HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, “Saray dışında şu anda Türkiye’de karar alma yetkisi, hakkı kimsede yok. Tek bir kişi ülkenin geleceği ile ilgili kararları veriyor” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Almanya’da Almanya Demokratik Güç Birlikleri Komitesi tarafından organize edilen ‘Halkların ve İnançların HDP ile Dayanışma Gecesi’ne katılarak, bir konuşma yaptı.
Demirtaş’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
‘Yüzde 13’ü yanlış oy kullanıldığı için aldığımızı zannediyor’
“Şuna inanıyorum HDP’nin bu tarihsel süreçte son derece demokratik programıyla, halkların kardeşliği söylemiyle, bütün ezilenleri kucaklayan bir çatı altında toplayan seçim beyannamesiyle elde ettiğimiz zaferi, tesadüf yanlışlıkla ortaya çıkmış bir sonuç olarak değerlendiriyor. Yüzde 13’ü gerçekten de halk yanlış oy kullandığı için aldığımızı zannediyor.
“Halkın ezilenlerin 6 milyonunun bir araya gelip HDP’yi destekleyeceğine ihtimal vermiyor, çünkü ona göre halk dediğimiz şey onun karşısında biat eden diz çökendir. Geri kalanlar onun açısından insan bile değil, insan muamelesi bile görmeyi haketmiyor. Kafasındaki halk gerçeği budur. 6 milyon insan HDP’de buluşunca yüzde 13 gibi tarihi bir sonuçla onların diktatörlük rüyalarını kabusa çevirince darbe yapmayı bir saray darbesiyle seçim sonuçlarını tanımamayı politika olarak belirlediler.
‘176 yerde saldırıya uğradık’
“Bizler 7 Haziran seçim döneminde o kadar büyük baskılarla karşılaşmamış olsaydık adil eşit bir seçim yarışına girmiş olsaydık yüzde 20’den fazla oy alabilirdik. O potansiyelimiz vardı, ama o dönem 176 yerde saldırıya uğradı kampanyamız. O dönemde savaş yoktu, ateşkes vardı cenazeler yoktu, buna rağmen HDP’yi çalıştırmamak için her şeyi yaptılar. Ağrı Diyadin’de bir askeri operasyonla provakasyonların düğmesine bastılar, Diyarbakır mitingimizin bombalanmasına kadar 176 yerde saldırıya uğradık.
“Medya olanaklarını bize kapatmaya çalıştılar. Sahada arkadaşlarımız engellendi, yüzlerce arkadaşımız tutuklandı. Kaymakamlar valiler devletin bütün bürokrasisi AKP için çalıştı. Hazineden aldıkları yüzlerce trilyonluk devlet yardımının yanında gizli kasalarındaki örtülü bütçelerden milyarlarca lira trilyonlarca harcadılar. Her yerde tabiri caizse para bükerek oy toplamaya çalıştılar. Yargının, mahkemelerin önemli bir kısmı onlara çalıştı.
“Biz böyle bir ortamda yüzde 13 aldık. Yani sanki demokratik eşit bir seçim oldu da biz yüzde 13 aldık beyefendi bir de bunu beğenmiyor. Yanlışlıkla bu sonuç ortaya çıktı gibi düşünüyor. Oysa demokratik bir ülkede o yarışı yapmış olsaydık, biz 7 Haziran’da yüzde 20 oy alacaktık ve hükümet ortağı olmuş olacaktık.
‘Vatan haini ilan etti’
“Tabi kendisi çok uzun zamandır bedavacılığa alışmış. Biz bağımsız olarak gireceğiz 20-30 milletvekili alacağız. Hak ettiğimiz bize ait olan bizimle birlikte hareket eden seçmenlerin iradesi onun koltuklarında bedavadan oturacak, alışmış buna. 13 yıllık iktidarını böyle sürdürmüş. Parti olarak seçime girmeye karar aldığımızdan beri bizi vatan haini ilan etmiş durumda.
