Almanya’da aktivist Gökmen Sambur ve eğitimci Leman Stehn Türkiye’deki çocuk istismarı kanun tasarısına karşı açlık grevine başladı.
AKP’li vekillerin meclise sunduğu ve çocuk istismarını meşrulaştıran tasarı dünyanın her yerinde tepki görmeye devam ediyor. En son olarak da aktivist Gökmen Sambur ve eğitimci/sanatçı Leman Stehn Facebook üzerinden yaptıkları duyurularla, bu gerici yasa tasarısını protesto etmek amacıyla Almanya’da açlık grevine başladıklarını duyurdular.
Haber.land tarafından Gökmen Sambur ve Leman Stehn ile yapılan röportaj şöyle:
Merhaba. Öncelikle eyleminizden ve amacından söz eder misiniz?
Başbakanın açıklaması ne yazık ki var olan bir realitenin ödüllendirilmesi anlamı taşımaktadır Asıl küçük yaşta evliliklerin engellenmesi noktasında “devlet olmanın” sorumluluğunu yerine getirmekten kaçmaktır. İnsan ve Çocuk Hakları Evrensel Beyannamelerinde imzası bulunan bir ülkenin, küçük yaşta evlilikleri özendirici bu yaklaşımını kınıyorum. Var olan yasanın mağdur ettikleri gibi, geriye dönük bu yaklaşım cinsel istismar ve tecavüzlerin önünü açmaktır. Bu yasayla amaçlanan, yasal evlilik yaşı olan 18’i ortadan kaldırararak sözde “rıza” adı altında küçük yaşta evliliklerin legal hale getirilmesidir.
AKP iktidarı boyunca çocuk yaşta evlendirmelerin sayısı %94 arttı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Geçmiş dönemlere göre bugüne kadarki iktidarlarında % 94 artan çocuk evliliklerin “toplumun islamlaştırılması” politikalarının bir sonucu olduğunu düşünüyorum. Çocuk yaşta evliliklere ilişkin islam’ın geçmiş ve bugünkü pratiği kişi ve ailelerin elini güçlendirmekte, devletin bunu bilince çıkarmak görevi varken, bu yasayla onaylaması şetiatta giden yolun daha da açılmasıdır.
Almanya’da yaşıyorsunuz. Bu konu ile ilgili Alman basınında herhangi bir haber yer aldı mı? Alman kamuoyunun tepkisi nedir?
Konuya ilişkin Alman basınında bir kaç haber düzeyinde verilmesinin dışında takip edebildiğim kadarıyla henüz geniş anlamda yer almadı. Küçük yaşta evliliklerle ilgili, mültecilerin gelişiyle beraber tartışılmaya ve gündeme gelen bir konu hükümet bazı önlemleri tartışıyor. Belki bir Alman hukukçusu sorunuza daha detaylı cevap verebilir..
Yasanın engellenmesi için Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olan herkesin demokratik tepkisini ortaya koymasının parti, örgüt, ırk, cinsiyet ayrımı yapmadan bir insanlık görevi olduğunu belirtmek istiyorum. Darbe bahanesiyle ülkenin totaliter, şeriatcı bir sisteme doğru götürüldüğünü, laik, demokratik, eşitlikçi tüm toplumsal kesimlerin bu duruma ortak karşı çıkması gerektiğini ve barışçıl bir ülke olma özlemlerimizi ise birlikte haykırarak yan yanalığımızın sonucu olarak kazanacağımızı düşünüyorum.
Eğer tecavüzü ve çocuk yaşta evliliği yasallaştıracak bu önerge kabul edilirse, ne yapılması gerekir? Sizin bu konuda bir başka eylem girişiminiz olacak mı?
Bu “utanç yasasının” geçmesini engelleyemezsek, bu Türkiye Cumhuriyeti tarihine büyük bir kara leke olarak kaydedilecektir. Bununla birlikte, iktidarın şeriatı yaygınlaştırılmasının toplumsal meşruiyetini oluşturacağını, Sunni İslami yaşam tarzının bir zemin bulacağını, çocuk ve kadınların üzerindeki yasa koyuculuktan kaynaklı baskıların artacağını düşünüyorum. Daha dün TÜYAP Kitap Fuarında bir resim sergisine müdahale eden tahammülsüzlügün bu dayatmaları ülkeyi felakete götürüyor, karşı çıkmak ve bir tavır geliştirmek zorundayız.
Son olarak, yayınımız aracılığıyla iletmek istediğiniz herhangi bir mesajınız/çağrınız var mı?