Ezaz ve Cerablus bölgelerinin “güvenlik bölgesi” adı altında işgal edilmesi için Türkiye’nin El-Nusra ve IŞİD çeteleri ile resmi görüşmeler gerçekleştirdiğine dikkat çeten YPG Genel Komutanı Sipan Hemo, yaralı 6 YPG savaşçısının El-Nusra’ya teslim edilmesi ve çetelerin Ezaz’dan çekilmesinin bu anlaşmanın sonucu olduğuna vurgu yaptı.
Türkiye’nin IŞİD ile de benzer bir görüşme yaptığını belirten Hemo, “Önümüzdeki günlerde tiyatro sahnesi gibi IŞİD’e hava hareketi yapılarak, bazı bölgeler Türkiye’ye bağlı gruplara devredilebilir. Ezaz ve Cerablus’ta Türkiye, Suriye ve İran’ın içinde bulunduğu bir plan başlatılmış durumda. Türkiye IŞİD’leri ile karşılaşabiliriz” dedi.
YPG Genel Komutanı Sipan Hemo, Türkiye’nin bölgeye yönelik politikaları, Ezaz bölgesine yönelik işgal girişimleri, yaralı 6 YPG savaşçısının Türkiye tarafından El-Nusra çetelerine teslim edilmesi konularına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin Suriye devrim sürecinin başından itibaren olumsuz bir rol oynadığına ve bunun farklı yöntemlerle devam ettiğine vurgu yapan Sipan Hemo, bu politikalar karşısında Suriye halklarının önemli gelişmler katettiğini, bu nedenle Türkiye politikalarının başarısız olduğunu söyledi.
‘Türkiye azgınlaşmış’
Yürüttüğü siyasetin başarılı olmadığını gören Türkiye’nin 2013 yılından itibaren İslam adı altında hareket eden radikal gruplara destek vermeye başladığına dikkat çeken Hemo, “İlk önce Cephet El Nusra, ardından Ehrar El-Şam’a destek verdi. Son olarak da DAIŞ’a destek veriyor. Bu gruplar yoluyla Kürt halkına ve Suriye halklarına yönelik büyük saldırılar gerçekleştirdi. Yine bu gruplar yoluyla Suriye’nin ulusal güçlerini dağıttı. Son iki yılda ise Kürt halkı ve Rojava Kürdistan’ına saldırıyor. Ancak bu saldırlar çok büyük direnişle kırıldı. Kürt halkı ve Suriye’nin özgürlük isteyen halkları bu saldırıları ortaklaşmanın gerekçesi yaptı. Bu da Türkiye devletini azdırdı” şeklinde konuştu.
‘Bunları tümü oyundur’
Türkiye’nin kimi zaman güvenlik, kimi zaman Suriye’nin geleceği, kimi zaman da IŞİD’ten söz ettiğini, ancak tek amacının Rojava Kürdistan’ının gelişmesini önlemek olduğunun altını çizen Hemo, “Şimdi de Efrin ve Kobane kantonlarının birleşmelerini önlemek için politika yürütüyor. Bu politikasının meşruluğu için de Özgür Suriye Ordusu bünyesindeki Türkmen grupları kullanmak istiyor. Böylece söz konusu grupları IŞİD ve Türkiye arasındaki sınır bölgesine yerleştirmek istiyor. Ancak bunların hepsi bir oyunun parçasıdır” dedi.
‘Kontra güçleri yerleştiriyor’
ABD’nin eğit donat pragramı kapsamında eğittiği 30. Bölük üyelerinin Türkiye tarafından teker teker Cephet El-Nusra’ya teslim edildiğini ifade eden YPG Komutanı, bunların yerine ise kontra güçlerinin yerleştirilmek istendiğini kaydederek, “Kendileri dışında bir gücün bölgeye yerleşmesine izin vermedi. Son günlerde bu politikasını Sultan Murat Tugayı adı altında biraz daha ileri götürdü. Sultan Murat Tugayı’nın üye sayısı 40’tır. Şimdi 600 kişiden bahsediliyor. Ancak bu grupların çoğu Türk kontra güçlerinden oluşuyor. Bu hamlesini Kilis’teki özel merkezden yürütüyor. Bu da Türkiye’nin radikal gruplara karşı bi tutum içinde olmadığını göstermektedir” diye konuştu.
