Gerekli önlemler alınmadığı için çığ gibi büyüyen iş kazaları ve işçi cinayetlerine bir yenisi daha eklendi. Bu kez kreş olmadığı için işçi bir babanın çalıştığı fabrikaya götürdüğü 6 yaşında bir çocuk yaşamını yitirdi.
Bunun bir iş cinayeti olduğunu vurgulayan Akademisyen Berna Müftüoğlu, “Patron da, devlet de bundan sorumludur ve suçludur” dedi. Kadın Emeği Platformu Üyesi Özge Yurttaş ise, açlık sınırının altında bir asgari ücretle çalıştırılan işçi ve emekçiler için kreş ve diğer tüm hakların yeri geldiğinde hayati bir anlamının olduğunu bir kez daha gördüklerinin altını çizdi.
Anne çalışınca fabrikaya götürdü
Evrensel’den Duygu Ayber’in haberine göre; Antalya’nın Aksu ilçesinde bir kereste fabrikasında çalışan 23 yaşındaki Özgür Öz, eşi Sultan Öz’ün o gün çalışması nedeniyle çocukları 6 yaşındaki Ali Can ile 3 yaşındaki Ayşe’yi fabrikaya getirdi. Oyun oynamaya başlayan 6 yaşında Ali Can Öz tomrukların yıkılması sonucu altında kalarak yaşamını yitirdi. Baba Öz, 3 yaşındaki kızını ise son anda ezilmekten kurtardı.
Çocuklarını bırakabilecek yerleri olmadığı için işyerine getirmeye mecbur kalmaları ve kreş olmayan işyerinde çalışma riskleriyle karşı karşıya kalmaları sonucu yaşanan ölümü değerlendiren İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kadın Meclisi’nden Akademisyen Berna Güler Müftüoğlu, “İşyerinin kreşi olmayışı bir çocuğun katline neden olmuştur” dedi.
“Sorumlu devlet ve patron”
Hükümetin 16 Ağustos 2013’de çıkardığı “Gebe ve Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik” te 150’den fazla işyerleri için kreş açma zorunluluğunu hatırlatan Müftüoğlu, “Bilenen bir gerçek var ki, işyerleri kadın çalışanların sayısını 150’nin altında tutarak kreş sorumluluğundan kurtulmaktadır. Üstüne üstlük 1 Ocak 2013’te Maliye Bakanlığı’nın yayımladığı ‘Kamu Sosyal Tesislerine İlişkin Tebliğ’ ile kamu bütçesinden harcama yapılması kesilmiş olup, zaman içinde kreşler kapanmaya terkedilmiştir” diye konuştu. Müftüoğlu, öte yandan devletin verdiği destek ile özel kreş masraflarının da karşılanamadığına dikkat çekerek, “Aynı zamanda özel sektör patronlarının ‘kreş hizmeti satın alma’ uygulaması nedeniyle, kadın çalışanlara imzalatılan formalarda kreş hizmetinin satın alındığı gösterildiği bilinmektedir. Sadece annelik hakkı değil, aynı zamanda babalık hakkı ve de çocuk hakkı için kreş hakkı devletin yerine getirmesi asli bir zorunluluktur” dedi. “Ne var ki ödenmemesi gereken bedelin en ağırını, geçinmek zorunda olan emekçi anne babanın ödüyor olmasıdır” diyen Müftüoğlu, yaşanan bedelin sorumlusu ve suçlusunun devlet ve patron olduğunu ifade etti.
Kadın Emeği Platformu Üyesi Özge Yurttaş ise şunları söyledi: “Türkiye’de milyonlarca kadın ve erkek emekçi için kreş talebinin haklılığı yaşanılan bu acı kaza ile bir kez daha anlaşılıyor sanırım. Bu nedenle güvenceli iş, insanca yaşam mücadelemizi işçi sağlığı ve güvenliği kadar ısrarla kreş, babalar için de ebeveyn izni talepleriyle tümlememiz gerektiği kanısındayım”.