Samandağ’ın CHP, HDP ve SYKP ilçe örgütlerinin de içinde olduğu Samandağ Emek ve Demokrasi Güçleri bir basın açıklaması yaparak HDP’nin Eş Başkanlarıyla birlikte 10 milletvekilinin tutuklanmasını ve Cumhuriyet gazetesinin 9 yazar ve yöneticisinin hapse atılmasını protesto etti.
Samandağ Emek ve Demokrasi Güçleri bugün Abdullah Cömert Alanında yaptığı basın açıklamasıyla AKP hükümetinin OHAL uygulamalarını ve demokrasi güçlerine saldırılarını protesto etti. Basın açıklamasına Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Eğitim Sen ve çeşitli demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri katıldı.
Eylemde konuşan SYKP İlçe Eş Başkanı Yusuf Kimyon “AKP-MHP dinci-faşist blokuna karşı bütün demokrasi güçlerini, parti, örgüt, girişim, çevre, birey fark etmeksizin ‘amasız ve fakatsız’ yan yana gelmeye, başlattığımız birlikte mücadele zeminlerini güçlendirerek OHAL’e karşı mücadeleye çağırıyoruz” dedi. CHP İlçe Eş Başkanı İbrahim Aydoğan ise “Faşist cephe amacına ulaşamayacak. Başkanlık sistemini, diktatörlüğü getiremeyecekler. Çünkü bu ülkede laikler, demokratlar, devrimciler, solcular yaşıyorlar ve diktatörlüğe karşı duruşlarını demokrasiye bağlı kalarak korkusuzca devam ettirecekler” şeklinde konuştu.
Son süreçte Cumhuriyet Gazetesi, HDP ve CHP’ye yapılan baskı ve tutuklamaları protesto amacıyla düzenlenen basın açıklamasına, CHP İlçe Başkanı İbrahim Aydoğan, HDP İlçe Eş Başkanı Seyhan Nural, SYKP İlçe Eş Başkanı Yusuf Kimyon, SYKP İl Eş Başkanı Hülya Kavuk, Samandağ Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Kamacı, Eğitim Sen, demokratik kitle örgütleri ve halktan çok sayıda kişi katıldı.
Basın toplantısında CHP ilçe örgütü adına konuşma yapan İlçe Başkanı İbrahim Aydoğan şunları söyledi: “Bugün ülkemizde demokrasinin sürdürülmesi için yaşamsal öneme sahip kurumlara, parlamentoya, yargıya, siyasi parti ve basın-yayın kuruluşlarına kaygı verici siyasi müdahaleler yapıldığına tanık oluyoruz. Bu süreç, son bir haftada yaşadıklarımızla yeni ve korkutucu bir evreye girmiş bulunmaktadır. Eşitlik, özgürlük ve barış için sivil diktaya ve başkanlığa hayır! Siyasal İslamcı ideoloji temelinde yeni bir rejim inşa ediliyor. 15 Temmuz darbe girişimini fırsata çeviren Saray ülkeyi OHAL üzerinden KHK’larla tek başına yönetiyor. Parlamento fiili olarak tasfiye edilmiş durumda. İçeride ve dışarıda izlenen politikalar sonucunda ülkemiz hızla bir felakete doğru sürükleniyor. Bölgede mezhepçiliği, kutuplaşmayı, şiddeti tırmandıran, ülkeyi ve bölgeyi kan gölüne çeviren zihniyet, yeni Osmanlıcılık hayalleri için savaşı dayatıyor. Akademisyenler, öğretmenler, gazeteciler tutuklandı… Belediye Başkanları tutuklandı. Televizyonlar, gazeteler kapatıldı… Cumhuriyet’le yaşıt Cumhuriyet Gazetesi’ne operasyon yapıldı, birçok yazarı tutuklandı. Şimdi de 6 milyon oy almış HDP Eş Genel Başkanları ve milletvekilleri gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. Tutuklamalarda, göz altılarda hukuki gerekçe aramak anlamsız, çünkü kararlar siyasi ve idari! Bu nedenle bugün