Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın, sezaryen açıklamasına sağlık örgütlerinden tepki geldi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, “Sezaryen, Türkiye'de bir çılgınlık halini almış durumda. Özel hastanelerde yüzde 70'in üzerinde yüzde 75'ler civarında sezaryen oranları var. Bu hususta yeni bir eylem planımız var” açıklamasına sağlık örgütlerinden tepki geldi.
Akdağ’ın daha çok çocuk yapmanın önünde engel kalmaması için böyle bir açıklama yaptığına dikkat çeken sağlık örgütleri, özel hastanelerde iki üç katı paraların alınmasının, sağlığın parayla alınır satılır hale gelmesinin AKP’nin 14 yıldır uyguladığı sağlıkta özelleştirme politikalarının sonucu olduğunu bildirdi.
SES Genel Sekreteri: ‘Tıbbi bir gerekliliktir’
“Sezaryen tıbbi bir gerekliliktir buna hekim karar verir” diyen SES Genel Sekreteri Birsen Seyhan, şöyle devam etti: “Zamanında sezaryeni performans, puan diye kendileri teşvik ettiler” dedi. Akdağ’ın bir yandan ailelerin doğumlara kendi karar vereceklerini söyleyip diğer yandan doğum kontrolü araçlarını son yıllarda ulaşılması güç hale getirdiklerini ifade eden Seyhan, sezaryenin özel hastanelerde daha çok olmasıyla ilgili şunları söyledi: “Özel hastanelerde iki üç katı paraların alınmasına, sağlığın parayla alınır satılır hale getirilimesine izin verdiler. Şimdiyse sanki bu ülkede bu politikaları başkaları uyguluyormuş gibi, sanki kendilerinin sorumlulukları yokmuş gibi özel hastanelere suçu atıyorlar. Oysa 14 yıllık sağlık politikaları ortada.”
Evrensel'den Zülal Koçer'in haberine göre, Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Selma Güngör de Sağlık Bakanının doğacak çocukların ya da kadınların sağlığını düşünmeden sadece nüfusu arttırma derdinde olduğunu belirterek “Sezaryenle ilgili derdi de şu, cerrahi bir girişim nedeniyle rahim etkilendiği için doğum sayısını kısıtladığı için karşı çıkıyor. Doğum sayısını arttırmakla ilgili bir derdi var. Doğum kontrolünden bahsediyor, oysaki doğum kontrolü değil, kontrollü gebelik, her kadının istediği zaman istediği kadar çocuk sahibi olması gerekiyor. Bunun olması için alınması gereken önlemler arasında olan doğum kontrol hapları, kondom, rahim içi araç uygulamaları var bunların rahim içi araç uygulamalarının aile hekimliğine geçişle birlikte çok azaldığını görüyoruz. Hem birinci basamak sağlık hizmetlerinde hem hastanelerde bu araçların yetersiz kaldığını görüyoruz” diye konuştu.
SES Aksaray Şube Başkanı Aydın Erol da sezaryen doğumların engellenmesiyle ilgili kamu hastanelerinde hekimlerin baskı altına alındığını söyleyerek “Gereksiz sezaryenlerin önüne geçmek için endikasyon isteniyor. Kamu hastaneleri bunu çok disiplinli bir şekilde bunu uygulanıyor” dedi. Erol kamu hastanelerindeki bu uygulamaların ve Akdağ’ın açıklamasının altında yatan asıl nedenin daha çok çocuk yapmanın önünde engel kalmaması olduğunu dile getirdi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ yaptığı açıklamada, Sağlık Bakanlığının doğurganlık yaşındaki kadın, sağlıklı hamilelik, doğum ve bebek konularına odaklanması gerektiğini ifade ederek, “doğum karşıtı bir politikanın ürünü olan ‘doğum kontrolü’ kavramının tarihin çöplüğüne atıldığını, Türkiye'de de devletin yıllarca doğum karşıtı politika izlediğini” ileri sürdü. Akdağ, açıklamasında, bir yandan batı ülkelerinin nüfusunun yaşlandığını, toplumların yaşlanması sonucunu ve büyük finansal yük getirdiğini, diğer yandan ise bir ailenin ne kadar çocuk yapacağına kendisinin karar vermesi gerektiğini söyledi.
AKP hükümetlerinin, ortalamaya kıyasla daha çok çocuk yapılmasını teşvik ettiğini hatırlatan Akdağ, "Bizde de ortalama doğum sayısı 2,1'lerde. Bu daha alta inerse, biz de batılı ülkelerin yaşadığı sıkıntıları yaşarız." dedi.
Akdağ, "Sezaryen Türkiye'de bir çılgınlık halini almış durumda. Özel hastanelerde yüzde 70'in üzerinde, yüzde 75'ler civarında sezaryen oranları var. Bu hususta yeni bir eylem planımız var." diye konuştu.
Akdağ, sezaryenle doğumun altında kolaycılığı gördüğünü söyleyerek "Bunu kabul edilemez görüyorum. Ben buna karşı ciddi bir mücadele vermeye kararlıyım. Bir özel hastanede yüzde 70-80 sezaryen yapılıyorsa, muhtemelen orada bu işi yapan hekim arkadaşım ya da arkadaşlarım normal doğum yaptırmayı yeterli bilmiyorlardır. Dolayısıyla onları eğitime almaya varıncaya kadar, kararlı tedbirler uygulayacağız. Bunu açıkça herkesin bilmesini arzu ediyorum. Bu meselenin ısrarla takipçisi olmaya bizzat ben devam edeceğim."