DİSK, Kartal’daki Anadolu Adalet Sarayı’nda ödenmeyen maaşları için iş bırakma eylemi yapan yemekhane işçilerine destek ziyaretinde bulundu.
Kartal'daki Anadolu Adalet Sarayı'nda çalışan yemekhane işçilerinin ödenmeyen maaşları için 4 Aralık’ta başlattığı iş bırakma eylemi sürüyor. Evrensel Hazır Gıda Şirketi’nde taşeron olarak çalışan, ödenmeyen maaşları ve çalışma koşulları için 4 Aralık’tan bu yana yemekhane servisi vermeyen işçilere hakim, savcı, avukatlar ve adliye personeli de yemekhaneden yemek yemeyerek destek oluyor.
İşçilerin hak direnişine verilen destek de büyüyor. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) bugün direnişin 6. gününe giren işçilere dayanışma ziyaretinde bulundu. DİSK Başkanı Kani Beko, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, işçilerin örgütlendiği Dev Turizm İş Sendikası Örgütlenme Daire Başkanı Ali Karabudak ve DİSK’e bağlı sendikaların katıldığı eylemde sık sık “Hakim burada, savcı burada adalet nerede”, “İş, ekmek, özgürlük”, “Adalet sarayında adaletsizlik” sloganları atıldı.
Eylemde ilk sözü DİSK Genel Başkanı Kani Beko aldı. Seçim döneminde taşeron işçilere kadro sözü veren AKP’nin sözünü tutmak zorunda olduğunu ifade eden Beko, işçilerin 3 aydır maaşlarının ödenmediğini, fazla mesai ücretlerinin verilmediğini ve insan onuruna yakışacak koşullarda bir ücret alamadıklarını söyledi. Dünyanın en büyük adliyesinde işçilerin hakimiyle, savcısıyla, avukatıyla adalet aradığını kaydeden Beko, “Adliyeler, saraylar büyüdükçe ekmeğimiz küçülüyor” dedi. Beko, Anadolu Adliyesi işçilerinin talepleri yerine getirilene kadar onlarla omuz omuza olmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi. Beko’nun ardından işçilerin örgütlendiği Dev Turizm İş Sendikası Örgütlenme Başkanı Ali Karabudak’ta bir konuşma yaptı.
Direnişçi işçi: Hakim ve savcılar yemeğimizi kendi ceplerinden ödüyor
İleri Haber’e konuşan direnişçi işçilerden 3 çocuk annesi Gönül Güney, eşinden ayrılmış ve evin geçimin sağlayan tek kişi. Adalet Bakanlığı’na çağrı yapan Güney “Taşeron işçiliğin faturasını ağır ödüyoruz, insan yerine konmuyoruz. Hakim ve savcılarımız arkamızda ama yeterli olmuyor. Adalet ve Çalışma Bakanlığı’ndan yardım istiyoruz. İşimiz allaha kalsın istemiyoruz” diyerek tepki gösterdi.
Bir diğer direnişçi işçi Mustafa Öztürk ise “Biz Adalet Sarayı’nda çalışıp paramızı alamadığımız için direniyoruz. İnsanların işe gelecek yol paraları bile yok. Hakim ve savcıların bize çok büyük desteği var. Öğle yemeklerimizi kendi ceplerinden ödüyorlar. Kendi ceplerinden bize çıkarıp bize para veriyorlar” dedi.
Savcı: İşçinin emeği sömürülüyor, sorun taşeron sistem
Eyleme katılan ve işçilere destek olan bir savcı da İleri Haber’e “İşçinin emekçinin yanındayız. Onlara destek ve moral vermek amacıyla buradayız. Burada en büyük sorun sistem. İhale sistemi, taşeron sistemi. İşçilerin emekleri sömürülüyor, işte biz bu yüzden onların yanlarında durmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Adliye’deki İş Mahkemesi’nde Yazı İşleri Müdürü olan Şehriban Uğurlu ise “Bu ekonomik koşullarda, kendimle empati kurduğumda, emeğimin karşılığını almadığımda nasıl sıkıntıya düşeceksem, işçi arkadaşlarımız da aynı sıkıntı içerisinde olduğuna şahidim. Birçoğunun ev kiralarını ödemediğini, okula giden çocuklarına harçlıklarını veremediğini biliyorum. Destek için yanlarındayız” dedi.
Hakim: Yemekhanenin kirasını adliye çalışanı ödüyor
İşçilerin eylemine ilk günden bu yana maddi ve manevi desteğini sürdüren Yargıçlar Sendikası İstanbul Temsilcisi ve hakim Nuh Hüseyin Köse ise İleri Haber’e şu açıklamalarda bulundu:
“Adliye çalışanı, katipler, mübaşirler, yazı işleri müdürleri, hakim ve savcılar olarak işçilerin haklı eylemine destek oluyoruz. Bin lira asgari ücretle çalışıyor, onları da alamıyorlar. Onların maaşları ödenip, iş güvenceleri sağlansın diye yanlarındayız. Bu konuda kamuoyu son derece duyarlı davranmasına rağmen, maalesef üst işveren olan Adalet Bakanlığı’ndan, Maliye Bakanlığı’ndan bir açıklama yapılmadı. Acilen işçilerin paraları üst işveren sıfatıyla aracı olarak ödenmesi ve taşeron şirkete rücu edilmesi gerekiyor.
İkinci temel sorun burada kiralama sistemidir. Taşeronlara buranın yemekhane ve çay ocakları belli bir bedel karşılığında kiraya verilmiş. Aylık 180 bin lira bedelle. Şirketler bu bedelleri ödeyebilmek için adliye çalışanlarından kira komisyonu kesiyorlar. Yemeğin ücretine kirayı da dahil ediyorlar. Dolaylı olarak hakim, savcı, personel yemekhanenin kirasına da katkı da bulunmuş oluyor. Yani bir hakim hem bu binada çalışıyor hem de yemek yediği için yemekhaneye kira veriyor. Böyle bir sistemi biz kabul etmiyoruz. Kiralama sisteminden bir an evvel dönülmesini, taşeronluk sistemine son verilmesini ve devletin kamu binalarını alışveriş merkezi gibi görülmesinden dönülmesini istiyoruz.”