KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Kürtler ulusal birlik sağlanırsa üzerindeki tehlikeyi atabileceğini söyledi. Bayık, Demokratik özerklik adımını Ankara’dan başlatmak istediklerini, ama Erdoğan’ın bu yolların hepsinin önünü kestiğini belirtti.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Kürtler ulusal birlik sağlanırsa üzerindeki tehlikeyi atabileceğini söyledi. Kürtlerin imkanlarını iyi değerlendirmesi gerektiğini de belirten Bayık “Kürtler şehitlerinin sözüne ve umutlarına sahip çıkmalıdır, bu da Ulusal Kongredir. Bu dönemde tüm partiler ulusal kongre kararını esas almalıdır. Kimse kendi çıkarını düşünemez. İktidar bunu kendisine bir fırsat olarak görüyor” dedi. Var olan durumun ulusal kongrenin önemini öne çıkardığını, herkesin de bunu bildiğini söyleyen Bayık, bazı partilerin ve iktidarların bunu istemediğini, ama bunun da önemli olmadığını belirtti.
Azadi Komelgeh Dergisi ve RojNews’e konuşan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Ortadoğu’da büyük bir savaş yürütüldüğünü söyledi. Demokratik özerklik adımını Ankara’dan başlatmak istediklerini, ama Erdoğan’ın bu yolların hepsinin önünü kestiğini vurgulayan Bayık, “Kendi savunmamızı yaptığımız zamanda bize karşı büyük bir savaş yürüttü. Kürt toplumu üstünde tekçiliği egemen yapmak istedi” dedi.
‘Çöktürme planı başarılı olamadı’
Türk devletinin Kürt halkına karşı yürüttüğü Çöktürme Planı’nın başarılı olmadığını söyleyen Bayık, HDP’nin Meclis’e girdiğini, 7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’nin önüne iki yolun çıktığını vurguladı.
“Ya demokrasiye doğru ya da büyük bir savaşa doğru gideceklerdi. Başka bir yol yoktu. AKP iktidardan düştü, Erdoğan’a mahkeme yolu açıldı. Bundan dolayı Dolmabahçe mutabakatını ve seçimleri kabul etmedi” diyen Bayık, masayı bir tarafın ittiğini de sözlerine ekledi. Ulus devleti korumak için faşist güçlerle anlaştığını belirten Bayık, “Uluslararası alanda Türkiye tehlikeye girdiğini gördüler. Çünkü Türkiye NATO üyesi, NATO ve kapitalist modernite tehlikeye girdi. HDP’yi çıkarlarına ters gördüler ve Erdoğan’a destek verdiler. Erdoğan siyasi bir darbe yaparak PKK ve demokratik siyasi güçlerin önünü alması için büyük bir savaşı başlattılar. Erdoğan Osmanlı İmparatorluğu’nu canlandırmak ve kendini sultan yapmak istiyor” dedi.
‘Demokratik özerklik adımını Ankara'dan başlatmak istedik'
Demokratik özerklik adımını Ankara’dan başlatmak istediklerini, ancak Erdoğan’ın bu yolların hepsinin önünü kestiğini de söyleyen Bayık, şunları ifade etti: “Kendi savunmamızı yaptığımız zaman da bize karşı büyük bir savaş yürüttü. Kürt toplumu üstünde tekçiliği egemen yapmak istedi. Yaralıları öldürüyor, ölüleri yakıyor, şehirleri yıkıyor, mezarlıkları tahrip ediyor, kadınları soyuyor bu şekilde Kürtlerin iradesini kırmak istiyor. Suriyeli mültecileri de Kürdistan’a yerleştirerek coğrafik ve demografik olarak da Kürdistan’ı değiştirmek istiyorlar. Kültürel ve fiziksel katliam politikası yürütüyor. PKK ve Kürtler buna karşı duruyorlar. Türkiye ilk darbeyi Kobanê savaşında, ikincisini seçimlerde, üçüncüsünü de demokratik özerklikle yedi. Onların planları başarısız oldu. Onlar Newroz’a kadar planlarını sonuçlandırmak istiyorlardı. Dünya için de ortaya çıktı ki, Kürtlerin direnişi Erdoğan’ı sıkıştırıyor. Uluslararası alanda ve Türkiye içinde onun prestiji kalmadı.”
