Ferit Barış yazdı: 10:04 Hayat Durdu
Sabah saatleriydi.Ankara’da uzun süredir hava kapalıydı,fakat bugün barışa gelen canlar için ,adeta barış için açmıştı güneş.Trakya’dan,Karadeniz’den,Kürdistan’dan,Ege’den,Akdeniz’den on binlerce Barış Elçisi akın etmişti Ankara’ya.
8:02. Yataktan kalkmıştım.Bugün hava bizden esiyordu,barış yanlılarından.Erkenden kalkıp kıyafetlerimi giymiştim olacaklardan habersizce.Demli bir çay koydum kendime.Genel olarak her 1 Mayıs,her miting sabahı olduğu gibi saçlarımı hiç kalkmayacak şekilde yana tarayıp en sevdiğim marşı Avusturya işçi marşını çaldırdım ve bende ıslıkla eşlik ettim.
8:45.Ayakkabılarımı sildim ve yola düştüm.Arkadaşlarımla buluşacaktım.Güvenpark’a geçerek Almanya’dan gelen bir arkadaşımla geçecektim alana.Buluştuk.O gün diğer miting,1 mayıs sabahları gibiydi.Her şey sıradandı.Yürümeye başladık.Demirtepe,Maltepe ve Ankara tren garı…
9:25.Olacaklardan yaklaşık 40 dakika önceydi.Herkes birbirine sarılıyordu.Farklı coğrafyalardan,farklı illerden gelen insanlar bir olmuşlardı.Omuz omuza barış elçileri…Ben de yoldaşlarımla sarıldık,öpüştük.Özlem giderdik.Herkes çok mutluydu.Barışa olan inançlar tam.Türkiye ve Ortadoğu’da olan her şeye rağmen barış dillerden düşmüyordu.Kürtçe,Türkçe,Arapça,Lazca…Her dilde barış.Halkların kardeşliği,omuz omuza halaylar…
10:00.Saat ilerlemişti.Artık kortejler oluşmuştu.Halaylar çekiliyordu.Dayanışmanın da böylesiydi.Kürtçe sloganlar,Türkçe sloganlara,Türkçe sloganlar Arapça sloganlara karışıyordu.Amaç birdi.
BARIŞ.En büyük harflerle,en güzel yazılarla,en güzel sözlerle barıştı.Hakların kardeşliğiydi.
10:03.’’BİJİ AŞİTİ,BİJİ BIRATİYA GELAN’’,’’YAŞASIN BARIŞ,YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ’’.
10:04…………/………………/…………………/…………………/………………………/………………………/………………………./ (İki bomba üç saniye arayla patlamıştı.Çığlık atanlar,şok etkisiyle hareket edemeyenler,sinir krizi geçirenler,şok etkisiyle kahkaha atanlar…Her şey bir anda oldu.O sıra ben bombanın etkisiyle yere atmıştım kendimi.Zııııııııııııızzzzzzzz.Kulaklarım bombanın etkisiyle çınlıyordu.Bir an yerde kendimi öldü sanıp bırakmıştım.Elimin önüne yaklaşık 30 santimetre mesafeye kocaman bir et parçası düşmüştü.Korktum.Ben öldüm sandım,sırtımı yokladım.Ayakkabım kan olmuştu.Vücudumu yokladım.Ölmemiştim.Sonra koşanları gördüm.Bir ses bana kalk diyordu ve elimden tutarak sürükledi.Dizlerimin üstünde durdum ve koşmaya başladım.)
—Sakin Olun,Panik Yapmayınn.
