20 Kasım nefret saldırıları sonucu katledilen transları anma günü kapsamında Antalya’da İHD LGBTI+ Komisyonu tarafından basın açıklaması düzenlendi. Attalos meydanında düzenlenen basın açıklaması olaysız dağıldı.
SiyasiHaber
20 Kasım nefret saldırıları sonucu katledilen transları anma günü kapsamında Antalya'da İHD LGBTI+ Komisyonu tarafından basın açıklaması düzenlendi. Attalos meydanında düzenlenen basın açıklaması olaysız dağıldı. Basın çıklamasında “LGBTİ+ topluluğu, nefret suçları sonucu öldürülen ya da intihara sürüklenen transları 1999’dan beri her sene 20 Kasım’da anıyor, ancak transları hedef alan nefret suçları son bulmuyor. Ne yazık ki geride bıraktığımız her yıl nefret sebebiyle öldürülen ya da intihar eden arkadaşlarımıza yenileri ekleniyor.
Transların nefret sebebiyle başta yaşam hakkı olmak üzere tüm haklarına sistematik saldırıların durmaksızın gerçekleştiği coğrafyamızda, bir kişi daha eksilmek istemiyoruz. Bizler biliyoruz ki ölmemek ve öldürmemek yetmez.”
Bizler; seyahat kartındaki cinsiyet hanesiyle görüntüsü uyuşmuyor diye otobüsten indirilen, hangi soyunma odasını kullanacağına karar verilemediği için spor salonuna alınmayan, beden uyum sürecine başladığı için sahadan ofise çekilen, işten atılan, mobinge maruz kalan, zorla evlendirilen, hapishanelerde "güvenlik gerekçesiyle" tecrit edilen, herkese rayiç bedelle sunulan malı fahiş fiyata almaya mecbur bırakılan, kaç yaşında hormon kullanacağından hangi ameliyatı ne zaman olacağına kadar bedenine dair her kararı didik didik sorgulanan, komşular rahatsız oluyor diye evden atılan ve muhtelif hak ihlallerine sürekli maruz kalanlarız.”
Basın açıklamasının tamamı:
20 KASIM NEFRET SUÇU MAĞDURU TRANSLARI ANMA GÜNÜ
BASIN BİLDİRİSİ
Basına ve kamuoyuna;
1998 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin San Francisco eyaletinde Rita HESTER adında bir trans kadın nefret cinayeti kurbanı oldu. Rita‘nın katledilmesinin ardından arkadaşları ve bir araya gelen insan hakları savunucuları mumlu nöbet tutma eylemlerini başlattı. Yakılan bu mumlar sadece Rita’nın yasını tutmak için değildi. Aynı zamanda transfobiye, homofobiye, heteroseksist düzenin içinde hapsolmuş ve boğulan birçok Lgbti+ ya umut ışığı olmak içindi. Bu mumlu nöbetlerden sonra trans görünürlüğünü arttırmak, trans cinayetlerine ve trans haklarının ihlal edilmesine tepki çekmek amacıyla tüm dünyaya 20 Kasım haftasının anma haftası olması için çağrılar yapılmaya başlandı.
Evet, bugün nefret saldırıları sonucu katledilen transları anma günü.
***SUSMA HAYKIR TRANSLAR VARDIR!
Bugün toplumun dışlanmış, ötekileştirilmiş, dövülmüş, tecavüze uğramış, yakılmış, katledilmiş parçalarını anma günü.
