AKP’nin tarihinde ilk kez yenildiği 7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’de katliamlarla dolu beş ay yaşandı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı verilen tek adam rejiminin temel taşları da bu dönemde atıldı. Erdoğan’ın AKP’lilerden ‘unutmamalarını’ istediği 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası neler yaşandı?
Türkiye 7 Haziran seçimlerine, 5 Haziran’da Diyarbakır’daki HDP mitingine yönelik bombalı saldırının etkisinde girdi. 5 Kişinin yaşamını yitirdiği patlamadan sadece 2 gün sonra seçim yapıldı. Gerilimli bir atmosferde girilen seçimlerde AKP, yüzde 40.8 oy aldı ve ilk kez Meclis çoğunluğunu kaybetti.
HDP ise yüzde 13.1 oy alarak, 80 milletvekili çıkardı ve böylelikle tarihinin en yüksek oyunu aldı.
Parlamentodaki aritmetik koalisyon hükümetini zorunlu kılıyordu. AKP’nin ilk koalisyon teklifini götürdüğü MHP Lideri Devlet Bahçeli ise çözüm sürecine göndermede bulunarak, 3 formül önerdi.
Bahçeli, AKP-HDP ya da AKP-CHP-HDP koalisyon hükümeti ya da bunlar olmazsa en erken tarihte seçim önerdi.
MHP’nin koalisyon kapısını kapatması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, hükümeti kurma görevini verdiği dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, CHP’yle koalisyon görüşmelerini başlattı. Ancak CHP’yle 26 Ağustos’a süren “istikşafi” görüşmelerden sonuç alınamayınca, 1 Kasım için erken seçim kararı alındı ve HDP’li iki bakanında da (AB Bakanı Müslüm Doğan ve Kalkınma Bakanı Ali Haydar Konca) içinde yer aldığı seçim hükümeti kuruldu, MHP hükümete bakan vermedi.
7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’de kaos dolu beş ay yaşandı. Türkiye seçimlere bombalı saldırılar ile gitti. Yapılan 1 Kasım seçimlerinin ardından da AKP yeni bir rejimin adımlarını attı. Peki bu 5 ayda ne yaşandı? Bugün Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile geçilen tek adam rejiminin temel taşları da 1 Kasım seçimlerinin ardından atıldı.
Geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, “”Bunlardan biri de, önceki gün altıncı yıldönümünü geride bıraktığımız 7 Haziran 2015 seçimleridir. Türkiye, 2013’teki Gezi olaylarıyla başlayan karanlık senaryonun Meclis veçhesiyle 7 Haziran 2015 seçimlerinde karşılaşmıştır. Ülkemizin üzerine belirsizlik kara bulutlarının çöktürülmeye, eski Türkiye özlemlerinin tekrar canlandırılmaya çalışıldığı, terör örgütleri eliyle siyasetin dizayn edilmeye kalkışıldığı 7 Haziran 2015 seçimlerinin asla unutulmaması gerekiyor” ifadelerini kullanmıştı.
HDP’ye saldırılar
- Süreç 7 Haziran seçimlerine giderken başladı. Seçim döneminde HDP’nin büyük bir başarı kazanacağı belli olunca HDP il ve ilçe binalarına ve HDP’lilere yönelik saldırılar ardı ardına geldi. 18 Mayıs günü HDP’nin Mersin ve Adana il binaları 10 dakika arayla bombalandı. Patlamalarda 10 kişi yaralandı. 4 Haziran günü ise HDP’nin Erzurum’da düzenleyeceği mitinge Tekman’dan Erzurum’a gelen partilileri taşıyan ve yolcularını miting alanına bıraktıktan sonra kullandığı araç ateşe verilen otobüs şoförü Aydın Taşkesen’in (40) diri diri yakıldı.
- Bu saldırıdan bir gün sonra 5 Haziran’da Diyarbakır’da gerçekleştirilen HDP mitingine yönelik bombalı saldırı ile başladı. IŞİD’in gerçekleştirdiği saldırıda 5 kişi yaşamını yitirdi.
17 Temmuz: Çözüm sürecinin sona ermesi
2009 yılında temeli atılan ‘çözüm süreci’, 2009-2015 arasında kısmi gerilimler olsa da sürmüştü. 6-8 Ekim 2014’te IŞİD’in Suriye’nin kuzeyindeki Kobanê’yi kuşatması nedeniyle başlayan protestolar AKP hükümetini rahatsız etti. 17 Temmuz 2015 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP ve HDP’lilerin katılımıyla açıklanan 10 maddelik ‘Dolmabahçe Mutabakatı’nı tanımadığını açıkladı.
20 Temmuz: Suruç katliamı
20 Temmuz’da Urfa’dan Kobanê’ye yardım götürmek üzere toplanan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonuna dönük IŞİD tarafından bombalı saldırı düzenlendi. 33 kişi öldü, 100’den fazla kişi yaralandı.
22 Temmuz: Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesi
Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesi çözüm sürecinin fiilen bitişi ve hendek operasyonlarının başlangıcına neden olmuştu. İki polisi öldürmek ve PKK’li olmakla suçlanan sanıklar beraat etti. Soruşturmaya katılan pek çok isme ‘FETÖ’ gerekçesiyle soruşturmalar açıldı. Açığa alma ya da tutuklama yaşandı. Ceylanpınar olayı ise hâlâ karanlık.
