CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile görüşmesi sona erdi. Görüşme sonrası, taraflar, Görüşmenin verimli geçtiğini ve yaşanan olaylardan duyduğukları endişeleri karşılıklı olarak dile getirdiklerini belirttiler.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile görüşmesi başladı. Kılıçdaroğlu'nu Eş Başkanlar Demirtaş ve Yüksekdağ karşıladı. Kılıçdaroğlu görüşmeye Grup Başkanvekilleri Özgür Özel ve Levent Gök ile birlikte geldi.
Görüşme sonrası ilk açıklamayı Kılıçdaroğlu yaptı. "Yaşanan olaylardan duyduğumuz endişeleri dile getirdik karşılıklı olarak" diyen CHP lideri, Başbakan Davutoğlu'nu da, "Sayın Davutoğlu olayların yoğunluğu ve ağırlığı altında ezilen bir kişi. Özellikle son günlerde yaptığı açıklamalar kendi içinde çelişkilerle dolu. Beyefendi, olay Ankara’da oldu! Emniyete 500 metre mesafede oldu" sözleriyle eleştirdi.
Selahattin Demirtaş ise iki heyetin karşılıklı nezaket çerçevesinde başarılı bir görüşme yaptığını belirterek CHP'lilere teşekkür etti. Ankara patlamasıyla ilgili soruşturma üzerinde siyasi baskı olduğunu belirten Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, "Demirtaş Ankara saldırısı sonrası yaptığı açıklamalar için özür dilerse görüşebilirim" açıklamasını da değerlendirdi. HDP lideri, "Asıl özür dilemesi gereken geçici Başbakan'dır. 99 cenaze kaldırmış bir parti olarak biz neyin özrünü dileyeceğiz?" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları
Görüşme sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, ''Yaşanan olaylardan duyduğumuz endişeleri dile getirdik karşılıklı olarak'' dedi. Başbakan Davutoğlu'nu eleştiren Kılıçdaroğlu, ''Sayın Davutoğlu olayların yoğunluğu ve ağırlığı altında ezilen bir kişi. Özellikle son günlerde yaptığı açıklamalar kendi içinde çelişkilerle dolu'' yorumunda bulundu. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Yaşanan olaylardan duyduğumuz endişeleri dile getirdik karşılıklı olarak. Ayrışan siyaset Türkiye’yi bu noktaya getirdi. Endişe siyasetçiler için geçerli bir kavram olmaktan çıktı bütün dünyanın Türkiye için endişe duymaya başladı. Siyasi partilerin elbette ki dünya görüşleri farklıdır ama sonuçta hepimiz vatandaşların çıkarları için mücadele ediyoruz. Biz ayrışan değil beraber olan bir toplumdan yanayız. Bu yüzden bu ziyaret çok önemliydi. Keşke bu ziyaretleri bütün siyasi partiler birbirlerine yapabilseler. Biz CHP olarak üzerimize düşen görevi yapmaya devam edeceğiz. Sayın Davutoğlu olayların yoğunluğu ve ağırlığı altında ezilen bir kişi. Özellikle son günlerde yaptığı açıklamalar kendi içinde çelişkilerle dolu. Bu açıklamaları endişe ile izliyorum.
Suriye’den geldiler. Peki Suriye’den Ankara’ya kadar nasıl geldiler. Böyle bir şey olabilir mi. Sanki olay Suriye sınırında, Suriye topraklarında oldu.
Beyefendi olay Ankara’da oldu. Emniyete 500 metre mesafede oldu. Türkiye’de ciddi bir yönetim boşluğu var. Toplumun vicdanı bunlardan rahatsız. Eğer siz yönetimde ciddi zaaf göstermişseniz bırakacaksınız bu kadar basit. Uygar dünya yapıyorsa, Suudi kralı yapıyorsa biz neden yapmayalım. 2 bakanı azletmeli bunu yapmalı. Bunu yapmadığı takdirde kaç kişi ölecek ki istifa etsinler. Güvenlik zaafı yoksa bu insanlar neden öldü?