Translar bir iş bulabilirlerse iş yerlerinde işveren ve mesai arkadaşları tarafından, okulda öğretim görevlisi ve sınıf arkadaşları tarafından, yaşadıkları mahallede ev sahibi ve mahalle sakinleri tarafından, hastanede doktor ve sağlık personelleri tarafından sözel, psikolojik, ekonomik ve hatta fiziksel şiddete maruz kalıyorlar. Basın ve medyada yer alan transfobik, homofobik, nefret dolu söylemlerin, ifadelerin ardı arkası kesilmiyor. Anayasal haklarından yararlanamayan ve seks işçiliği yapmak zorunda kalan binlerce trans kadın var. Bu trans kadınlar sesini duyuramamakta ve toplum baskısı altında ezilmektedir. Translara iş vermeyerek onları seks işçiliği yapmaya iten devlet ve toplum ve yine transları seks işçiliği yaptığı için katleden, ayıplayan, mapushanelerde hukuksuz bir şekilde tecrit altında tutan aynı devlet ve toplumdur. Trans erkekler de toplum tarafından bir işte çalışmalarına engel olunduğu için intihara sürüklenmekte ve nefret suçu cinayetlerine kurban gitmektedirler. Her gün heteronormatif topluma inanmış bireyler tarafından şiddete, tacize, tecavüze uğramaktadırlar. Görünür olmak mücadelenin önemli bir parçasını oluştururken bir taraftan da problem olmaya devam ediyor çünkü ikili cinsiyet sistemi kendi gibi olmayanlara tahammül edemiyor. Bu yüzden translar toplumdan soyutlanmış, evlerine hapsedilmiş bir şekilde yaşamak zorunda kalıyorlar ve bu toplumun bir parçası değillermiş gibi uçuruma sürükleniyorlar.
*** TRANS CİNAYETLERİ POLİTİKTİR
Türkiye trans toplumu açısından en çok nefret cinayetinin yaşandığı ülkelerden birisidir. Devlet ve toplum işbirliği ile kimi Lgbti+ bireyler nefret cinayetine kurban giderken kimi de devlet şiddeti ve toplum baskısına dayanamayarak intihara sürükleniyor. Bu kadar nefrete rağmen nefret cinayeti kavramı ısrarla TCK’da düzenlenmiyor. TCK madde 122 de düzenlenmiş olan Nefret ve Ayrımcılık suçu bu kadar somut örneğe rağmen uygulanmıyor. Bu tutumlarla nefret cinayetleri tolere edilmektedir. Verilen cezalar caydırıcılıktan uzak olmaktadır. Böylece nefret kartopu etkisiyle büyümekte ve geri alınamayacak zararlara sebep olmaktadır.
Bu cinayetler normalleştiriliyor, destekleniyor, savunuluyor ve trans insanlara karşı açık bir nefret ortamı yaratılıyor. Bu nefret ortamında da trans insanların katledilmesi meşru sayılıyor. En temel hak olan ve kazanmak için sadece dünyaya gelmiş olmanın yeterli olduğu yaşam hakkı ellerinden alınıyor.
Biz şiddete sessiz kalmıyoruz. Trans deyince ahraz olanlara karşı, sesimiz çıkabildiğince nefret cinayetine maruz kalan transların adını bağırıyoruz. Bugün nefret cinayetlerine sessiz kalmak Lgbti+ ların sistematik olarak katledilmesine onay vermektir.
Unutmayın! Öldürülen trans kadın Esra ATEŞ’ in cinayetinin karakola 1 dakikalık bir mesafede gerçekleştiğini,
****NEFRETE İNAT YAŞASIN HAYAT
Unutmayın! Hande KADER’in yakılarak öldürülmesini,
Unutmayın! Çingene GÜL’ün kendi evinde vahşice katledilmesini,
Unutmayın! Sokakta öldürülen Çağla’yı,
Unutmayın! 17 yaşında intihara sürüklenen trans erkek Okyanus Efe’yi,
Unutmayın! Antalya’ da boğazı kesilerek öldürülen trans kadın Seçil Anneyi yine Antalya’da evinde bıçaklanarak öldürülen Derya’yı,
Unutmayın! 44 yerinden bıçaklanarak öldürülen İrem OKAN’ın annesinin “koskoca dünyaya benim çocuğumu mu sığdıramadılar?” feryadını,
Unutmayın! Sırtından 7 bıçak darbesiyle öldürülen Gökçe SAYGI’yı ve daha nice trans insanı biz unutmayacağız- unutturmayacağız. Bu ayıbı her fırsatta devletin ve toplumun yüzüne vurmaktan çekinmeyeceğiz. İHD herkesin varoluşuna uygun özgürce yaşama ve ekonomik ve sosyal güvence hakkının savunucusu olarak, trans cinayetlerinin de, Lgbti+ kişilere yönelik her türlü ayrımcılığın da takipçisi olacaktır.
**** SUSMA HAYKIR TRANSLAR VARDIR