HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken, “Referandumun herhangi bir meşruiyeti yok. Meşruiyet zemini sağlanırsa halk sandıkta ders verecektir” dedi
Baluken gündemdeki konulara ilişkin dihaber’den Hayri Demir ve Salman Gozelyüz’ün sorularını yanıtladı.
Baluken, cezaevinden çıktığı gün iki vekilin daha tutuklanmasını “İyimserlik havası daha cezaevinin kapısındayken berhava edildi” sözleriyle değerlendirdi.
HDP Eş Genel başkanlarının ve vekillerin tutukluluğuna dikkat çeken Baluken, anayasa değişikliği referandumu için ise “Bu referandumun herhangi bir meşruiyeti yok. Meşruiyet zemini sağlanırsa halk sandıkta ciddi bir ders verecektir” dedi.
Çözüm süreci döneminde İmralı Heyeti’nin içinde yer alan olan Baluken, o dönemin suç sayılmaya çalışıldığını ifade ederek, “Benim tutuklu olduğum dosya ile ilgili ağır suçların istinat edildiği çalışmaların tamamıyla ilgili fezlekeyi hazırlayanlar bu paralel devlet yapılanması mensubu emniyet güçleri, iddianameyi hazırlayanlar da Fetullahçı yapılanmayla ilgili savcılardı. Hepsi cezaevinde. Bu insanların daha önceki süreçlerde çözüm çalışmalarını nasıl sabote ettiğini çok iyi biliyoruz. KCK operasyonlarından bu güne kadar Paris katliamı gibi birçok şeyde nasıl görev aldığını çok iyi biliyoruz. Belli ki çözüm süreci yürürken de aslında çözüm sürecini mahkum etmek üzere böylesi bir hazırlık yapılmış, böylesi bir tuzak hazırlanmış” dedi.
“Benim üzerimden çözüm sürecinin bütün çalışmaları mahkum edilmek istendi” diyen Baluken, şunları kaydetti:
“Belki aslında orada o dönemin devlet ve hükümet yetkililerini de hedefine alan bir şey de belki hazırlanmış olabilir bu savcılar tarafından. O yüzden benimle ilgili durum aslında mahkeme heyetine de ifade ettim; yarın öbür gün bu süreç içerisindeki çalışmalarda yer almış herkesin durumunu yakından ilgilendirecek bir takım yeni sonuçlara yol açabilir. Bu yönüyle doğrudan çözüm heyetinde yer alıyor olmamız, o dönem yürüttüğümüz bütün çalışmaların kamuoyuna mal olması benim şahsımda çözüm süreciyle ilgili bir tuzağın da çözüm sürecini tamamen suç saymaya yönelik bir kumpasın da devrede olduğu kanaatini uyandırdı.”
"Anayasa görüşmesi meşru değildir"
Tutuklu milletvekillerinin olduğu bir ortamda anayasa değişikliği paketinin Meclis’ten geçmesinin meşru olmadığını belirten Baluken, “Diyarbakır milletvekili olarak benim ismim okunduğunda benim orada oy kullanmam gerekiyordu. Partinin eş başkanlarının isimleri okunduğunda onların orada oy kullanma koşullarının sağlanması gerekir. Kullanır kullanmaz, olumlu olumsuz hangi anlamda kime ne kadar etki yapar, siyasi sonuçlarının ne olacağı bunu kimsenin değerlendirme hakkı yoktur. Dolayısıyla mevcut oylamanın kendisi çok ciddi bir tartışmayı da beraberinde getirmişti. Kaldı ki şimdi bir referandum sürecine girildi. Açık söyleyeyim; bu referandumun şu anda herhangi bir meşruiyeti falan yok. 6 milyon oy almış partinin iki eş başkanı, milletvekilleri, belediye başkanları, binlerce seçilmiş siyasetçisi, üyesi tutukluyken neyin meşrutiyetinden bahsedeceğiz” dedi.
OHAL koşullarında sandık güvenliğinin de tartışmalı olacağını söyleyen Baluken, “Gazeteciler tutuklandı, televizyonlar kapatıldı. Yaygın medya ağır sansür işletiyor, dolayısıyla bu referandumun meşruiyeti üzerinden bir tartışma toplumda çok fazla gündemleşmedi. Ben bu meşruiyet zeminin mutlaka sağlanması gerektiği kanaatindeyim. Bu zemin üzerinden mevcut durum giderilirse, bununla ilgili Türkiye’nin içerisinde bulunduğu koşulların Türkiye halkları açısında son derece sağlıklı bir şekilde değerlendirileceği ve bugünkü tablonun sorumlularına sandıkta ciddi bir ders verileceği kanaatindeyim” dedi.