‘Türkiye El-Nusra’yla görüşme gerçekleştirdi’
El-Nusra çetelerinin geriçekilmesi ve Türkiye’nin bazı grupları geçirmesi hakkında Sîpan Hemo önemli bilgiler vererek, Türkiye’nin Ezaz bölgesi için daha baştan El-Nusra ile görüşmeler gerçekleştirdiğini söyledi. Hemo, Türk devletinin Cephet El Nusra çeteleri ile yaptığı resmi bir görüşme sonucu bölgeden çekilmesini istediğini söyleyerek şunları dile getirdi: “elimizde Nusra ve Türk devleti yetkililerinin Kilis’te toplantı gerçekleştirdiklerine dair bilgiler var. Nusra’dan boşalttıkları alanları, ‘Sultan Murat Tugayı’na’ teslim etmelerini istemiş.’Sultan Murat Tugayı’ daha önce söylediğimiz şeyleri dün yaptığı bir açıklamada doğruladı. Cephet El Nusra’ya ait 13 yeri aldıklarını söylüyorlar. Sonuç itibarıyla Cephet El-Nusra ve ‘Sultan Murat Tugayı’ arasında devir işlemi yapıldı.”
‘MiT, IŞİD ve Sultan Murat Tugayı bir araya geldi’
YPG Komutanlığı DAIŞ ve Türkiye ilişkileri üzerine dikkat çekici değerlendirmeler yaprak bu bilgileri verdi: “IŞİD ve Sultan Murat Tugayı aradında da kimi yerlerde yer değişikliği yapılacağını iddia ediyoruz. Bu bir birlerine karşı oldukları anlamına gelmiyor. Aldığımız bilgilere göre; Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Sultan Murat Tugayı ve IŞİD emirleri bir araya gelip bu konuyu tartışmışlar. hazırlanmış oyuna göre; önce bir kaç gün IŞİD çetelerinin bulunduğu noktalara hava saldırısı gerçekleştirilecek ve IŞİD bu bölgelerden çıkacak. daha sonra Sultan Murat Tugayı çetelerden boşalan yerlere yerleşecek. IŞİD’te şimdiden bu zemini oluşturdu ve dediki ‘eğer şiddetli bir saldırı olursa, mecbur kalıp çekiliriz.’ bu çok kapsamlı bir plan.”
‘Karşıt projeler başlatıldı’
Hemo, bazı güçlerin Rojava Kürdistan’ının gelişmeler kaydetmesini istemediğini hatırlarak, şöyle devam etti: “Bir süredir İran’la Türkiye arasında sıcak gelimeler yaşanıyor. böylesi bir süreçte Türkiye ve İran’ın sıcak ilişkileri tek bir amaç içindir. bu da Kürtlere karşıtlıktır. bölgede 4 güç Rojava Kürdistan’ında Kürtlerin hak sahibi olmasını istemiyor. bunlarda Türkiye, İran, Suriye ve Kürt statikocularıdır. Şuanda Suriye topraklarını müdahale var, Suriye rejimi de, İran rejimi de bu karşı sessiz. bu da şunu gösteriyor; bahsetmiş olduğumuz güçler kendi aralarında anlaşmaya varmıışlar. Türkiye de tüm güçlere ‘herkes rahat olmalıdır, hedefimizde Suriye toprakları yoktur, Kürtlerin gelişimini engellemek vardır.’ 2 günden buyana proje başlatılmıştır.”
‘IŞİD’in yeni Türk versiyonuyla yüz yüze kalcağız’
Sîpan Hemo, Suriye topraklarında yabancı bir gücün yerleşmesini, müdahale etmesini hiçbir zaman kabul etmeyeceklerini söyledi ve ekledi: “bu gerçekliği Tüm Suriye halklarına açık bir şekilde göstermek istiyoruz. Rojava kantonlarında olmasa bile, Türk güçlerinin Ezaz’a müdahalesi Rojava Kürdistan’ına müdahaledir. tüm dostlarımız iyi bilmelidir ki, Türk devleti IŞİD’e karşı olduğu için, Suriye halklarını özgürlüğü için siyaset yürütmüyor. şimdiye kadar bile Türk devleti IŞİD’le ilişkilerini koparmamıştır. IŞİD’e karşı oluşturulan savaş koalisyonunda IŞİd çeteleri ile savaşmak için her hangi bir anlaşma yapmamıştır. IŞİD zaten bir Türk projesiydi. bugün bu proje renk değiştirebilir. devlet arası projelere göre projesine farklı olarak, daha kapsamlı proje ve yöntemlerle Suriye halkalarının karşıt projelerini devreye koyacaktır. İlerde farklı farkı isimlerle IŞİD’ın yeni Türk versiyonuyla yüz yüze kalcağız. IŞİD yarın Sultan Murat Tugayı ile karşı karıya kalabilir. bunun tek bir amacı vardır. o da; Rojava Kürdistan’ının kazanımlarını engellemek.”
