Brüksel dönüşü uçakta gazetecilere konuşan Davutoğlu, çözüm sürecine dönüş tartışmaları için ”Silahlar terk edilip, magmaya gömülene kadar operasyonlar devam edecek” derken yeni anayasa çalışmalarını ”Biraz da demlenmeye bırakmak lazım” diye anlattı.
"Yeni anayasa için 3 ana başlık var"
Referanduma “hayır” dediğim 12 Eylül anayasasını tarihin çöplüğüne atmak için elimde imkân varken sonuna kadar kullanırım. Bunun için hiçbir küçük hesabın içine girmem. Strateji belirlerken hesap ederim ama misyon için hasbî davranırım, hesabi değil. Anayasa reformunu bir yıllık takvimin içine koyduk. Altı ay komisyonun çalışacağını düşünmüştük. CHP yüzünden akamete uğrayınca, ritmi hızlandırdık. O günden bugüne de 6-7 kez benim yönettiğim toplantılar yaptık. ‘Şimdi yazım aşamasına geçeceğiz’ dedik. Üç ana başlık var: Bir, anayasanın gerekçesi, dibacesi, temel ilkesel çerçevesi ile ilgili konular… Diğeri anayasanın ruhu dediğim temel hak ve hürriyetlerle ilgili kısım. Üçüncüsü anayasanın iskeleti dediğim, yönetim sistemiyle ilgili kısım.
“Çözüm için söz yetmez”
“Silahlar bütünüyle terk edilip, magmaya gömülene kadar operasyonları devam ettireceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Kimse operasyonların durması gibi bir beklenti içinde olmamalıdır. 15 Temmuz’u HDP yöneticilerinin iyi hatırlaması lazım. 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanımızın görevlendirmesiyle CHP, MHP ve HDP’ye gittim. Orada HDP’lilere, ‘Yaptığınız işleri yakından biliyoruz, ateşle oynuyorsunuz’ dedim. O günlerde, silahlı mücadele, ayaklanma çağrısı yapıyorlardı. ‘Bunları yapmayın, meşru bir siyasi parti gibi davranın’ dedim. Bir hafta içinde Suruç ve Ceylanpınar saldırısı yapıldı. O zaman yanlış hesap yaptılar. Kararlılığımızı anlayamadılar. Devlet aklı bu konularda sabırla davranır ama bir kez işlemeye başladı mı, o iradenin sarsılmaz olması lazım. Daha sonra operasyonlar başlayınca, bunun 1 Kasım seçimleri için yapıldığını söylediler. Seçimin üzerinden bir gün geçmeden, güvenlik toplantısı yaptım. Güvenlik birimlerine, ’23 Temmuz’daki direktif geçerlidir, Hiçbir şekilde durmayacaksınız’ dedim. Zannediyorlar ki, dil değişimi ile bizim irademizde yumuşama olur, hayır. Silahları terk edecekler, tümüyle terör son bulacak. Türkiye’de, parlamento’da her şey konuşulur.
“Hatayı anladılar, günaydın!”
Parlamentoda ne istiyorsun da konuşamıyorsun, bugün Ertuğrul Kürkçü’ye de söyledim, niye silah ele alınıyor? Siyasi faaliyetlerde herkes özgürdür ama silahlı hiçbir unsura kesinlikle herhangi bir alan tanınamaz. Bunlar şimdi hatalarını anladıklarını ifade ediyorlar, Hendek siyaseti yanlıştı diyorlar. Günaydın! Biz bunu kendilerine daha önce çok anlattık. Bırakacaklar silahı. Bunun karşılığında operasyonlar dursun demenin de anlamı yok. Böyle netice alınmaz. Terörle mücadele, tek bir terörist kalmayıncaya kadar sürer.
“Bazı roketler düşüyor”
“Ilımlı muhalefet ile DAEŞ (IŞİD) arasında sınırımızın hemen ötesinde mücadele sürüyor. Kilis’e isabet eden roketlerin arka planında biraz da bu var. Muhalefet, Çobanbey’i aldı ve ciddi ilerleme sağladı. Maalesef DAEŞ’a karşı mücadele ettiğini söyleyen unsurlar muhalefete güvenlik şemsiyesi oluşturmakta yetersiz kaldılar. Türkiye’nin topçu desteği oldu. DAEŞ’ı rejim ve Ruslar kurtardı.
Bazı roketlerin bize düşmesi bazen de kasıtlı olarak hedef alınmamız sözkonusu. Topçularımız müdahalede bulunuyor. Türkiye’nin ulusal güvenliği için muhalif unsurlara destek vermemiz zaruret. Başika’da çok ciddi zayiatlar verdirdik DAEŞ’a. TSK tarafından eğitilen Musul Vatani unsurları bazı yerleri DAEŞ’ın elinden kurtardı. Bunlar Türkiye’nin güvenliğinin sınır ötesinden başladığını gösteren olaylar. ”