Kürtlerin Türkiye’ye inancının kalmadığını, bu devletin Kürtleri tanımayana kadar da Kürtlerin inanmayacağını da belirten Bayık, “Ama Kürtlerin Türkiye halkına inancı var. Çünkü biz Türkiye halklarıyla sorunu çözmek istiyoruz. Devlet düşüncesinde hiçbir şekilde değişmemiş. Kürtlere düşmanlık yapıyor. Özellikle de Erdoğan. Sadece Kuzey Kürdistan’da değil, tüm parçalarda bunu yapıyor. Tüm Türkiye’nin büyük bir savaş için hazır olmasını istiyor. Bunun için hükümette değişiklik yaptı. Tarihte diktatörler ne sonuç almışsa Erdoğan da aynı sonucu alacak, buna doğru da gidiyor. Görünen o ki, Erdoğan Atatürk, Hitler, Sultan Abdülhamit gibi kişilikleri iyi incelemiş. Onların izinde yürüyor. Bundan dolayı Kürtlere yönelik katliam yürütüyor, aynı politikayı izliyor. Çiller de Davutoğlu da Kürtleri yok edeceğiz diyorlardı, ama kendileri gitti. Her geçen gün Erdoğan’ın etrafındakiler hakkında kuşkuları artıyor. Artık AKP’ye umut kalmamış. AKP ile başlayanlar şimdi bir kenara çekildiler” diye konuştu.
‘Rakka düşerse IŞİD büyük darbe yiyecek’
Erdoğan’ın IŞİD’i kullandığını da söyleyen Bayık, Rakka’nın IŞİD’in merkezi olduğunu ve Rakka düşerse IŞİD’in büyük bir darbe yiyeceğini de kaydetti. IŞİD’i herkesin bırakıp kaçtığını da sözlerine ekleyen Bayık, “Çünkü yürüttüğü taktik, insanların başını kesmekti. Zulüm yapıyordu, Herkesin yüreğine korku salmıştı. PKK, PYD ve YPG, IŞİD’e karşı durdu ve büyük darbeler vurdu. Bu IŞİD’e karşı durulabileceğini ve savaşılabileceğini gösterdi” dedi.
‘Suriye sorunu Cenevre'de değil Suriye'de çözülür'
Kobanê zaferinden sonra IŞİD’in büyük bir darbe yediğini, Rakka’nın kurtarılmasıyla da daha da yenileceğini vurguladı. Suriye sorununun Cenevre ile de çözülemeyeceğinin görüldüğünü belirten Bayık, “Suriye’de çözülür. Bu da Kuzey Suriye Federasyonu’na bağlı” dedi.
KDP’nin Erdoğan ile birlikte ortak bir strateji izlediğinin de altını çizen Bayık şunları ifade etti: “Taktik bir siyaset değil. Erdoğan Kürtlerin düşmanı, Kürt ve Kürdistan adına ne varsa hepsini ortadan kaldırmak istiyor. Bunu da açıktan yapıyor. Erdoğan KDP’yi kendine çekemezse Kürtlerin savaşını yapamaz. Zaten işgalcilerin siyaseti Kürdü Kürde kırdırtmaktır. Sonunda da kendisi Kürtleri öldürüyor. Tarihte işgalci devletler her zaman bunu yürütmüşler, Kürtleri parçalamışlar ve bu şekilde sonuç almaya çalışmışlar. Bu şekilde uluslararası alanda Kürtlerle savaşı meşrulaştırmak ve bir Kürt tarafını yanına alarak ‘ben teröristlerle savaşıyorum, Kürtlerle değil’ demek için.”