23 Temmuz: IŞİD, Kilis’te sınırdan ateş açtı bir astsubay öldü. Diyarbakır’da bir polisi PKK tarafından öldürüldü.
24 Temmuz: Başbakan Davutoğlu’nun imzasıyla 24 Temmuz’da PKK ve IŞİD’e yönelik operasyonlar başlatıldı. Operasyonlar, çözüm sürecinin resmen bittiği anlamına geliyordu. 26 Temmuz’da da PKK’den “Ateşkes fiilen bitmiştir” açıklaması geldi. PKK’nin eyleminde bir binbaşı hayatını kaybetti, ertesi gün, 29 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Erdoğan, çözüm sürecinin artık yürütülemeyeceğini açıkladı.
10 Ağustos: Öz yönetim ilanları
Çözüm sürecinin sona ermesi ile yeniden ölüm haberleri gelmeye başladı. 10 Ağustos’ta Demokratik Bölgeler Partisi ‘öz yönetim’ ilan etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu açıklamayı kimler yapıyorsa ağır bir bedel öderler” dedi. Kısa süre içinde 4 il ve 15 ilçede öz yönetim ilan edildi.
20 Ağustos: Lice’de 4 asker öldürüldü. Bir gün sonra Siirt’te yola döşenen patlayıcılar askeri aracın geçişi sırasında patlatıldı, 8 asker hayatını kaybetti.
22 Ağustos: Şırnak’ta karakola düzenlenen saldırıda Yüzbaşı Ali Alkan hayatını kaybetti. Askerin ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan hükümetin savaş politikasına isyan etti.
5 Eylül: Cizre’de sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 20’ye yakın sivil öldürüldü.
6 Eylül: Dağlıca’daki PKK saldırısında 16 asker öldü.
8 Eylül: Ülke genelinde HDP binalarına saldırılar gerçekleşti.
8-9 Eylül: Iğdır’da gümrük kapısını koruyan polislere yönelik saldırıda 13 asker hayatını kaybetti.
9 Ekim: AKP’ye destek için Rize’de miting düzenleyen Sedat Peker, “Oluk oluk hepsinin kanlarını akıtacağız. Nehirler dolusu kanları aktıkları zaman anlayacaklar” sözlerini kullandı. Bu sözler nedeniyle yargılanan Peker, “Üzerine atılı ‘tehdit’ ve ‘suç işlemeye tahrik’ suçlarının unsurları oluşmadığı gerekçesiyle” beraat etti.
10 Ekim: Ankara Gar katliamı
7 Haziran-1 Kasım arasındaki süreçte Türkiye tarihinin en büyük katliamı Ankara’da yaşandı. Çözüm sürecinin sona ermesi ile gelen ölümler, artan çatışmalara dur demek için 10 Ekim’de Ankara’daki barış mitingi yapılmak istendi ancak IŞİD saldırı düzenledi. İki canlı bombanın saldırısında 102 kişi yaşamını yitirdi. Bugün 6’lı masada yer alan Gelecek Partisi Genel Başkanı o dönemin Başbakanı IŞİD öfkeli çocuklar ifadesini kullanmıştı. Başbakan Davutoğlu “kokteyl terör” tanımını da ilk kez burada kullanarak IŞİD ile PKK ortaklığını işaret etti.
20 Ekim: Davutoğlu, Van’daki mitinginde “AKP iktidardan indirilirse buralarda terör çeteleri dolaşacak, beyaz Toroslar dolaşacak” diyerek Kürt seçmeni tehdit etti.
1 Kasım seçimleri
Saldırılar ve katliamların gölgesinde 1 Kasım seçimlerine gidildi. AKP, yüzde 49.5 oy alarak 317 milletvekilini parlamentoya göndererek yeniden tek başına iktidar olacak çoğunluğa ulaştı. HDP oylarında ise ciddi düşüş yaşandı. Ancak AKP’yi en yüksek oyla iktidara taşıyan Davutoğlu, teşkilatları atama yetkisinin elinden alınması üzerine 5 Mayıs 2016’da istifa etti. Seçimlerden sonra, Kürt illerinde “hendekler” açıldı Sokağa çıkma yasakları başladı. BM İnsan Hakları tarafından hazırlanan raporda, 18 ay devam eden operasyonlar sırasında aralarında “800 güvenlik görevlisinin de bulunduğu 2 bine yakın kişinin hayatını kaybettiği, ciddi insan hakları ihlalleri” yaşandığı belirtildi.
Darbe girişimi ve tek adam rejimi
1 Kasım seçimlerinin ardından Türkiye’de başkanlık sisteminin adımları atıldı. İlk olarak Hükümetin Fethullah Gülen yapılanmasını sorumlu tuttuğu 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı. Bu durum Türkiye için de bir dönüm noktası oldu. TSK’den bürokrasiye kadar bir çok kadro tasfiye edildi. Tutuklamalar ve açığa almalar başladı. HDP’li belediyelere kayyum atandı ve belediye başkanları tutuklandı. 4 Kasım’ 2016’da HDP’ye dönük yapılan operasyonda Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ da dahil milletvekilleri tutukladı. Bugün Kobanê davası hâlâ devam ederken gelinen süreçte HDP hakkında da parti kapatma davası var.
Darbe girişiminden önce başlayan “başkanlık sistemi” tartışmaları MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla yeniden alevlendi. Bahçeli’nin bu çağrısı AKP’de olumlu karşılık buldu. İki parti başkanlık sistemine geçiş içeren anayasa değişikliği önerisini aralık 2016’da Meclise sundu, sistemin adını da Bahçeli “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” olarak koydu.
Parlamentoda yapılan oylamada anayasa değişikliği referandum aralığında oy aldı. 16 Nisan 2017’de yapılan referandumda, başkanlık sistemine geçiş içeren 18 maddelik anayasa değişikliği kabul edildi. Bahçeli’nin çağrısı üzerine 24 Haziran 2018’de genel seçimlerle birlikte yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan, yeni sisteme göre seçilen ilk Cumhurbaşkanı oldu.