Evvel Temmuz, Samandağ ve çevresinde yıllardır yapılan, Mersin’de de Arap Aleviler tarafından yeni yeni kutlanmaya başlanan, Antakya sınırlarını aşarak ülke genelinden hatta Ortadoğu’dan katılımcılarla yıldan yıla büyüyen bir festival. Temmuz ayını, temsil ettiklerini karşılayıp kutlamak bu toprakların binlerce yıllık geleneği ve Antakya Arap Alevileri için önemli bir ritüel. Festivale adını veren, içinde bulunduğumuz Miladi takvimin yedinci ayına adını veren Tammuz; Tanrıça İnanna’nın eşi, İnanna ile birlikte bereket dağıttığına inanılan, ‘Çobanların Tanrısı’ olarak da bilinen Tammuz.
Antakya’da Geleneksel Evvel Temmuz Kültür Sanat Festivali’nin 23’ncüsü bu yıl 7-17 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Kahramanmaraş merkezli depremlerden en fazla etkilenen illerden biri olan Hatay’da her yıl geleneksel olarak düzenlenen festivalin bu yıl nasıl geçeceği büyük merak konusu. Samandağ, Defne ve Serinyol ilçelerinde gerçekleştirilecek olan festival, depremlerin yaratmış olduğu yıkımların ortasında yapılacak. Festivalde; söyleşi, forum, sergi, müzik, tiyatro ve sinema etkinliklerinin yanı sıra çocuklar, kadınlar ve gençler için özel etkinliklerin olacağı bilgisi paylaşılırken, deprem sebebiyle Antakya’dan göçmek zorunda kalan halka geri dönme çağrısı yapıldı. Festivale diğer yıllara nazaran bu yıl depremin yaratmış olduğu yıkım nedeniyle katılımın daha yüksek olması bekleniyor.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce ile, bu yıl 23’ncüsü gerçekleştirilecek olan Geleneksel Evvel Temmuz Festivali hakkında konuştuk. Kendisi de bir Antakyalı olan Yüce, festivalin komitesinde bulunuyor. Yüce, Evvel Temmuz’un tarihini, nasıl festivale dönüştüğünü ve Antakya halkının yıkımların arasında birbirilerinden güç alarak nasıl festivali gerçekleştirme kararı aldığını anlattı. Ayrıca Yüce, depremlerden ötürü göç etmek zorunda kalan Antakya halkına, geri dönme çağrısı da yaptı.
Evvel Temmuz, Arap Aleviler için büyük öneme sahip
SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce, Evvel Temmuz’un kökeninin binlerce yıl öncesine dayandığını ifade etti. Evvel Temmuz’un aslında bir bayram olduğunu ve halklar tarafından Antakya ve Samandağ’da kutlandığını anlatan Yüce, “Aslında Temmuz çok tanrılı dinlerden gelen bir bayram. Bereket tanrısı Temmuz’a adanan adakların kesildiği; hasadı, bereketi temsil eden bir bayram. Yıllar boyunca da Samandağ’da insanların sahile gidip kutladığı, bayramlaştığı, eğlendiği bir bayram olarak kutlanmış. Sonra çok uzun bir süre, kesintiye uğradığı zamanlar olmuş. Bu yıl 23’ncüsü düzenlenecek olan festival, bu halini aslında 2001 yılında Samandağ Kalkındırma Derneği’nin bu festivali yapmasıyla almış. Yani aslında 2001 yılında Samandağ Kalkındırma Derneği böyle 2 günlük, 3 günlük etkinlikler yaparak hem kültürü yaşatmaya hem de devamlılığı sağlamaya çalışarak başlamış bu festivale. Ardından gittikçe günceli de takip eden; siyasetin, ekoloji hareketinin, kadınların, gençlerin, Arap Alevi kimliğinin konuşulduğu akşamında konserlerin olduğu büyük bir festivale dönüştü. Elbette bu festival bizler için yani Antakyalılar için hem kültürümüze sahip çıkmamız hem de kültürümüzü devam ettirmemiz için çok önemli. Dünyanın ve Türkiye’nin neresinde olursak olalım o tarihlerde bir arada olmayı, birlikte ortak sofralarda buluşmayı, aynı yemekleri yemeyi ve kentimizin kendisi ve geleceğiyle ilgili ve kendi kültürümüzle ilgili konuları konuşmaya anlam biçtiğimiz bir festival. Dolayısıyla bu festival aynı zamanda Arap Alevi halkı açısından kültürünü yaşattığı bir festivale dönüştü bir zaman sonra. Evvel Temmuz Festivali 23 yıldır ısrarla, inatla dönemin zorlu şartlarına rağmen yapılmaya ve kutlanmaya devam ediliyor. Misal pandemide online festival yaptık. Şimdi bütün kenti kapsayan; köylerden insanların ‘festival var’ deyip Samandağ’a sahile geldiği ve oralarda buluştuğu bir festivale dönüştü” dedi.