“Bize önceden diyordu ki cesaretiniz varsa parti olarak seçime girin görelim diyordu. Aynı kişi bugün bunlar başka yerden talimat aldılar, vatan hainliğinde uzlaştılar o yüzden parti olarak giriyorlar, onları baraj altında bırakmamız lazım diye meydan meydan dolaşıp kampanya yürüttüler. Cumhurbaşkanı olarak meydanlara indi. Çünkü durumun farkındaydı.
“HDP büyüyor, HDP güçleniyor demokratik bir iktidar alternatif olarak her gün Ankara’nın merkezine doğru yürüyor. Bu da onun dikkatinden kaçmamıştır. Korkusunun paniğinin nedeni budur. Bizi durdurabilmek için aylarca aleyhimize kampayanya yürüttü. Yalanlarla iftiralarla söylediklerimizi çarpıtarak meydanlarda anlattı. İşte bu zor koşullarda sizlerin desteği ile yüzde 13 almayı başardık.
‘Anayasa askıya alınmış durumda’
“7 Hazirandan bu yana Türkiye’de artık anayasa kanunlar askıya alınmış durumda, seçim sonuçlarını tanımadı tanımıyor kabul etmiyor, parlamentoyu tanımıyor. Hükümet de geçici. Yetkisi olmamasına rağmen 7 Haziran’dan bu yana hiç bir şey olmamış gibi devleti yönetmeye devam ediyor. Almaması gereken kararları alıyor. Düşünün ki geçici hükümet ülkeyi savaşa soktu. 700’ün üzerinde üst düzey atama yaptılar. Devlet bürokrasinde AKP hegemonyası kurdular. Bunun adı darbedir arkadaşlar.
“Parlamento çalışmıyor, hükümet işlevsiz durumda, bakanlıkları kimse takmıyor. Saray dışında şu anda Türkiye’de karar alma yetkisi, hakkı kimsede yok. Tek bir kişi ülkenin geleceği ile ilgili kararları veriyor. Bunun adına ileri demokrasi vatanseverlik milliyetçilik diyorlar. Biz vatanın hainiymişiz, Türkiye’nin düşmanıymışız. 80 milyonluk ülkeyi tek başına yöneten, tek başına kararlar alan kişi demokratmış. Her şeyi çarpıttılar.
‘HDP bir barış kardeşlik projesi’
“1 Kasım seçimlerini dayatarak, halkın iradesini yok sayrak, HDP’yi barajın aldtında bırakma formüllerinin arayışı içine girdiler. HDP bir barış kardeşlik projesi. HDP’nin varolduğu zemni dinamitlemek, üzerinde yükseldiği tabanı birbirinden ayrıştırmak için müzakereyi bitirdiler, ateşkesi bitirdiler.
“Genel merkezimiz dahil binamızı, Barış diyen partinin binasını yaktılar. Yüzlerce Kürdün iş yerini yaktılar. Barış diyen partiye bunu yaptılar. Gece gündüz savaş olsun operasyonlar olsun, Kandili dümdüz edelim diyen parti milliyetçi yurtsever Türkiye partisiymiş. Barış isteyen parti vatan hainiymiş, genel merkezini yakmak gerekirmiş.
“İşte bunların hepsi sarayın hileleri oyunlarıdır. Bunları niye böyle detaylı anlatıyorum, gözünü karatmış öylesine çılgınlaşmış ki iktidarını kaybetmemek için HDP genel merkezini değil bütün Türkiyeyi ateşe verebilir, benzin döküp bütün Türkiye’yi yakabilir. Nasıl beni seçmezsiniz diye Rizeyi de yakabilir kendi memleketini bile yakabilir bu kadar çılgınlaşmış.
‘İki kat daha çalışmanız gerekiyor’
“7 Haziran seçimlerinde büyük destek verdiniz ve bizi buralarda 2. parti yaptınız. Ama 1 Kasım seçimleri çok daha önemli. Bunun için bu sefer iki kat daha çalışmanız gerekiyor. Her yerde oylarımız, iki katına çıkarmamız lazım. Bu salondakiler yalnız, çalışsa bile yetecektir.”