edebi akım var mıdır?
Edebiyat, insanın ve toplumun ifadesinde en sık kullanılan araçlardan bir tanesidir. Biz de elimizden geldiğince bu aracı kullanmaya çalışıyoruz. Toplumcu temele dayanan bütün edebi akımları benimsiyoruz.
Şiir ve kültür kavramlarını bir denklemde birleştirirsek çözümü ne olur?
Şiir kültürün içinde harmanlanan bir kavramdır. Farklı kültürlerin farklı şekillerde ortaya çıkardığı şiirleri burada yaptığımız çeşitli etkinliklerde birleştirerek sunmaya çalışıyoruz.
Ne tür bir tiyatro anlayışınız var?
Tiyatro anlayışımız da çalışma yaptığımız diğer alanlar gibi “Sokak” teması üzerinden şekilleniyor. Hem içerde ürettiğimiz oyunların hem de dışarıdan getirdiğimiz oyunların herkese hitap etmesine özen gösteriyoruz. Çocuk tiyatroları ise daha çok doğaçlamalar üzerinden gidiyor. Bu da çocukların yaratıcı yönlerinin daha hızlı şekilde dışa vurumunu sağlıyor.
Erbane son yıllarda çok fazla ilgi odağı olan bir müzik aleti oldu. Erbane kursunuz var ve ağırlıklı olarak kadınları görüyoruz. Erbane ve kadın kavramları arasında nasıl bir bağ var?
Aslında erbane sadece kadınlara özgü bir enstrüman değil. Daha çok kadınlar tarafından tercih edilmesinin sebebini estetik kavramı üzerinden açıklayabiliriz. Diğer bir nedeni de erbanenin sesinin doğanın sesiyle özdeşleşmesi ve kadının da doğayla olan bütünlüğüdür.
Halk oyunları kursunda hangi yörelere ağırlık veriyorsunuz?
Halk oyunları atölyemiz Gazi Sokak Kültür Merkezi’nde bu sene itibari ile başladı. Diyarbakır yöresi halk oyunu çalışmamız sona ermek üzere. Seneye Gaziantep, Bitlis vb yöreler ile çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Kurslarla neyi hedefliyorsunuz?
Kurs yerine atölye kavramını kullanmayı daha doğru buluyoruz. Bazı atölyelerimiz grup çalışmalarını baz alırken bazıları kişisel gelişim üzerine kurulu. Üretim yapmak üzere çalışmaları planlıyoruz. Atölyelerin birbiri ile etkileşim ve ortak üretimi üzerine planlama aşamasındayız.
İki şubeniz mevcut. Gaziosmanpaşa şubeniz ile aranızda tarz ve yöntem farklılığı var mı?
Sokak Kültür Merkezi’nde atılacak her bir adıma kültür sanat komisyonlarında karar veriliyor. Tarz ve yöntem konusunda bir farklılık yok. Sadece yapılacak işler çoğunlukla mahallelerin ihtiyaç ve taleplerine göre belirleniyor.
“O’halde Festival” adıyla bir şenlik düzenlediniz. Sizce kültür ve sanat “Sokak”a indi mi o günlerde?
OHAL sürecinde toplum üzerindeki baskının ve ülkedeki karamsar havanın Gaziosmanpaşa yerelinde bir nebze de olsa kırılmasını sağlamak amacıyla bu festivali yapmaya karar verdik. Festivalin çağrısını sokaklarda yaptık. Ve gerçekleşen her bir etkinlik kendi doğal kitlesini yarattı. 1 ay boyunca farklı kesimleri buluşturan bir hava esti Gaziosmanpaşa’da. Estirilmeye çalışılan korku havasına rağmen Gaziosmanpaşa halkının çağrımıza yoğun bir katılımla yanıt vermesi O’halde Festival’in sokağa inme başarısını gösterdiğini ifade ediyor bizce.
Sanatı ve kültürü birlikte yaşamak ama en renkli, içten, her telden demek üzere çalışmalarınızda kolaylıklar ve başarılar dileriz.