‘Arkadaşlarımızın yaşamından Türk devleti sorumludur’
Hemo, Türk devletinin güçlerine Kobanê’ye bağlı Zormexar köyüne 3 kez saldırdığını hatırlatarak, “Girê Spî’nin bazı yerlerinde de arkadaşlarımıza saldırdılar. ancak şimdiye kadar tek bir kez bile türk devletinin IŞİD’e karşı saldırısı olmamıştır. sadece bir kaç topçu atışı yaptılar. ‘bize niye saldırıyorsunuz’ diye sorduğumuzda? onarda ‘böyle birşey yapmadık’ diyerek inkar ettiler. 6 arkadaşımız tedavi görmek için resmi yollardan türkiye’ye geçti,ancak çetelere teslim ettiler. bu ne anlama geliyor? eğer bu Rojava ve YPG’ye düşmanlık değilse nedir? dünyanın hiçbir yerinde böyle bir kanun bulunmamaktadır. biz YPG’liler olarak bunu kabul emeyeceğiz. arkadaşlarımızın yaşmından Türk devleti sorumludur” dedi.
‘Türkiyenin siyaseti başarılı olmayacaktır’
YPG Komutanlarından Sîpan Hemo, Türk devletinin tüm iyi niyetlerine rağmen sinsi siyasetini sürdürmekten vazgeçmediğini belirterek şunları dile getirdi: “Artık kirli ellerini Rojava topraklarından çekmeli ve bizi tahrik etmekten vazgeçmelidir. Türk devletinin siyaseti bölgede hiçbir zaman etkili olmayacaktır. ancak bu konun gelişeceğinden umutlu. Türk devleti ‘tuttu tuttu, tutmadı tutmadı’ mantığıyla kendisine zaman kazandırmak istiyor.şimdilik böylesi bir siyaset izliyor.”
‘Türkmenler Türk devletinin oyuna gelerek kandırılmasınlar’
Suriye ve Rojava topraklarında bir Türkmen bölgesi oluşturmanın tüm demografik yapılamaya aykırı olduğunu ifade eden Hemo, “Kuşkusuz Türkmenler Suriye’nin bir parçasıdır ve onlarında hakkı vardır. Ancak Türkmenlerin nufuslarının en az olduğu yerler de Ezaz ve Cerablus bölgesidir. toplamda bu bölgede 7 Türkmen köyü bulunmaktadır onlarda da Kürtlerle birlikte yaşamaktadırlar” dedi.
Hemo, Türkmenler Türkiye’nin oyununa gelememeli diyerek şunları dedi: “Daha öncede Türk devletinin siyaset kurbanı olduklarını, Türkmen kardelilerimiz iyi bilmeli ve hatırlamalı. Türk devletinin oynuna gelmemelidirler. şimdiye kadar Suriye’de yaşayan Türkmenler için kolunu kıpırdatmayan Türk devleti, Tükmenleri gündemine alarak Cerablus ve Ezaz bölgelerinde kendilerinden bir güç oluşturmak istiyor. bunlar MİT’in hesaplarıyla bağlantılıdır. hiçbir Türkmenin bu siyasette bir çıkarı yoktur. Arap güçleri ve o bölgede bulunan halk bu durumu kabul etmemektedir. bu durum Arap ve Türkmen halkları arasında çatışmalı bir süreci doğurabilir. O zaman da Türkmenler katliamla yüz yüz kalır. Türkmenler Demokratik Suriye ve oluşumların birliği temelinde hareket etmeli. kendilerine çağrımız kendi çıkarını tek düşünen Türk devletinin siyasi düşüncelerinden uzaklaşmasıdır. çünkü Türk devletinin siyasetinde kurban vardır. Türkmenler kurban edilmek istemektedir.”