IŞİD ve Türkiye’nin düşmanlığının anlaşılabileceğini ama Kürtler adına düşmanlığın, hendek kazmanın, sınır kapısını kapatma ya da farklı bir güç oluşturup bunu Türkiye üzerinden Cerablus ve Afrin’e göndermenin anlaşılamaz ve kabul edilemez olduğunu da Bayık sözlerine ekledi.
‘Güney ve Irak'ta da sorunlar var’
Güney Kürdistan ve Irak’ta da sorunlar olduğunu vurgulayan Bayık, “Bazıları çözümü göç etmekte görüyor. Ülke ve topraklarını terk ederek çıkıyor. Bazıları da çözümü savaşta buluyor. Bu her iki durumda yanlıştır, çözüm değildir. İnsan köyünden ve şehrinden gitmemeli, bizler bu savaşa karşı nasıl çözüm gücü olabiliriz diye yoğunlaşmalıdır. Güney ve Irak siyaseti kendisine güvenmeli ve dış güçlere sırtını dayamamalıdır. Birçok sorunun arkasında dış güçlerin el atmasından dolayı çözülemiyor. Çözülemediği gibi birçok sorunda derinleşerek büyümektedir. Dış güçler kendi çıkarlarını esas almaktalar, Güney ve Irak’ın değil. Bu da sorunların büyümesine neden olmaktadır. Öncelikle halk demokratikleşmeyi esas alarak birlikteliğini sağlamalıdır.
Şimdi sıkıntılı bir durum mevcut, güvensizlik, savaş ve göç durumu var. Bu kriz de demokratik bir yöntemle çözülür. Demokrasi ne kadar gelişirse güven ve birlikte gelişir. Demokratik Özerklik sorunların çözümüdür. Çünkü birbirini kabul etmeyi esas alır” dedi.
‘YNK ile Goran hareketi ile ittifak olumlu’
YNK ile Goran Haraketi arasındaki ittifakın da olumlu olduğunu belirten Bayık şöyle konuştu: “Hatalar ve var olan fırsatlar birliktelik ihtiyacını çoğaltıyor. Kürtler birliktelikle başarı elde edebilir. Kürtler ve dostları bu birlikten mutlu olmalıdır. Birliktelik olursa yetersizlikler aşabilir. İttifak Kürt halkına hizmet etmelidir. Sorun olan bazı konuların bu yola çözüme kavuşacağına inanıyorum. Diğer partilerle de ittifakın genişletilmesi gerekir. Güney’de ulusal birlikteliğin olması lazım. Demokratik ve özgürlükçü bir temel üzerine Güney’de bir ortaklık yapılmalıdır. Yine aynı şekilde Güney ve diğer parçalar arasında da birliktelikler geliştirilmelidir. Tüm parçalardaki Kürtlerin diplomasisi ve yönetimi ortak olmalıdır. Ortadoğu’nun bugünkü durumu bunu istemektedir.”
‘Kürdistani partiler ve güçlerle iyi ilişkiler geliştirmek istiyoruz'
Kürdistani partilerle, her güçle iyi ilişkiler geliştirmek istediklerini de vurgulayan Bayık, “İster bir hoşumuza giden bir parti olsun isterse olmasın bu gerçekliği kabul etmeliyiz. Bu partiyle olmaz diyemezsin sonuç itibariyle Kürdistan’da bir partidir. Partiler arasında düşünce çatışması olabilir, bu engel teşkil etmez. Aksine başarı ve değişim oluşturur. Zenginlik yaratır. Eleştiri ve özeleştiri kültürü Güney’de kabul edilmiyor. Bu topluma zarar vermekte başarı ve gelişim yaratmıyor. Partiler arasında eleştiri-özeleştiri ve ortaklıklar olmalıdır. Her partinin kendine göre çalışma yöntemi ve özel bir programı olabilir ve bu sorun değildir. Particilik ulusalcılığın önüne geçmemelidir. Bu tarzla Kürdistan kazanır. İdeolojik zıtlıklar, parçalanma ve düşmanlığın olmasını istemiyoruz.
İdeolojik zıtlıkların egemenlere hizmet etmesini istemiyoruz. Tüm partilerle iyi ilişkiler içinde olmak istiyoruz ve bu da Kürt halkına hizmet eder” diye konuştu.
