HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş "Tam olarak kime ihanet etmiş olduk? Şimdi Lavrov, Türk Dışişleri Bakanı'na telefon açsa 'Görüşelim' dese gitmeyecekler mi?" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, TBMM Genel Kurulu'nda milletvekili yemini etmesinin ardından, partisinin grup salonunda açıklama yaptı. Demirtaş, Moskova ziyaretinin Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından eleştirilmesi hakkında "Biz parlamentoya gelirken AKP bir gün ne amaçla yaptığı belli olmayan bir Rus uçağını düşürürse hükümetin arkasında duracağız diye bir sözümüz yoktu. Tam olarak kime ihanet etmiş olduk? Şimdi Lavrov, Türk Dışişleri Bakanı'na telefon açsa 'Görüşelim' dese gitmeyecekler mi?" dedi.
"TAM OLARAK KİME İHANET ETMİŞ OLDUK?"
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Moskova'daki diplomatik temaslarının Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından "TBMM üyesi olan HDP eş başkanının Rusya'da 'Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesi yanlıştı' demesi tam bir rezalet ve tam bir ihanettir" sözleriyle eleştirilmesine değindi. Demirtaş, kime ihanet ettiklerini sorarak "Biz parlamentoya gelirken AKP bir gün ne amaçla yaptığı belli olmayan bir Rus uçağını düşürürse hükümetin arkasında duracağız diye bir sözümüz yoktu. Tam olarak kime ihanet etmiş olduk? Biz seçilirken halkımıza içeride ve dışarıda ne olursa olsun barışı sağlayacağız, dedik. Şimdi niye düşürdükleri belli olmayan hiçbirimizin de onaylamadığı bir yanlış dış politikayı eleştirdik diye kime ihanet etmiş oluyoruz? AKP'nin seçim sözlerine bakın. İçeride, dışarıda barışı sağlayacağız diyorlardı. Peki kim kendi sözüne ihanet etmiş bu durumda? Hele ihanet kavramının bu kadar rahat kullanılması, bu kadar rahat bir şekilde ifade edilmesi paniğin, korkunun göstergesidir"
"PİLOTU KURBANLIK SEÇMİŞLER"
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la görüşmek için hükümet yetkililerinin çok uğraştığını aktaran Demirtaş, "Şimdi Lavrov Türk Dışişleri Bakanı'na telefon açsa 'Görüşelim' dese gitmeyecekler mi? Paris'te uluslararası konferanslarda koridorlarda Putin'le karşılaşıp ortak bir görüntü vermek için kulislerde ne tür entrikalar çevirdiklerini bilmiyor muyuz? Biliyoruz. Biz görüşerek neye ihanet etmiş olduk. Uçak düşürüldüğünde Türkiye'de de, Moskova'da da, Amerika'da da 'yanlıştı düşürülmesi' dedik. Halen da yanlıştır diyorum. Açıklayabilirmişler mi? Yok. Kendileri de açıklayamıyor. Pilotu kurbanlık seçmiştiler. Pilotun hatası noktasına kadar getirdiler kendileri" diye konuştu.
"BUNLAR BİR FİLME KONU OLSA HEPİMİZ O FİLMİ İZLEDİĞİMİZDE İNSANLIĞIMIZDAN UTANIRIZ"
Güneydoğu'daki ilçelerde ilan edilen sokağa çıkma yasaklarını ve terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonları eleştiren Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "AKP'nin insanın kanını donduran hak ihlalleri yapması beni şaşırtmıyor. Demokrasiye, insan haklarına saygı duymadıklarını yaşayarak gördük. Ölümlerin bu kadar normalleştirilmeye çalışılması bir saray savaşında dayatmasında ölüp gitmelerine kahroluyoruz. Muhalif hiçbir sese tahammül yoktur. Arkadaşlarımız genel kurulda yada komisyonlarda bakanların yüzüne baka baka bu insan hakları ihlallerini anlatıyorlar. Fakat hiçbiri bırakın siyasi tepkiyi insani tepki vermiyor. İnsani reflekslerini yitirmişler. Taybet İnan, 11 çocuk annesi bir kadın. 8 gün önce Silopi'de öldürüldü. Cenazesi sokaktaydı 8 gündür. Dün akşam yada bu sabah alınabildi cenazesi. Eşinin cenazesini almaya giden kocasına da keskin nişancı ateş etti yaralandı. Kayın biraderi cenazeyi almaya gitti öldürdüler. Bunlar bir filme konu olsa herhalde hepimiz o filmi izlediğimizde insanlığımızdan utanırız. Biz insanız partimizde, koltuklarımızdan, siyasi ikbalimizde kıymetli bir şey var insanız. 80 milyonluk bir ülkeyiz. İşte kardeşiz. Etle tırnağız bilmem. Tavuklarımız bilmem birbirine karışmışmış gibi bir geçmişimiz bir tarihimiz var. Ama bu ülkenin bir ilçesinde bize oy verdikleri Kürt oldukları AKP kürdü olmadıkları için öldürenler insanlar cenazelerini defnedemiyorlar. Ve ben böyle bir ortamda parlamentonun bu kadar insanı duygularını yitirmiş kişiler tarafından yönetilmesinden utanıyorum. Bu suç ve günah paralellerin üzerine yıkmaya çalışabilirler"