(O an çok şey düşündüm.Aklıma çok fazla saçma şeyler geldi.Sildim kafamdan onları.Yoldaşlarımı düşündüm.Kendimi bıraktım,arkamda kimlerin olduğunu düşündüm.Koşarken iki kadını gördüm.Çok kötülerdi.Nasıl olmasınlar ki.Hemen onları oradan uzaklaştırdım.Sakin olmalıydım.Atik,doğru kararlar vermeliydik ki kimse zarar görmemeliydi.Şokta olan çok insan vardı.Çekebildiğim kadarını çekmeye başladım.Arkama döndüm.Tablo gözümün önünden gitmiyor.Onlarca can yerdeydi.Havada insanı deli eden müthiş bir barutla karışmış et kokusu vardı.Çıldıracaktım.Gençlik Parkı’na doğru koşmaya başladık.Sonra on-on iki el silah sesi durduk.Korkumuz paniğe dönüşmüştü.Soluklandım.O ana geri dönüyordum sanki her baktığımda.Sonra polis bombanın patladığı,hayatını kaybedenlerin ve yaralıların olduğu yere yoğun bir şekilde gaz atmaya başladı.Etrafı çevirmişlerdi.Ambulanslar gelemiyordu.Alanda bir tane bile polis yoktu ama patlamadan 1 dakika sonra resmen bir polis ablukasında kalmıştık.Şaşırılacak şeydi doğrusu.Orada bulunan doktorlar,sağlık emekçileri yaralılara müdahale etmekte zor anlar yaşadılar.)
Alana geri döndüm.Sakinleşmiştim ve elimden gelen her şeyi yapmaya çalışacaktım.Bir an ben ne yapıyorum,neredeyim,yoldaşlarıma ne oldu,bu etrafa saçılan et parçaları da ne oluyor,ne yapacağım dedim.O sıra bir arkadaş, o an yaşadığı duyguları tam yaşayamamış olacak üzerindeki kıyafetleri parçalıyordu.Yaklaştığımda kanlı ellerinde kumaş parçaları vardı.Dört bir yana dağılmıştık.Yoldaşlarımın arasından geçirdim.Üzerlerinde SYKP,ESP,HDP,Devrimci Parti,EMEP,Halkevi,DEV-LİS Koordinasyonları…Hayatlarını kaybetmişlerdi.Başımı dik tutarak aralarından geçtim.
10:20.Gençlik Parkı,Tandoğan,Sıhhıye istikametinde koşuşturmaca başladı.Ambulans seslerini duymaya başlasak dahi gelmeleri o kadar kısa sürmedi.BARIŞ,AŞİTİ yazan tüm siyasetlerin,sendikaların pankartları birden sedye oluverdi.Taksiler,HDP,DİSK,KESK araçları o an ambulanstı.
10:45.İbni Sina,Ankara Numune,Ankara Tıp,Hacettepe,Gazi hastaneleri önü her an ihtiyaç olan kan,elden ne geliyorsa yapmak isteyen insanlarla taşıyordu.Ambulansın geçmesi için yol açanlar,boş sedyeleri getirenler,hastaları taşıyanlar…
Bugün 10 Kasım ve aradan tam 1 ay geçti, fakat hayatımın en zor 1 ayıydı.Hele de 21 yaşında biri için.Her şeyi düşünüyorsun.O gün ne öldüm,ne de yaşıyorum.Hayatını kaybeden yoldaşlarımın son kelimelerini boğazına dizenler şunu bilmeliler ‘’Biz yaşadığımız sürece,son nefesimize kadar insanlık mücadelesini büyüteceğiz.Yoldaşlarımız son kelimesi olan Biji AŞİTİ,Yaşasın BARIŞ’ı sokaklarda bağırarak atmaya devam edeceğiz.’’
O gün yoldaşlarımızın son sözleri barışa olan inançlarıyla Gar Meydanı’nda yankılanıyordu.Birileri bu BARIŞ kelimesinden rahatsız olduğu aşikar.Şimdi O’nlar ‘sonuna kadar savaş’ diyorlar.Sonuna kadar savaş diyenlere İNAT Sonuna Kadar Barış.
Yaşasın Barış,Biji Aşiti,Biji Bıratiya Gelan,Yaşasın Halkların Kardeşliği,Tek Yol Devrim ve Sosyalizm.