‘Musul tarihsel bir role sahip’
Demokratik güçler anlaşırsa Musul sorunun çözülebileceğini de ifade eden Bayık, Musul sorununa Türkiye ve diğer devletler el atmazlarsa bu tehlikenin önünün alınabileceğini de vurguladı.
Musul operasyonunun sadece Kürtler ve Irak’ı ilgilendirmediğini belirten Bayık, Musul’un tarihsel bir role sahip olduğunu kaydetti.
Musul üzerine yapılan ittifaklarla Kürdistan’ın parçalandığını da hatırlatan Bayık, “Bu statü üzerine devletler oluştu. Bu ittifaklarla Kürtlere yönelik inkar ve imha siyaseti geliştirildi. Musul’da da bu statü yenildi, onun için bu statü yeniden belirlenmelidir. Musul, Kürdistan ve bölge devletlerinin tümünü ilgilendiren bir konudur. Tarihsel ve büyük bir sorundur. Bundan dolayı hemen çözülebilecek bir sorun değildir. Eğer Musul yönetimi üzerine anlaşma sağlanmazsa bu sorun çözülmez. Tarık Haşimi Türkiye ile beraber bir cepheyi temsil ediyor. Bu cephe Irak ve Kürdistan’ın ya da Musul’un parçalanmasını istiyor. Diğer taraftan Şia bloku –İran ve Irak gibi- ise Irak’ın parçalanmasını istememektedir. Diğer taraftan Fransa ve İngiltere gibi devletler –şu an Fransa Amerika’nın rolünü üstlenmiş- sorunu kendilerine göre çözmek istiyorlar. Musul ve Rakka IŞİD’ iki önemli merkezi olmasından dolayı buna göre Ortadoğu’da sorunu çözmek istiyorlar” dedi.
‘PKK Kürdistan'ın bütün parçalarına hizmet ediyor'
PKK’nin Kürdistan’ın bütün parçalarına hizmet ettiğini, pratiğiyle de bunu ispatladığını da belirten Bayık şunlara dikkat çekti: “Güney halkı da buna inanıyor. PKK, Güney halkında umut yaratıyor. Tüm partilerde halkta umut yaratmalıdır. PKK üzerine düşen tüm görevleri yerine getirecektir. Kendini değil halkı esas alıyor. PKK var olduğu müddetçe Güney’in kazanımlarının zayıflamasına ve yenilgiye uğramasına izin vermeyecektir. DAİŞ Güney’e saldırdığı zaman hükümet, parlamento ve halk tehlikeye girince PKK hemen gerillayı göndererek bunun önünü aldı. Bu Güney’in kazanımlarının savunmasıdır. Yeniden tehlike oluşursa PKK tekrar Güney’i savunur. Güney halkımız buna inanmalıdır. PKK ulusal birlik için mücadele etmektedir. Bundan sonra ne tehlike olursa olsun PKK önünü alacaktır. PKK demokratik toplum ve demokratik düşünceyi istemekte ve bir yerleri kendisine mülk edinmez. Yurt Kürt Halkının yurdudur partilerin mülkü değildir.”
‘Kürtler ulusal birlikte üzerlerindeki tehlikeyi atabilir’
Kürtler birlik sağlarsa üzerindeki tehlikeyi atabileceğine de vurgu yapan Bayık, Kürtlerin imkanlarını iyi değerlendirmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
“Kürtler şehitlerinin sözüne ve umutlarına sahip çıkmalıdır, bu da Ulusal Kongredir. Bu dönemde tüm partiler ulusal kongre kararını esas almalıdır. Kimse kendi çıkarını düşünemez. İktidar bunu kendisine bir fırsat olarak görüyor” diyen Bayık, var olan durumun ulusal kongrenin önemini öne çıkardığını, herkesin de bunu bildiğini belirtti. Bazı partilerin ve iktidarların bunu istemediğini, ama bunun da önemli olmadığını belirtti.(anf)