KESK Antalya Şubeler Platformu, yaklaşan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için bir basın toplantısı düzenleyerek ‘İhraçlarınıza, açığa almalarınıza, baskılarınıza 8 Mart’ta ‘Hayır’ diyoruz” dedi.
Siyasi Haber / Antalya
KESK Antalya Şubeler Platformu tarafından düzenlenen basın toplantısında konuşan Eğitim Sen Genel Mali Sekreteri Elif Çuhadar, “Kadınlar sorunlarını taleplerini yüksek sesle 8 Mart’ta alanlarda söyleyecekler. 1 Mayıs’ta da söyleyeceğiz. Yine aynı şekilde mücadeleyi her şekilde büyüterek yükseltmekten başka şansımız yok. Son sözümüzü 16 Nisan’da söyleyeceğiz” dedi
Çuhadar’ın ardından söz alan SES Eş Genel Başkanı Gönül Erdem, “Savaşa, şiddete, iş güvencesizliğine, sosyal güvencesiz kamusal emeklilik hakkı olmadan çalışmaya, işyerinde artan mobbinge baskıya, KHK ile bir gecede binlerce kamu emekçisinin ve onların ailelerinin açlığa ve yoksulluğa terkedilmesine, çocuk istismarına, iş yerinde giderek artan kadına yönelik ayrımcılığa, baskıya ve her türden eşitsizliğe hayır diyoruz. Hayır diyoruz çünkü kadınlar var” dedi.
Son olarak söz alan Tüm Bel-Sen Genel Merkez Yöneticisi Satı Çalı Burunucu, “Son söz olarak hem tek hem adam yönetimine hayır diyeceğiz” dedi.
KESK Antalya Şubeler Platformu adına Eğitim Sen Antalya Şubesi Kadın Sekreteri Özlem Yavuz tarafından okunan açıklama şöyle:
8 Mart; kadınların toplumsal, siyasal, ekonomik, kültürel olarak yaşamın tüm alanlarında maruz kaldığı ayrımcılığa, şiddete ve sömürüye karşı yüzyıllardır yürüttükleri mücadelenin simgesidir.
AKP, kadınları eve hapsetmenin yasalarını çıkarırken diğer taraftan da çalışan kadınları erkek egemen kapitalist sistemin çarkında ucuz iş gücü olarak sömürmenin taşlarını döşüyor. ‘AKP’ye köle sermayeye kul olmayacağız’ diyen kadınlar bu yıl da 8 Mart’ta alanlara çıkıyor.
Bizler, bu ülkede eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren kadınlar olarak her dönemde pek çok engelle karşılaştık. Ancak önümüze konan tüm engelleri, bizden önce bu uğurda mücadele vermiş kadınların anılan, birikimleri ve kazanımlarına yaslanarak, tüm kadınların dayanışması ve mücadelesiyle aştık.
Bütün saldırılara karşı direndik, pes etmedik.
Özellikle son bir buçuk yıldır kitlesel katliamların ve ölümün adeta sıradanlaştığı, yaşamımızın her alanının yangın yerine döndürüldüğü günler yaşadık. Askeri ve sivil darbelerin iç içe geçtiği bir süreçte, kaostan siyasi rant devşirmek isteyen AKP iktidarının OHAL keyfiyet dönemine geçtik. Şimdi daha büyük bir saldırı ile kazanımlarımız yok edilmek isteniyor. Bizi süreklileştirilmiş OHAL rejimi ile yeniden esaret altına almak isteyenlere yine tarihsel hafızamız ve tüketemedikleri mücadelemiz ve örgütlü güzümüzle
8 Mart’ta alanlarda yanıt vereceğiz.
Temel hak ve özgürlüklerin rafa kaldırıldığı, baskı ve şiddetin iktidar eliyle tırmandırıldığı, “tek’ elden çıkarak topluma dayatılan, biat etmeyene yaşam şansı tanımayan içeriğinde kadına dair tek bir kelime dahi bulunmayan, Türkiye’nin yüzyılı aşkın demokratik birikimine, bütün kadın kazanımlarına ağır bir darbe vurmayı hedefleyen:
Bu anayasa değişiklik paketine rıza göstermiyoruz. “HAYIR” diyoruz.
Bu demokratik birikime ve mirasa sahip çıkıyor, tekçiliği reddediyoruz! mevcut teklife “Hayır” diyoruz!
Biz kadınlar çok iyi biliyoruz ki referandumda bu anayasa paketinin geçmesi halinde devletin tüm kademelerinde, siyasette, yargıda, sokakta, evde, iş yerinde kısacası toplumsal yaşamın her alanında bize varlık şansı tanımayacak yeni bir cinsiyetçi rejim inşa edilmiş olacak. Yüz yıllardır verdiğimiz mücadelemizin, kazanımlarımızın ve geleceğimizin tek kişinin insafına bırakılmasına rıza göstermeyeceğiz. Bugüne kadar yürüttüğümüz mücadele, benimsediğimiz ilkelerimiz ve gelecek için taşıdığımız eşitlik ve özgürlük iddiamızın bize yüklediği sorumluluk gereği,
“HAYIR” diyoruz, “HAYIR”ı örgütlüyoruz!
Kadın cinayetlerini arttıran, cinsel istismarı yasalaştıran gerici anlayışınıza,
Bize kapatılmak istenen sokaklarda ve meydanlarda özgürce dolaşmak için,
Evde ve işte yaşadığımız çifte sömürünün katmerleştirilmesine,
İş güvencemizin elimizden alınmasına karşı çıkmak, emeğimize sahip çıkmak için
Evde, okulda, işyerinde, sokakta, mahallede mücadeleyi örgütleyerek 8 Martta alanlarda olacağız.
KHK ile bir gecede gerekçesiz, hukuksuz ve keyfiyetle işten çıkarılmalara, açığa almalara, baskı, sürgün, gözaltı ve tutuklamalara,
Sendikal haklarımıza ve örgütlenme özgürlüğümüze sahip çıkmak için,
Kamunun tasfiyesine, kölelik şartlarında güvencesiz, esnek, cinsiyetçi çalışma rejimine 8 Mart’ta mücadeleyi büyüteceğiz diyoruz!
Ne giydiğimize ne söylediğimize, kaç çocuk doğuracağımıza ve nasıl yaşayacağımıza dair fetva verenlere karşı,
Homofobiye, transfobiye ve öldüren nefretinize karşı,
İş güvencemize, yaşam güvencemize, gelecek güvencemize sahip çıkıyoruz;
KESK’li Kadınlar olarak taleplerimiz ve itirazlarımızla bir araya geleceğimiz, umudumuzu büyüttüğümüz, birbirimizden güç aldığımız tüm kadınları 8 Mart’a çağırıyoruz.
Yüzyıllardır erkek egemenliğine karşı verdiğimiz mücadele fabrikalarda, sokaklarda, ev içlerinde devam ediyor. Kimi zaman cadı olarak yakıldık, taşlandık, hakkımızı aradığımız için yargılandık, sokaklar bizim dediğimiz için ayıplandık. Oysa bütün kadınların paylaştığı ortak sır bütün dünyayı değiştirecek kadar güçlü. Bunu bilen devlet, hükümet, adalet ve sermaye el birliğiyle bize savaş açtı. Biz de ‘Örgütlü Kadınla Özgür Topluma' diyerek ilmek ilmek direnişimizi örüyoruz.
Yaşasın 8 Mart! Yaşasın kadın dayanışması!