HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana hakkında 3 ayrı suçlamadan 21 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. İddianamede, Zana’nın zafer işaret yapması, DTK binasına gitmesi ve 8 Mart’ta yaptığı konuşma suç unsuru olarak gösterildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 8 Şubat’ta Diyarbakır’da gözaltına alınarak aynı gün adli kontrol şartıyla serbest bırakılan HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana hakkında 9 yıldan 21 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen 156 sayfalık iddianamede Zana, “örgüt üyesi olmak”, “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” ve “Suçu ve suçluyu övmek” iddiaları ile suçlanıyor.
Zana’ya yöneltilen 3 suçlamanın 2 ana başlıkta toplandığını iddianamede, Zana’nın Demokratik Toplum Kongresi’nde (DTK) yürüttüğü ileri sürülen eylem ve faaliyetleri ayrı bir başlıkta, 2012 yılında yasaklanan Newroz’a katılması ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla 2012 yılında Diyarbakır’da düzenlenen mitingde yaptığı konuşması ise ayrı bir başlıkta toplandı.
PKK, KCK ve DTK anlatıldı
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP milletvekilleri İdris Baluken, Nursel Aydoğan ve Altan Tan’ın DTK içinde eylem ve faaliyetlerine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı DTK ana fezlekesinde Zana’nın yer aldığını kaydeden savcı, Zana’nın fezlekesinin başka bir dosya ile birleştirilerek ayrı bir soruşturma yürütüldüğünü hatırlattı. 156 sayfalık iddianamenin 142 sayfasında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla yaptığı görüşme kayıtlarına, PKK, KCK, KONGRA-GEL ve DTK’nin örgütlenme şemaları, kuruluşu, yapısı, tarihi, tüzüğü, işleyişi, KCK Sözleşmesi, KCK Yürütme Konseyi üyelerinin DTK konusunda yaptığı açıklamalara yer verildi. Savcı DTK için “Abdullah Öcalan ve PKK/KCK ile doğrudan ilişkili/bağlantılı bir örgütlenme olduğu hususunda kuşkuya yer yoktur” iddiasında bulundu.
‘Başkanınızı aranıza getireceksiniz’ sözüne hapis istemi
Savcı, DTK’nin çalışmaları için kullandığı Diyarbakır Belediyesi Konuk Evi’nde yapılan teknik ve fiziki takip sonucunda Leyla Zana’nın binaya geldiği ve burada yapılan toplantılara katıldığının tespit edildiğini belirtti. Savcı, Zana’nın 12 Ağustos 2011 ile 23 Ocak 2014 tarihleri arasında DTK binasında yapılan 26 toplantıda konusunun geçtiğini, 14 Temmuz 2011’de BDP il binasında yapılan DTK toplantısına giriş ve çıkış yaptığı, yine aynı binada 2012 yılında yapılan toplantıda da isminin geçtiğini kaydetti. Savcı, Zana’nın 2011 yılında çıkan çatışmalarda yaşamını yitiren 3 PKK’li için 2011 yılında düzenlenen 3 ayrı cenaze törenine PKK ve KCK’nin yaptığı çağrılar doğrultusunda katıldığını iddia etti. Zana’nın, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla 4 Mart 2012’de Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada "Sizler aydınlık beyinlerinizle sizler büyük direnişinizle başkanınızı aranıza getireceksiniz… Sizler cezaevindeki tutsakları barış dilinizle o kapıları açacaksınız ve onları aranıza alacaksınız" şeklindeki sözleriyle PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı kastederek, sahiplenilmesi ve saygı duyulması gereken bir halk lideri olarak anlattığını, bu şekli ile üzerine atılı “suçluyu övme” fiilini işlediğini iddia etti.
‘Örgüt propagandası olabilecek tarzda zafer işareti'
Savcı, Zana’nın Diyarbakır Valiliği’nin yasaklama kararına rağmen örgütün çağrı ve talimatları doğrultusunda Diyarbakır’da Newroz etkinliğine katılarak ön saflarda yer aldığını, güvenlik güçlerinin ihtar ve zor kullanmasına rağmen dağılmayıp direnerek ve yolu araç trafiğine kapatarak ısrarla Newroz alanına gittiği öne sürdü. Zana’nın, BDP seçim otobüsünün üzerine çıkıp “örgüt propagandası olabilecek tarzda zafer işareti yaptığı tespit edilmiştir” ifadesini kullanan savcı, Zana’nın Newroz etkinliğine katılarak, “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” ve “2911 Sayılı kanunun 32/1 maddesine muhalefet” suçlarını işlediğini ileri sürdü.
Belge bulunamadı ama DTK'den suçlandı!
Savcı, Zana’nın söylem ve eylemleri, bulunmuş olduğu konum, toplumun geniş halk kitlelerini PKK’nin emir ve talimatları doğrultusunda yönlendirme kabiliyeti nazara alınarak, eylemler bir bütün olarak “örgüt üyeliği” suçunu oluşturduğunu savundu. Savcı, daha önce Zana hakkında “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçundan açılan 3 ayrı fezlekenin “örgüt üyesi olma” suçu içinde eridiğini kaydetti. Savcı, Zana’nın, “2011-2014 yılları arasında bir siyasi partinin milletvekili ve doğal-seçilmiş üye sıfatıyla Ana DTK faaliyetlerine birçok kez katılarak eylem ve işlemlerde bulunduğundan fakat dosya kapsamında DTK içerisinde konuşma ve eyleme ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından nitelendirme TCK'nın 314/2 maddesi uyarınca örgüt üyeliği” suçundan yapıldığını kaydetti.
Savcı, 6352 Sayılı Yasanının geçici 1. Maddesi uyarınca Zana’nın çeşitli tarihlerdeki 3 eylemi ile ilgili açılan soruşturma ve kovuşturma için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının "Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesine" ilişkin kararlar verdiğini hatırlattı. Milletvekillerinin yasama dokunulmazlıklarının kaldırılması ardından Zana hakkında hazırlanan 3 fezlekenin birleştirilerek, bir bütün olarak suç nitelendirilmesi yoluna gidildiğini aktaran savcı, soruşturma kapsamında ifade vermesi için Zana’ya çağrı kağıdı çıkarıldığını, ancak ifadeye gelmediği için hakkında zorla getirme kararı verildiğini belirtti. Zana’nın savcılıkta alınan ifadesinde üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği, adli kontrol kararı verilmesi talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildiği ve hakkında adli kontrol kararı verilerek serbest bırakıldığı da eklendi.
Davanın yargılamasına ilerleyen günlerde Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak. (DİHABER)