526 akademisyen, yazar ve sanatçıdan açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için çağrı: KHK uygulamalarına son verin, talepleri karşılayın.
526 akademisyen, yazar, aydın ve sanatçı, KHK ile ihraç edildikten sonra işlerine dönme talebiyle açlık grevi başlatan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça için ortak bir metin yayımladı. Metinde Hükümete, “OHAL/KHK uygulamalarına son verin. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın ‘İşimi geri istiyorum’ haklı talebini karşılayın” çağrısı yapıldı. Akademisyen, yazar, aydın ve sanatçılar, açlık grevlerinde 69 gününden olan, eğitim emekçilerine de direnişlerini sahiplendiklerini söyleyerek şöyle seslendi: “69 gündür kendi iradenizle sürdürdüğünüz ‘açlık grevi’ direnişiniz, OHAL/KHK zulmünü Türkiye ve dünya kamuoyuna teşhir etmiştir. Kazandığınız o kadar alenidir ki; açlık grevini, bugün bitirseniz dahi kazanımınızı davul-zurnayla kutlamaya ve 189 günlük direnişinize ortak olmaya hazırız!”
Noam Chomsky, Beyza Üstün, Baskın Oran, Ahmet Telli, Akın Birdal, Ferhat Tunç, Gülsüm Cengiz, Hakan Tahmaz, Kuvvet Lordoğlu, Mustafa Köz, Oya Baydar, Orhan Alkaya, Şanar Yurdatapan gibi isimlerin imzacı olduğu metin dün açlık grevi eyleminin sürdüğü Yüksel Caddesi’nde yapılan açıklamayla kamuoyuna duyuruldu.
‘OHAL ve KHK uygulamalarına son verilmelidir’
Evrensel’de yer alan habere göre, OHAL kapsamında çıkarılan KHK’lerle, on binlerce kamu emekçisinin ihraç edildiği belirtilen imza metninde, “OHAL ve KHK’lere karşı ülkenin birçok yerinde protesto eylemleri yapılmış, AKP Hükümeti ise bu protestoları şiddetle bastırmaya çalışmıştır. Ankara Yüksel Caddesi’nde 189 gündür Nuriye Gülmen, Semih Özakça, Acun Karadağ, Veli Saçılık, Esra Özakça ve Mehmet Dersulu’nun sürdürdüğü eylem, defalarca şiddet uygulanarak gözaltıyla sonlandırılmak istenmiştir. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça kendi iradeleriyle 69 gündür süresiz açlık grevini devam ettiriyorlar. AKP Hükümeti ‘İşimi geri istiyorum’ gibi dünyanın en haklı talebine kulaklarını kapamış görünüyor” denildi. Metinde hükümete seslenilerek şu talepler sıralandı: “İnsan haklarına, Anayasa’ya ve kanunlara aykırı biçimde sürdürülen OHAL/KHK uygulamalarına son verilmelidir. Derhal hukukun ve demokratik kuralların hayata geçirildiği bir ortam kurulmalıdır. Birçok insanın hayatının mahvedilmesinde payı olan OHAL/KHK uygulamaları tarihe kara bir leke olarak geçecektir. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın ‘İşimi geri istiyorum’ haklı talebi derhal karşılanmalı ve hayati tehlikeleri ortadan kaldırılmalıdır.”
OHAL ve KHK’lere karşı yapılan bütün demokratik eylemlerin meşru olduğu ve haklı bir talebi dile getirdiğine vurgu yapılan metinde, demokratik kamuoyuna seslenildi: “Bizler kamuoyunun parçası olarak bu eylem ve etkinlikleri destekliyor ve bundan sonra da bu taleplerin yükseltilmesinde taraf olduğumuzu bildiriyoruz. Bu taleplerin sürdürülmesinde sorumluluk duyuyoruz.
Haklı taleplerin takipçisi olacağız
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevinin OHAL ve KHK zulmünü teşhir ettiğine dikkat çekilen metinde, açlık grevindeki eğitim emekçilerine de şu çağrı yapıldı: “Yüksel Caddesi’nde diğer arkadaşlarınızla birlikte 189 gündür sürdürdüğünüz eyleminiz haklı ve meşrudur. 69 gündür kendi iradenizle sürdürdüğünüz ‘açlık grevi’ direnişiniz, OHAL/KHK zulmünü Türkiye ve dünya kamuoyuna teşhir etmiştir. Açlık grevini, bugün bitirseniz dahi sizin kazandığınız, kamuoyu vicdanına doğrudan etki ettiğiniz, hem Türkiye’de hem de uluslararası düzeyde sesinizi ve soluğunuzu duyurduğunuz ve açlığınızı paylaşacak insanlara ulaştığınız açıktır. Kazandığınız o kadar alenidir ki; açlık grevini, bugün bitirseniz dahi kazanımınızı davul-zurnayla kutlamaya ve 189 günlük direnişinize ortak olmaya hazırız!”
‘Filistinli mahpusların açlık greviyle ortaklaştırdık’
İmza metni Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yetişkin Eğitimi Bölümü'nde Araştırma Görevlisi olan Nuray Türkmen okudu. Metnin okunmasının ardından söz alan İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Gülmen ve Özakça’yı hedef gösteren medya organları ve gazetecilere tepki gösterdi. Açlık grevindeki eğitim emekçilerinin ve onlara destek veren hak savunucularının “terör”le ilişkinlendirildiğini ancak Türkiye'nin “terör mevzuatı”nın sorunlu olduğunu söyleyen Türkdoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da söz konusu “terör mevzuatı” nedeniyle yargılandığını hatırlatarak, “Kendisi de geçmişte söz konusu mevzuat nedeniyle mahkum olmuştu. Kimseyi teröristlikle suçlamaya kalkmayın zaten bu ülkenin mevzuatı sorunlu” dedi. Türkdoğan'dan sonra söz alan Avukat Selçuk Kozağaçlı da, İsrail cezaevlerinde işkenceye karşı 30 gündür açlık grevinde olan Filistinli mahkumlar ile Gülmen ve Özakça'nın açlık grevlerinin birleşeceğini söyleyerek, “Açlık grevinde olan 3 mahkumun eşiyle telefon bağlantısı kuracağız. Filistin'de Müslümanlar on yıllardır açlık içerisindeler. Bugün bu iki açlık birbiriyle birleşecek” diye konuştu. Nuriye Gülmen de Filistinli mahpuslarla açlık grevlerini ortaklaştırdıkları için gururlu olduklarını söyleyerek, “Zalimler ortak, onlar aynı yerden saldırıyor. Biz de aynı yerden direnmeye devam edeceğiz” dedi.