Demirtaş'ın açıklamaları:
Çok dostane verimli bir görüşme yaptık. Siyaset konuşamazsa bu toplumsal bir gerilime dönüşüyor. Bu görüşme tansiyonun düşürülmesi açısından önemli bir görüşme olmuştur. Ümit ediyorum ki bütün siyasetçiler diyalog kanalarını açık tutma anlamında cesaretli bir tutum ortaya koyarlar.Bu kadar acıya rağmen umutsuz olmaya gerek yok. Her şeye rağmen bizler bir umut yaratmalıyız. Bu tür görüşmeler içeriğinde bağısız umudu koruma anlamında önemlidir.
Hepimizi insanız ve travma yaşıyoruz. Ateş düştüğü yeri daha fazla yakıyor. Aileler evlatlarını kaybeden bütün ailelerimizin acısı var. Ve bizler bütün bu acılar ortak acılarımızdır, geride kalanlar bu acıları hak etmiyorlar. Bu acılar bir daha yaşanmasın diye çözüm üretmezsek bu makamlarda olmamızın hiçbir anlamı olmaz. HDP olarak kim diyalogdan ayana bir adım atarsa biz kendisine 10 atmayı görev biliriz. Asla karamsar olmaya gerek yok. Geleceğe barış dolu aydınlık geleceği yaratmak için önümüze heyecanla bakmaya devam etmeliyiz.
Kendilerini Ankara katliamı sonrası girişimlerini önemli bulduğumuzu söyledik. Sayın başbakanın hesap vermekten uzak suçlayıcı tavrı büyük bir yönetim boşluğu doğduğunu ortaya koydu. Sayın Kılıçdaroğlu’nun olgun bir tutumla bu görevi üstlenmesi takdire şayandır. Bir hükümet boşluğu var dedim ya. Türkiye bir geçiş dönemi yaşıyor. Öyle bir geçici başbakan tarafından yönetiliyor ki Türkiye kendisinin özür dilemesi gerektiğinin farkında değil. Hala bizden özür bekliyor.
Çok çok uzaktayız kendisiyle öyle görüyoruz. kendisi toplumdan özür dilemeli. Sizi koruyamadık ey halkım özür diliyorum demesi gereken kişi bizden özür bekliyor.
Allah akıl fikir versin. Faillerin Suruç ve Diyarbakır failleriyle bağlantılı olduğunu ilk gün savcılık bizimle paylaşmıştı. Görüldüğü kadarıyla siyaset soruşturmaya müdahale ediyor. Savcılar üzerinde siyasi baskı varsa çıkıp bunu açıklasınlar. Bu soruşturma sağlıklı yürütülürse bağlantılar ortaya çıkacaktır.
IŞİD devlet içinde çok sağlam ilişkileri var. Koruyup kollanıyorlar. Biz Davutoğlu bunu planladı demiyoruz. Devlet içerisinde bunu yapanlar var. Devlet bunu yaptı derken bilerek daha önceki katliamlarda üzerini örtme çabasını da söylüyoruz. Şimdi Davutoğlu’nun can havliyle hayır devletin dahli yok demesi bizi daha da şüphelendiriyor. Daha soruşturma bitmedi. Başlamadı bile. İşte bu şüphelerimizi artırıyor. Önceki deneyimlerimize dayanarak kuşkuluyuz.
Siz hep korudunuz bunları. Öfkeli çocuklar dediniz. Şimdi Suriye’den gelip Ankara’da bomba patlatıyorlarsa kimi sorumlu tutacağız bunda. Neredeyse “HDP yaptı” diyo5rlar. Bir başbakan ancak bu kadar pişkin olabilir. Acılarla alay eden yuhalayan kesimleri Allah’a havale edelim. Bunu iktidarın söylemi bu hale getirdi. Biz göğsünün içinde insan kalbi taşıyan o kalbin içinde de vicdanı olan herkesle kardeşiz.
(Leyla Zana'nın Erdoğan'a liderleri toplama çağrısı) Leyla Abla’nın içi uyanarak yaptığı bir çağrıdır. Kişisel bir çağrıdır. Bir anne olarak yapmıştır. Partimizin yaptığı bir çağrı değildir.