ERKİN BAŞER yazdı: “2018 Türkiyesinde böyle bir kongreyi düzenlemek özellikle değerli. Düşünün düzenleme kurulunun çoğu KHK’ler ile ihraç edilmiş. Bildiri sahipleri de ha keza öyle. Hatta sürgünde olanlar bile var. Üniversiteler ise, İç Anadolu bozkırlarından beter halde; otosansür ve jurnalle meşgul.”
ERKİN BAŞER
13. Karaburun Bilim Kongresi, bugün başlıyor ve 9 Eylül Pazar gününe kadar sürecek. Aslında 1-4 Eylül arasında da Karaburun Ekonomi Politik Okulu gerçekleştirildi. Onlarca katılımcı sosyal bilimler ve felsefe alanlarında birçok seminere dâhil olmuş oldu. Sahilde çadırlar kuruldu. Çay ve bira bahçeleri doldu taştı. Birçok kentten gençler dertleşme ve tartışma imkânı yakalamış oldu.
Dile kolay aralıksız tam 13 yıldır İzmir’in Karaburun ilçesinde sermaye ve devletten bağımsız bir bilim kongresi düzenleniyor. Türünün tek örneği. Karaburun Bilim Kongresi, sadece ve sadece belediyeler (başta Karaburun Belediyesi), sendikalar ve demokratik kitle örgütlerinin desteğini alıyor. Reklam yok, sponsor yok, üzerinde banka amblemi olan çanta dağıtılmıyor, süslü stantlarda ürün tanıtımı yapan yok.
2018 Türkiyesinde böyle bir kongreyi düzenlemek özellikle değerli. Düşünün düzenleme kurulunun çoğu KHK’ler ile ihraç edilmiş. Bildiri sahipleri de ha keza öyle. Hatta sürgünde olanlar bile var. Üniversiteler ise, İç Anadolu bozkırlarından beter halde; otosansür ve jurnalle meşgul. Bugün hangi üniversitenin hangi salonunda protokol düzeni yapmadan bilim konuşabilirsiniz. Rektör hazretleri teşrif etmeden açılış yapabilirsiniz. Sunumlar neredeyse “arz ederimle” bitirilecek. Karaburun’da ise unvan yok, yetkili yok, resmî zevat davetli değil.
Bu yılki tema “Ne yapmalı?” Yüz küsur yıl sonra da Lenin, sevgi ve saygıyı hak ediyor. 1902’de kaleme aldığı kitap de güncel hâlâ. 2018 yılında bir bilim kongresini Lenin’e atfetmek, başlı başına büyük iş. Tıpkı kongrenin mottosu olan, “Bilim itaatsiz olana ihtiyaç duyar” sözünün vurguladığı gibi, itaatsizlerin en itaatsizi bilime de feyz veriyor.
Kongrenin açılış konuşmasını, aynı zamanda düzenleme kurulu üyesi olan Onur Hamzaoğlu yapacak. Onur hoca, HDK dolayımı ve “hapishane ziyareti” vesilesiyle değil; onurlu bir akademisyen olması nedeniyle bu görevi üstlenecek.
Beş günlük programda onlarca bildiri yer alıyor. Gıda sorununda ne yapmalı, ekosistem için ne yapmalı, akademi için ne yapmalı, siyasette ne yapmalı, örgütlenmek için ne yapmalı, öğrenci hareketi ne yapmalı, kent için ne yapmalı, işçi sınıfı ne yapmalı, çocuklar için ne yapmalı, ne yapmalı, nasıl yapmalı, ne yapmalı… Daha birçok mesele ele alınacak. Medya, toplumsal cinsiyet, Soma, Ortadoğu vb. Marx’ın 200. yaşı da kutlanıyor.
Karaburun’u istisna yapan bir diğer özelliği, kasvetli salonlara kapanmadığı gibi, memleket ve dünya hallerini ve de doğanın dertlerini sadece meslekten akademisyenlere tartıştırmaması; işçi, siyasetçi, öğrenci, amatör bilimci herkese açık olması. Mesela bu yıl, bizzat mültecilerin kendileri konuyu tartıştırıyor. Yerel seçimlere doğru Türkiye’nin siyasî iklimini siyasetçiler ele alıyor. KESK, TTB, TMMOB, Mülkiyeliler Birliği temsilcileri, demokrasi mücadelesinin olanaklarını tartışıyor. Kapanış oturumunda ise, bizzat mücadele edenler, kadın-sınıf-gıda-insan hakları siyasetinden dem vuruyor; ne yapmalı diye soruyor, yanıtlar arıyor.
Karaburun’un bir diğer yanı, bildiri sunumları ile yetinilmemesi. Çalışma grupları oluşturuyor. Bir nevi atölye, yol yöntem arayışının değeri daha bir ortaya çıkıyor böylece. Ertuğrul Mavioğlu ile gazetecilik atölyesi, kamusallık, müşterekleşme, kooperatifleşme temalı çalışmalar vb. Bitmedi; dans atölyesi, müzik dinletisi, belgesel gösterimi ve sergiler.
Umarım kongre daha yıllarca sürer. Genç bilimcilere umut olmaya devam eder. İtaatsiz bilimcilere kürsü olur. Bülent Şık gelir, Melda Yaman gelir, İrfan Mukul gelir, Aynur Özuğurlu gelir, Levent Dölek gelir, Melek Göregenli gelir, Alp Altınörs gelir…
Kongre programı ve diğer dokümanlara erişmek için şu linkleri kullanabilirsiniz:
http://www.kongrekaraburun.org/