İzmir’de, Tutuklu Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TAYD DER), Şakran Cezaevi’ndeki hükümlü Ali Alp’in hayatını kaybetmesiyle ilgili basın açıklaması yaptı
Basın açıklamasına destek veren HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu beyaz toros açıklamasından dolayı eleştirdi, Adalet Bakanı Kenan İpek'e, "Sırıtma, önündeki dilekçeyi imzala" dedi.
Şakran Cezaevi'nde terör örgütü üyeliğinden hükümlü bulunan Ali Alp, 9 Ekim'de kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Ali Alp'in ölümüyle ilgili TAYD DER'de, basın açılması yapıldı. Basını açıklamasın okuyan TAYD DER Eş Başkanı Musa Karbadağ, yaşanan süreci anlattı, cezaevlerindeki yaşam koşullarını eleştirdi. Basın açıklamasından sonra HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de, açıklama yaptı. Cezaevlerindeki yakınmaların ortada bir günlük sorun olmadığını ortaya koyduğunu söyleyen Ertuğrul Kürkçü, "Ben 2011 yılından beri cezaevlerini izleme komisyonda çalışmaya başladım. O zamandan beri bu yakınmalarda herhangi bir azalma olmadığı gibi, durum giderek vahimleşiyor. Adalet Bakanlığı, milletvekillerinin cezaevlerine gidip bu yakınmalara neden olan, konularda bilgi alınmasının önünü kapatmaya çalışmaktadır. Buradaki ihlaller bana aktarıldığı gün, 10 gün önce yani Adalet Bakanlığı'na tutuklu hükümlülerle görüşmek için başvuruda bulundum. Ama hale yanıt alamadım. Cezaevine gitmemin önü açılmadı" dedi.
Cezaevleri, kalanlar için zulüm aracına dönüşür
Milletvekillerinin cezaevleri ziyareti için, önlerine, bakanlık oluru konduğunu anlatan Kürkçü, "Burada hukuk ihlallerini, cezaevlerini gözlemek, izlemek çalışanların sorunlarını dinlemek üzere bu kurumlara girmeleri milletvekillerinin, sadece hakları değil, görevleri de aynı zamanda. Ama bunun önüne, Adalet Bakanlığı oluru kondu. Devlet memurunun, milletvekilini hareketleri bakımından kısıtlandığı, izin verdiği gibi bir saçmalık haline sokuldu. TBMM bu açıdan kendi onurunu koruyacak davranışları gerçekleştirmedi. Bizde şikayetleri denetleme görevini yapamıyoruz. Bu iddialarını hepsi sahici. Burada ifade edilenlerin 80 kat fazlası bize ulaşıyor. Şakran Cezaevi'ni, cezaevleri komisyonu üyesi olarak ve kendi gördüğüm gerekler üzerene ziyaret ettim. Buralarda gördüğüm gerçekler ile anlatılanlar arasında büyük bir gerçeklik var. Cezaevlerindeki bu şikayetler ve işkencelerde de genellikle çatışma dönemlerinde artıyor. Türkiye'de ne zaman çatışma yükselirse, savaş sloganları karşılıklı haykırılmaya başlanırsa cezaevleri de, oradakiler için kamu kurumu olmaktan çıkar. Siyasi sebepler üzerine cezaevine konulmuşlar için zulüm aracına dönüşür" dedi.
Başbakan Beyaz Toros'la, müdürü 19 Aralık'la tehdit eder
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu, Van'daki beyaz toros açıklamasından dolayı da eleştiren Ertuğrul Kürkçü, "Başbakanın "biz gidersek beyaz toroslar gelir" kafasıyla, tayin edilen yeni müdür de, "biz sizlerle 19 Aralık'tan tanışıyoruz" demesi paralellik gösterir. Başbakan beyaz toroslarla, cezaevi yöneticileri de,19 Aralık katliamlarıyla tehdit eder hale geldiler. Tüm cezaevlerinin hakimi artık jandarma olmuştur. Jandarmanın, bölgedeki tüm çatışmalardan sonra kapıldıkları infialle, cezaevlerinde tutsak olanlardan çıkarmak yönünde intikamcı bir yönteme yönelmektedirler. Cezaevleri bir savaşa aracı haline dönüştürülmüştür. Bunlar devam ederse kayıpların yükselteceği ortadadır" dedi.
Sırıtma önündeki dilekçeyi imzala
Adalet Bakanı Kenan İpek'ten de, cezaevlerini ziyaret etmesi için verdiği dilekçeyi imzalamasını isteyen Ertuğrul Kürkçü, "Adalet bakanının sırıtamayacağı bir şey söylüyorum. Cezaevinde dış müdahale olmaksızın, IŞİD suikastçıları oraya girmeksizin, çatışma olmaksızın orada insan ölüyor. Bunu bizzat cezaevi yöneticileri yapıyor. Adalet bakanına sesleniyorum. Sırıtma önündeki dilekçeyi imzala. Bu senin mecburiyetin. Ben milletvekiliyim. Cezaevine gideceğim, önümden çekil, onların aileleriyle aralarına girme, tutuklu ve hükümlüler, hastaneye sevk edilecekleri zaman onur kırıcı yöntemlere tabi tutma" dedi.(dha)