YÖK’ün kuruş yıldönümünde, uğradıkları polis tacizine ilişkin açıklama yapan Yurtsuzlar, “Söz konusu üniversiteliler olunca elinden geleni ardına koymayanlar aynı hassasiyeti kadın ve LGBTİ+ düşmanlarına, faşist çetelere, uyuşturucu satıcılarına göstermemektedir” dedi.
Kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce ailelerinin arandığını ve tehdit edildiklerini söyleyen Yurtsuzlar, Yükseköğretim Kurumu(YÖK)’nun, kuruluş yıldönümünde İnsan Hakları Derneği(İHD) Ankara Şubesi’nde konuya ilişkin basın açıklaması düzenledi. Açıklamada konuşan Yurtsuzlar, “İktidarın üzerimizde kurmaya çalıştığı korku politikaları boşunadır. Bizler hayatın her alanında üzerimizde kurmaya çalıştığınız baskılara rağmen karşınızda dimdik duruyoruz” dedi.
Yurtsuzların yaptığı açıklama şu şekilde:
“Üniversitelerin özerk ve demokratik yapısı tarih boyunca saldırıya maruz kalmıştır”
“Bugün 6 Kasım, 12 Eylül faşist darbesinin ürünü olan YÖK’ün 40. kuruluş yıldönümü. 40 yıl önce üniversitelerin özerkliğini ortadan kaldırmak, üniversiteyi sermayeye açmak, üniversitelileri baskı altına almak için kurulan YÖK, bugün baktığımızda işlevini yitirmiş bir şekilde saray kuklalığı yapan bir kurumdan başka bir şey değildir. Emirlerini saraydan almakta ve sadece saraya karşı sorumlu tutulmaktadır. Üniversitelerin özerk ve demokratik yapısı tarih boyunca saldırıya maruz kalmıştır.
40 yıl önce Kenan Evren yönetiminin YÖK aracılığıyla yapmaya çalıştığı saldırılar, bugün ise saray eliyle bizzat yapılmaktadır. Üniversitelerimize seçilmiş rektörler değil Cumhurbaşkanı tarafından kayyum rektörler atanmakta, üniversitelerde halk yararına bilim üretilmesi gerekirken üretilen bilim devlet eliyle sermayeye peşkeş çekilmektedir. Kampüslerimiz sermayedarların cebini doldurmak için ranta açılıp millet bahçelerine, külliyelere dönüştürmekte, üniversite içindeki kadın ve LGBTİ+ çalışmaları engellenmekte ve cinsel tacizi önleme birimleri işlevsizleştirilmektedir.
“Hayatın her alanına gelen zamlarla insanca yaşama hakkımız elimizden alınmaktadır”
Pandemiyle birlikte kampüslerin kapısı tamamıyla kapatılmıştı. Şimdi ise üniversitelerin kapılarını açtık denilerek belirsiz online ya da hibrit eğitim süreçleri öngörülmektedir. Bunların yanı sıra üniversite öğrencileri yoksulluğa ve geleceksizliğe mecbur bırakılmakta, hayatın her alanına gelen zamlarla insanca yaşama hakkımız elimizden alınmaktadır. Artan kira fiyatları sebebiyle evlerinin kirasını ödeyemeyen, özel yurtlara parası yetmeyen, kalacak yurt bulamayan, barınma imkânı olmadığı için üniversitesini dondurmak zorunda kalan, aile evinden çıkamadığı için baskıya ve şiddete maruz kalan, barınamadığı, geçinemediği için güvencesiz iş koşullarında çalışan milyonlarca üniversiteli var. Fakat bizler güvencesiz, rezil bir geleceğin kölesi olmayacağız! En temel haklarımız için, insanca bir yaşam için mücadele etmeye devam edeceğiz. İktidarın üzerimizde kurmaya çalıştığı korku politikaları boşunadır. Bizler hayatın her alanında üzerimizde kurmaya çalıştığınız baskılara rağmen karşınızda dimdik duruyoruz. Kayyum rektörlere karşı kampüslerde, rant ve talan politikalarıyla yok etmeye çalıştığınız ormanlarda, kadın ve LGBTİ+ düşmanlığına karşı sokaklarda, evsiz ve yurtsuz bırakılmaya karşı parklarda, tüm kampüslerdeyiz!
“Nitelikli yurt istemek ve kendi yaşam alanlarımızı savunmak suç değildir”
Geçtiğimiz günlerde “Yurtsuzlar Hareketi” bahane gösterilerek çeşitli yalan ve çarpıtmalarla arkadaşlarımızın aileleri kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce arandı. Ailelerimiz bizim üzerimizden korkutulmaya çalışılarak üniversitelilerin barınma hakkı mücadelesi engellenmek istendi. Yapılan aramalar tamamıyla hukuksuzdur. Bizler; üniversitelilerin kalacak yurdu yok, hali hazırda olan KYK Yurtları hem yetersiz hem niteliksiz, öğrenci semtlerinde kiralara fahiş zamlar yapıldı, 650 liralık KYK kredileriyle özel yurtlarda kalmaya paramız yok, tarikat-cemaat yurtlarında kalmak istemiyoruz derken, bizlere kalacak nitelikli, tam kapasiteli yurtlar oluşturması gerekenler barınma hakkını isteyen üniversitelilerin ailelerini aramakla meşgul olmaktadır. En meşru ve haklı taleplerimizi dile getiriyor, yurtsuz binlerce sıra arkadaşımızın hakkını savunuyoruz. Nitelikli yurt istemek ve kendi yaşam alanlarımızı savunmak suç değildir.
Söz konusu üniversiteliler olunca elinden geleni ardına koymayanlar aynı hassasiyeti kadın ve LGBTİ+ düşmanlarına, faşist çetelere, uyuşturucu satıcılarına göstermemektedir. Boşuna aramayın! Şimdiye kadar yurtsuzların sesini parklarda, sokaklarda, kent meydanlarında, kampüslerde dile getirdik. Bundan sonrasında da Yurtsuzlar olarak mücadele etmeye, üniversitelerimizi ve barınma hakkımızı savunmaya devam edeceğiz! Üniversitelilerin, yurtsuzların sesini kısamayacaksınız! YÖK’ün kuruluş yıldönümünde üniversiteye ve yaşamlarımıza dair taleplerimizi bir kez daha dile getiriyoruz.
Taleplerimiz net:
Nitelikli, tam kapasiteli, güvenli yurtlar yapılsın!
Özel yurtlar kamulaştırılsın!
KYK borçları silinsin!
Yurt ücretleri düşürülsün!
Cemaat ve tarikat yurtları kapatılsın!
Kayyum rektörler ve sermayedarlar değil üniversite bileşenleri üniversitede söz sahibi olsun!
YÖK Kapatılsın!”