sıranın kimde olduğu belli değil! Eğer adalet istiyorsak, demokrasi istiyorsak, her şey bir yana vicdandan bahsedeceksek tavır almak zorundayız. Kimin neci olduğunun artık bir hükmü kalmadı. CHP Samandağ İlçe Örgütü olarak bu uygulamaların haksız olduğuna inanan bütün çevrelerle birlikte ‘Faşizme karşı omuz omuza’ sloganını kendimize rehber edinerek her gün bu meydanlarda olacağız. Bunun başka yolu yok! Diktatörlük kurma çabaları, çok geçmeden özgürlük, hukuk ve demokrasi sevdalısı halkımızın iradesi tarafından yenilgiye uğratılacaktır. Türkiye’yi uçuruma sürükleyenler mutlaka yargıya hesap verecektir. Faşist cephe amacına ulaşamayacak. Başkanlık sistemini, diktatörlüğü getiremeyecekler. Çünkü bu ülkede laikler, demokratlar, devrimciler, solcular yaşıyorlar ve diktatörlüğe karşı duruşlarını demokrasiye bağlı kalarak korkusuzca devam ettirecekler. Vedat Türkali'nin dediği gibi ‘Zulüm varsa direnme haktır’. Bize de direnme düşmüştür. Hoş geldi sefa geldi!“
SYKP İlçe Eş Başkanı Yusuf Kimyon da şöyle konuştu: “Türkiye’de adım adım faşizm inşa ediliyor. Gazeteler, televizyonlar, radyolar kapatılıyor, kamuda çalışan on binlerce kişi işten atılıyor, HDP belediyelerine kayyum yoluyla el konuluyor, demokratik siyasetçiler gözaltına alınıp tutuklanıyor. Aleviler, Kürtler, seküler yaşamı savunanlar, demokratlar, sosyalistler, kadınlar hedef haline getiriliyor. 15 Temmuz sonrası devreye sokulan OHAL’le darbecilere karşı demokrasiyi savunmak şöyle dursun, tam tersine demokratlara karşı darbe yapılıyor, faşizm kurumsallaştırılıyor. Muhalif seslerin susturulması kapsamında TV 10, Hayat TV, İMC TV’nin kapatılması; Özgür Gündem, Cumhuriyet gazetesi ve Evrensel Kültür dergisine yönelik saldırılar ve çeşitli radyolara da operasyonlar yapıldı. OHAL hükümeti sadece Türkiye sınırları içerisinde değil, tüm Ortadoğu’da selefi cihatçı teröristleri destekleyerek ülke içinde ve dışında savaşı körüklüyor. Son olarak 6 milyon oy almış olan HDP’nin Eş Başkanları ve milletvekillerinin tutuklanması, yaşadığımız sürecin ne kadar karanlık olduğunu göstermektedir. 6 milyon insanın temsilcilerinin bile karga tulumba gözaltına alındığı ve tutuklandığı bir ülkede hiç kimse güvende değildir. Türkiye AKP ve MHP’nin fiili koalisyonuyla yönetilmektedir. Bu dinci ve faşist blok, her türlü demokratik kazanımı budamak, muhalif kesimler olan Kürtleri, Alevileri ve sosyalistleri siyaset sahnesinden silmek için pervasızca saldırmaktadır. Bu bloka karşı bir kez daha bütün demokrasi güçlerini, parti, örgüt, girişim, çevre, birey fark etmeksizin ‘amasız ve fakatsız’ yan yana gelmeye, başlattığımız birlikte mücadele zeminlerini güçlendirerek OHAL’e karşı mücadeleye çağırıyoruz. Erdoğan’ın ve sermayenin faşizm yürüyüşünü, ancak ve ancak güçlü, kararlı ve birleşik bir direniş odağı ile durdurulabiliriz Bu gidişe son vermek ellerimizdedir. Birlikte mücadele ederek faşist tırmanışı geriletebiliriz. İç savaş çıkarmak için elinden geleni yapan iktidara karşı daha çok halkların eşitliğini savunmak daha çok barışı savunmak zorundayız.”