HDP’li vekillerin gözaltına alınmalarının ardından klasik güvenlikçi söylemlerini sürdüren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir yandan“Seçimle gelen seçimle gitmeli” derken diğer yandan Kandil’e saldırı çağrısı yaparak “Sivrisinekle uğraşmak yerine bataklığı kurutmanız lazım” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Yerelde Kalkınma faaliyetlerinin anlatılacağı Yerel Yönetimler Toplantısı'nda konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz düşünen insanların, siyasetçilerin, bilim insanlarının, gazetecilerin görüşleri ne olursa olsun hapse atılmasına karşıyız. Demokrasiyi savunuyorsanız seçimle gelenlerin seçimle gitmesini savunacaksınız. Aksi halde demokrasiyi katledersiniz" diye konuştu.
Konuşmasında güvenlikçi söylemlerini devam ettiren Kılıçdaroğlu, bir yandan “seçimle gelen seçimle gitmeli, halkın direnme hakkı var” gibi ifadeler kullanırken, diğer yandan “Sivrisinekle uğraşmak yerine bataklığı kurutmanız lazım. Musul’a ve Rakka’ya gideceğiz diyorlar. İyi gidin. Ama burnunuzunu dibinde Kandil var. Niye bir şey yapmıyorsunuz?” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
‘Sivrisinekle uğraşmak yerine bataklığı kurutmanız lazım. Kandil’e niye bir şey yapmıyorsunuz?’
Elbette terör insanlık suçudur. Terörle mücadelenin akıl ve mantıkla yapılması lazım. Sivrisinekle uğraşmak yerine bataklığı kurutmanız lazım. Musul’a ve Rakka’ya gideceğiz diyorlar. İyi gidin. Ama burnunuzun dibinde Kandil var. Niye bir şey yapmıyorsunuz? Türkiye iyi yönetilmiyor.
Freni kopmuş kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz. Bu anlayış uluslararası saygınlığımıza darbe vuran bir anlayıştır. Bu endişe bütün dünyada var. Türkiye nereye gidiyor diyorlar. Türkiye’yi yönetenler Türkiye’yi bir Ortadoğu ülkesine dönüştürmeyi istiyorlar. İzlenen politikalar da bunu gösteriyor.
‘Halkın doğal olarak direnme hakkı vardır’
Neden illa başkanlık diyorlar? Türkiye’yi bir kişinin iki dudağı arasına hapsetmek istiyorlar. Eğitim mi, onun istediği olacak. Kadın erkek eşitliği, onun istediği gibi olacak. Yasalar, onun istediği gibi olacak. 21’nci yüzyıldan söz ediyorum, 19’uncu yüzyıldan söz ediyorum ben. Elbette ki hepimiz yasalara hukuka uymak zorundayız. Gereğini yapmak zorundayız. Ama birileri hukuka uymazsa, hukuku çiğnerse, kendi hukukunu evrensel hukuk olarak bize dayatırsa o zaman bu halkın doğal olarak direnme hakkı vardır. 15 Temmuz öncesi direnme hakkından söz ettiğimde hep birlikte ayağa kalktılar, ne demek direnme hakkı diye? Direnme hakkı, Alman Anayasası'nda vardır. Anayasaya konmuştur, niçin? Hitler’den örnek alınarak konulmuştur. Çılgınlara ülkeler teslim edilemez. Aklı bali olmayanlara ülkeler teslim edilemez. Bilgisi olmayan insanlara ülkeler teslim edilemez. Basiretli davranmayanlara ülkeler teslim edilemez. Ön yargılarını öne koyup, düşüncelerin önüne set çekenlere ülkeler teslim edilemez. O neden kuvvetler ayrılığı, güçler ayrılığının sebebi budur.
‘Kan davasıyla ülke yönetilemez’
Bütün bunların alt yapısı başkanlığı hazırlamak için düzenleniyor. Çok tehlikeli bir sürecin içine sürükleniyor Türkiye. Tarih tarih, Osmanlı Osmanlı diyorlar. Kardeşim Osmanlı diyorsan, parlamenter sistem 150 yıldır var zaten. Sen Osmanlı’yı da bilmiyorsun, tarihi de bilmiyorsun. Ben sana neyi anlatacağım? Bir insan her şeyi bilmeyebilir, bilmemek ayıp değildir. Öğreneceksin. Dünya kadar saygın tarihçimiz var. Saygın tarihçiyi değil deli birisini getiriyor bana tarih öğret diye. Aklı bali olmayan birisini çağırmış danışmanım diye. Bütün AKP’li milletvekili kardeşlerime sesleniyorum. Benim duyduğum kaygıyı sizlerin de duyduğunu biliyorum. Aynı muamele size yapıldığında siz isyan ederdiniz. Geçmişte örneklerini gördük, o travmayı bu toplum hala atlatmış değildir. Siyasette kan davası güdülmez. Rahmetli Demirel’in dediği gibi siyasette 24 saat bile çok uzun bir süredir. Kan davasıyla bir ülke yönetilemez. Eğer sorgulanacaksa, ülkeyi şehirleri silah deposu haline getirenlere göz yumanlara hesap sorması lazım. Valilere kaymakamlara telefon edip, sakın bunlara dokunmayın diyen kimlerse onların yakalanması, sorgulanması lazım.
‘Ortadoğuya barışı kim getirir? Tek cevabı var CHP’
15 Temmuz gecesi 200 şehidimiz Türkiye’ye dikta gelsin diye mi şehit oldu? Yoksa demokrasi için mi şehit oldular. Bunların tamamının sorgulanması lazım. Bunları yapınca başarıyı yakalamış oluruz
Yurttaşlarıma sesleniyorum. Bu ülkenin birlikte yaşamaya, demokrasiye, huzura, düşünce özgürlüğü ortamına ihtiyacı var. Bu ülkenin insanlarının, birbirlerini tanımasa bile insanların birbirine selam vermesine ihtiyacı var. İnsanların, siyasetin dar ve acı kalıplarına sokulmasına değil, özgürce dolaşmalarına ihtiyaç var. Bütün mücadelemiz barış içindir. Bölge için de barışı güvence altına alacağız. Ortadoğu’ya barışa kim getirir? Tek cevabı var CHP.
Terörle mücadele ediyorum diye gazetecileri, sanatçıları, yazarları, er ve erbaşları hapse atacaksın. Parantez içinde Adil Öksüz’ü serbest bırakacaksın. Bu konuda tek kelime bile etmeyeceksin. Adil Öksüz’ün eline neden kelepçe takılmaz? GPS cihazını Öksüz’e kim vermiştir? O cihazı Türkiye’ye hangi kurum ithal etmiştir. Bunları bilmek bizim hakkımız. Hükümet kanadından tık yok. Niye tık yok?
‘Demokrasinin yolu CHP iktidarıdır’
Demokrasi gelsin diyorsanız tek yolu vardır: O yol CHP’nin iktidarıdır. Ben 14 yıl falan da istemiyorum. 4 yılda bu ülkeyi dünyanın saygın ülkelerinden biri yapacağız. 4 yılda tam demokrasi ve barışı getiririz. 4 yılda burada kimse saltanatı kuramayacak. Gazeteciler devletten beslenmeyecek. Bunu da havuz medyası için söylüyorum. Kamu bankasına telefon edip bana 1 milyon gönder işçinin parasını ödeyeceğim diyemeyecek.
Bu ülkeye huzuru getirmek bizim boynumuzun borcu olacaktır.