Temel Karataş yazdı: Ahmet Altan’la hedeflenen Erdoğan mı?
Ahmet Altan, hükümetin belirlediği sınır olar 17/25 öncesi konularla ilgili olarak ikinci kez gözaltında. Anlaşılan, hukuk AKP'nin bu kriterini dikkate almadı. Savunmasını "Taraf'ı FETÖ talimatıyla çıkardıysam Erdoğan da o davaların savcısıydı, beraber yürüdük biz bu yollarda" derse ne olacak?
Anayasaya ve hukukun evrensel kurallarına aykırı olarak çıkarılan KHK'lar aracılığıyla OHAL rejimi hızla sürüyor. Kitlesel gözaltı ve tutuklamalar, açığa almalar, görevden almalar hukuk tekmelenerek ısrarla sürdürülüyor. FETÖ hayalet örgütü için çıkarılan OHAL, işbirliği yaptıkları gibi akla sığmaz bir gerekçeyle PKK'ya, giderek DBP, HDP ve Kürtlere, akademisyenlere, solcu-muhalif öğretmenlere, yazarlara, edebiyatçılara kadar uzandı. Bu durum OHAL'in kalk(a)mayacağının en önemli göstergesi. Çünkü OHAL'in bitmesi demek, hukuka dönüş demek. Bundan sonra hukuka dönüş iktidar lehine olmayacak gibi görünüyor. Ahmet Altan'ın salındıktan sonra başka bir gerekçeyle tekrar gözaltına alınması da seçime kadar OHAL'den dönüş olamayacağının göstergelerinden biri. Neden mi?
AKP'li vekiller bile FETÖ denen hayalet yapının AKP ve devlet kurumlarında halen örgütlü olduğunu söyleyedursun, "hukuk" Mehmet Altan'ı memleket için daha önemli bir tehlike görmüş. Ahmet Altan'ı tutuksuz yargılanmak üzere bırakmıştı. İlginçtir, salındıktan saatler sonra tekrar aranmaya başladı ve gözaltına alındı. Sebep ilginç: Taraf gazetesini FETÖ talimatıyla yönetmek! FETÖ talimatıyla Ergenekon ve Balyoz süreçlerinde haberler yapmak! İşte bu suçlama ilginç olayların da kapısını aralayabilecek bir başlangıca benziyor. Çünkü hükümet, hukuk adına karar vererek FETÖ'cülük için 17/25 Aralık'ı kriter olarak belirlemişti. Yani bu dönemden önceki günahları bir anlamda yok sayan, affeden bir kriter koyuldu. Çünkü bu tarihten önceki süreçte AKP ile FETÖ'yü birbirinden ayırt etmek bir hayli zorlaşıyordu.
Peki Ahmet Altan Taraf gazetesini ne zaman yönetti? 17-25'ten önce. O halde, hukuk, AKP'nin bu kriterini pek dikkate almamaya karar verdi denilebilir mi? Eğer öyleyse, hukukun mumla arandığındı şu günlerde böyle cesur bir kararı verecek hakim kaldı mı? Yoksa bu da yeni bir darbe mi? Çünkü Ahmet Altan'ı böyle bir gerekçeyle tutuklamak yalnızca onunla sınırlı kalabilecek bir mevzu değil. Bu mesele tüm AKP'yi hatta Erdoğan'ı da doğrudan bağlayacaktır. Ahmet Altan böyle bir yargılamada mahkeme heyetine, "O dönemde FETÖ'den talimat almadım. Daha FETÖ diye bir örgüt icat edilmemişti. Ancak talimatla haberini yaptığımı iddia ettiğiniz davanın savcılığını bizzat Tayyip Erdoğan üstlenmiş ve bunu bütün Türkiye'ye duyurmuştu. Yani, anlayacağınız hakim bey, beraber yürüdük biz bu yollarda" derse, ne olacak?
Hukukun elden bırakılması halinde kitlelerin büyük zararlar gördüğünü en azından şu son 10 yılda defalarca gördük. Ancak belli ki, ortadaki asıl mesele bunlardan ders alınamayacak kadar büyük. Ya yine öngörülemeyen ve kontrolden çıkan birşeyler var ya da bir maceraperest bir savcının hukukla imtihanını izleyeceğiz. İzeyelim, görelim. Ama adalet ayaklar altındayken izleyici olmanın da bir bedeli olacağını aklımızdan çıkarmadan…