"BAŞBAKAN'A BİR ÖLÜDEN NE İSTEDİKLERİNİ ÇARŞAMBA GÜNÜ SORACAĞIM"
Başbakan Ahmet Davutoğlu'na 30 Aralık Çarşamba günü gerçekleştirecekleri görüşmede yönelteceği bir soruyu açıklayan Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir ölüden ne istiyorsunuz? Çok merak ediyorum Davutoğlu, Çarşamba günü gelince de soracağım. Tam olarak ne elde etmek istediniz cenazeye bunları yaparak. Kendisini de bilgisi var çünkü. Cenazelere mezarlıklara ölülere bu tür uygulamaları reva görerek elde etmek istediğiniz amaç nedir? Bilmediğimiz için soracağız. Kendine Müslümanım diyen kendinden başka herkesi İslam dışı kabul eden bir hükümet bu kadar çok baş örtülü vekil parlamentoya taşımış bir hükümet bir cenazeden tam olarak nasıl bir beklentiyle işkence zulüm işine girer? Bunlar unutulacak şeyler değil. Elbet bir gün hendekler barikatlar ortadan kalkacak. Bu savaş bitecek. Ama bunu yapan ve buna sessiz kalanlar unutmayın bunlar nesiller boyu devam eder kolay kolay unutulmaz. Şimdi Silopi, Diyarbakır'ın çocukları unutacak mı bunları ne ektiğinizin farkında mısınız? AKP yüzde 99 buçuk oy da alsa ahlaksızdır. İnsani değerlerini yitirmiş bir yönetim ve hükümettir. İnanç değerlerine saygı duymayan çukurlaşmış bir anlayış tarafından yönetilen bir ülkenin hükümetidir"
"ESKİDEN EN İYİ KÜRT ÖLÜ KÜRT'TÜ ŞİMDİ ÖLÜ KÜRT'TEN DE KORKUYORSUNUZ"
Başbakan Davutoğlu'nun Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki ilçelerde yapılan operasyonlara ilişkin açıklamalarını hatırlatan Demirtaş, "Siz bizim cenazemizden korkuyorsunuz biliyorum. Dirimizden hayli hayli korkuyorsunuz biliyorum. Eskiden en iyi Kürt ölü Kürt'tü. Şimdi ölü Kürt'ten de korkuyorsunuz. Bu ülkede geldiğimiz noktada sizin gidişinizi sonunuzun hızlandığınızın göstergesidir. Cizre'ye Başbakanı davet ediyoruz. Terör belasından kurtardığınız Kürt halkı eminim sizi orada coşkuyla karşılayacaktır. Başbakan'ın kendisi 'Biz 2004'te bu kararı zaten verdik. Bu ilçelere operasyonlar yapacağımız kararını vermiştik' dedi. Fakat korkarım ki ileride 'bu planlar, belgeler paraleller tarafından yapıldı ve bizi kandırdılar' deyip bütün bu suç, günahı başkalarının üzerlerine de yıkmaya çalışabilirler" dedi.
"KEŞKE BİR KADIN BAŞBAKAN OLSAYDI BU KADAR FACİA YAŞANMAZDI"
Kadın vicdanıyla düşüncesine güvendiğini ve parlamentoda daha fazla kadın milletvekili olmasını istediğini vurgulayan Demirtaş, "Keşke hani AKP'de bu zihniyet var bunun farkındayım ama hiç değilse bir kadın başbakan olsaydı yine bu kadar facia yaşanmazdı. Kadınların duyarlılığının artması bence önemlidir. Kadınların duyarlılığının, CHP grubunun orada olması anlamlıdır. Ben AKP'li kadın milletvekillerinden bu drama sessiz kalmamasını rica ediyorum" ifadelerini kullandı.
"DIŞARIDAN KİMSE MODEL BELİRTMEMELİ"
Rusya'daki temasları kapsamında Rus Dışişleri Bakanı Lavrov'la görüşmesi sırasında Suriye'deki Kürtler adına hiçbir şey talep etmediğinin altını çizen Demirtaş, şunları söyledi: "Suriye'yi Türkiye'den bakarak konuştum. Yani Suriye'deki Kürtler adına hiçbir şey talep etmedim. Etme yetkimizde yoktur. Kendi kurumları temsilcileri var. Görüşürlerse talep ederlerse kendileri talep ederler. Ama biz HDP olarak Türkiye'deki iç politikadan başlayarak Suriye'ye doğru çözümün nasıl gelişebileceğini paylaştık. Suriye halkı kendi geleceğini kendisi belirlemelidir. Dışarıdan kimse model belirtmemeli. Ve kimse kendi hükümranlığını oraya kurmak için savaşı derinleştirmemelidir" (DHA)