5 Nisan’dan itibaren PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüştürülmeyen İmralı Heyeti’nden Sırrı Süreyya Önder, Öcalan devletin yaklaşımlarını kabul etmediği için İmralı Adası’na götürülmediklerine dikkat çekerek, izleme heyeti ile beraber resmi heyetlerinin en kısa zamanda İmralı Adası’na gidip müzakerelere başlaması gerektiğinin altını çizdi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile 2013 yılının başından itibaren Kürt sorununun demokratik çözümü için görüşmeler gerçekleştiren İmralı Heyeti, AKP’nin topyekün savaş konsepti ve tecrit politikalarından dolayı 5 Nisan’dan beri Öcalan ile görüştürülmedi. Öcalan üzerindeki tecridi ve İmralı Heyetinin neden Öcalan’la görüştürülmediğini değerlendiren İmralı Heyeti Üyesi ve HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, devletin İmralı’ya gidişlerini engellemesinin temel nedeninin, Öcalan’ın devletin tutumunu kabul etmemesinden kaynaklı olduğuna dikkat çekti.
Öcalan: İzleme heyeti ile gelmezseniz, gelmeyi reddetmelisiniz
Öcalan ile yaptıkları 5 Nisan tarihli son görüşmeyi hatırlatan Önder, Öcalan’ın son görüşmede kendilerine söylediklerinin referans olduğunu vurguladı. Önder, yaptıkları son görüşmede Öcalan’ın kendilerine, “Bu görüşme son görüşme olabilir. Devlet bu konuda gayri ciddi bir tutum içerisinde. Ama bütün buna rağmen ben barışa, demokrasiye, geleceğe bir şans vermek istiyorum. Ben bu kararın arkasındayım. Gerek siz, gerek devlet heyeti bundan sonra görüşmeye izleme heyeti ile beraber gelmezseniz bunun benim nazarımda bir hatır görüşmesinden yana hiçbir bağlayıcı yanı resmi bir niteliği yoktur ve olamaz. Siz eğer izleme heyeti ile gelmezseniz gelmeyi de reddetmelisiniz” şeklindeki söylemlerini aktardı. Öcalan’la yaptıkları bu son görüşmenin perspektifiyle hareket etmeleri gerektiğinin altını çizdi.
‘Devlet psikolojik savaş yürütmekle meşgul’
Devlet yetkilileriyle görüşmelerindeki resmi taleplerinin, mutabık kalınan izleme heyeti ile beraber resmi heyetlerinin en kısa zamanda İmralı Adası’na gidip Öcalan ile resmi görüşmelere başlamak olduğunu vurgulayan Önder, devletin ise görüşmeler noktasında psikolojik bir propaganda ve savaş yürütmekle meşgul olduğunu belirtti.
‘Esas olan özgürlük ve müzakere’
Önder, devletin Öcalan’la görüşmelerini engellemesinin nedeninin ise Öcalan’ın, devletin yaklaşımlarını ret etmesi ve ortaya koyduğu direnişten kaynaklı olduğunu ifade etti. Öcalan’ın sağlık durumunun önemli olduğunu fakat konunun sağlık boyutunun ötesinde özgür koşullar altında müzakere yapmak olduğunu vurgulayan Önder, “Bu değerlendirme de bize ait değildir. Bu değerlendirme bizzat Öcalan’ın çizdiği bir değerlendirmedir” diye konuştu.
Baştan beri devlet tarafında çatlaklıkların olduğunu söyleyen Önder, egemen devlet bloku içerisinde müzakere ile yol alınmasını isteyenler olduğu kadar, mutlak bir savaş ile yok etme ve imha temelli yaklaşımların da olduğunu belirtti.