1 Mayıs’ta Saraçhane Meydanı’ndan Taksim’e yürümek istediği için tutuklanan 82 kişiden 4’ünün tutukluluk hali devam ediyor. Geçtiğimiz 27 Temmuz’da 47. Asliye Ceza Mahkemesi, kalan 4 kişinin savunmalarını almadan yalnızca dosya üzerinden inceleme yaparak tutukluluk haline devam kararı verdi.
1 Mayıs tutuklusu ve set işçisi Hüdanur Keser’in mahkeme huzurunda yapmak için hazırladığı ancak mahkemeye çıkarılmadığı için yapamadığı savunmasını okuyucularımızla paylaşıyoruz:
“GASP EDİLEN” 26.07.2024 TARİHLİ SEGBİS SAVUNMAM
Ben işçiyim. Kapitalist burjuva patron tarafından gün gün, saat saat köleleştiriliyor ve katlediliyorum. Anayasal hakkım olan “1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı”nı kutlamak için, ülkenin ana muhalefet partisi CHP başta olmak üzere DİSK, KESK gibi kurumların ortak çağrısı ile “miting koşullarında” polisin arama noktalarından geçerek Saraçhane’ye gittim. Bozdoğan Kemeri’nde etten duvar ören, sınıf iradesine mukavemet eden, plastik mermi, biber gazı ile işçileri hedef alan kolluk kuvvetlerinin orantısız gücüne maruz kaldım. Mukavemette bulunmadım, herhangi bir cisim fırlatmadım. Daha ne olduğunu anlayamadan bu orantısız güç yüzünden fiziksel zarar gördük ve ardından alandan tahliye edildik. Kaldı ki “orantısız güç karşısında protesto anayasal bir haktır.” AYM kararına göre “1 Mayıs alanı Taksim Meydanıdır.” Bizler de bunu söylediğimiz için hürriyetimiz hukuksuzca gasp ediliyor. 1 Mayıs’tan 20 gün sonra ikametgah adresimden alınmama, hali hazırda aktif sigortalı işçi olarak çalışıyor olmama rağmen, kaçma tehlikem gerekçesiyle tutuklandım. Merak ediyorum, kaçmayı düşünen biri 20 gün boyunca ikametgah adresinde kalmaya, aktif sigortalı çalışmaya devam eder miydi? Siyasi temellere dayalı bu tutukluluk beni maddi-manevi zarara uğrattı. Bakmakla yükümlü olduğum KOAH hastası annem, ödemem gereken kiram ve faturalarım var. Bu süreçte işime son verildi. Ben bir set işçisiyim. Kültür-sanat emekçisiyim. Setler tehlikeli iş kolunda yer alıyor. Güvencesiz çalışma. 2 ay çalış, 3 ay paydos. Çalıştığım sektörün en aktif olduğu yaz döneminde tutukluluğum devam ettiğinden ötürü, maddi zarar görmeye de devam ediyorum. İçinde benim de bulunduğum ve benimle aynı, benzer, daha ağır ithamlar ile suçlanan 82 kişi tutuklandık. 78 arkadaşım tahliye olmuşken, hatta bir kısmı adli kontrol şart olmaksızın tahliye olmuşken, avukatlarımız istikrarlı bir şekilde raporları, itirazları mahkemeye sunuyorken, ben ve diğer 3 arkadaşımın tutukluluğunun devam ediyor olması adaletsizlik değil midir? Asgari düzeyin altında seyreden cezaevi koşulları sağlığımı olumsuz etkiliyor. Alerjik astım hastasıyım ve bu koşullar hastalığımı tetikliyor. Bizler hakları bilfiil gasp edilen, emeği sömürülen işçiler olarak; haklarımızı tek bir ağızdan, omuz omuza aramak için anayasal haklarımızı kullandık. Bunun sonucunda şu an tutukluyuz ve yargılanıyorum. Bu hukukun hangi sayfasında yer alıyor?
Bizler söylemekten asla vazgeçmeyeceğiz. “1 MAYIS ALANI TAKSİM MEYDANIDIR!” Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Beyanlarım esas alınarak tahliyemi talep ediyorum.
“İçeride, dışarıda, gasp edilen hakları için, özgür yarınlar için tüm direnenlere selam olsun!”