“Bu yıl ki festivali yıkıntıların arasında gerçekleştireceğiz”
Bu yıl ki festivalin öneminin diğer yıllara göre çok farklı olduğunu söyleyen Yüce, “Bu yıl festivali yıkıntıların arasında, deprem felaketini yaşamış bir kentte, birçok kaybımızın olduğu bir ortamda yapıyoruz. Festivali bize bu dönemde yapma cesaretini veren tam da bu yıkıntıların arasında, bu felakete karşı; farklı direnme biçimlerini, farklı dayanışma biçimlerini icra eden, oluşturan halklar ve kurumlardır. ‘Bu festivali bu yıl yapalım mı? Yapmayalım mı? Yapabilir miyiz’ diye düşünürken deprem sürecindeki bu yıkımda örülen büyük bir dayanışma olduğu gibi birçok sanatçıdan, festivale daha önce katılan bazı sanatçılardan ve yurttaşlardan, ‘festivali bu yıl yapalım. Mutlaka yapmalıyız’ çıkışı geldi. Tamda direnmenin bir başka yolu olarak, sanatın iyileştirici gücüne de sarılan bir yerden bu festivali yapmalıyız önerisi geldi. Bunun üzerinden de Samandağ Kalkındırma Derneği ve Akdeniz Kültür Dayanışma Derneği ‘gelin festivali yapalım’ çağrısı yaptı. Bu çağrıya birçok ilden, birçok sanatçıdan, akademisyenden, çocuk tiyatrosundan, çocuk gönüllülerinden cevap geldi. Hepsi de festivale gelmek istedi ve ‘biz de varız’ dedi. Bu dönemde deprem dayanışma ağlarından da destek geldi. ‘Biz de festivale katılacağız ve kentimizi yeninden inşa etmenin bir aracı haline getireceğiz’ diye cevaplar geldi” açıklamasında bulundu.
Antakya’da devam eden yaşamın olduğunu hatırlatacağız
Festivalde bu yıl sevdiklerini, komşularını, yaşadıkları mekanları ve Antakya’yı anacaklarını belirten Yüce, şöyle devam etti: “Antakya’da hala hayatın var olduğunu yeniden hatırlatacağız. Festivali, bu acılarla baş etmeninin bir yöntemi olarak göreceğiz. Festivalde dostlarımızla buluşacağız. Deprem sürecinde de gördük halklar kültürüne, kimliğine, kentine sahip çıkarak direndi depreme ve ayakta kaldı. Bu festivalde bunun bir vesilesi olacak. Bu yüzden bu yılki festival ‘yeniden inşa’ talebiyle umudu ve dayanışmayı büyütme çağrısıyla organize ediliyor. Birçok sanatçı yer alacak festivalde.
Ali İsmail Korkmaz anılacak
Aynı zamanda festivale her yıl denk gelen ve 10 Temmuz’da yapılan Ali İsmail Korkmaz anma etkinliği de bu yıl festival kapsamında yapılacak. Ali İsmail Korkmaz’ı anma etkinliğini kendi köyünde ALİKEV ile birlikte organize edeceğiz.
Festival dolu dolu geçecek
Samandağ’da gene akşamları konserler, gündüzleri de ekolojiden siyasete, sağlıktan kadın hareketine kadar birçok konuda etkinliklerimiz, söyleşilerimiz ve resim sergilerimiz olacak. Çocuk etkinliklerimiz ve çocuk tiyatrolarımız da olacak. Bu yıl kentimizin çok büyük bir alana yayılan yıkımını da gören bir yerden festivalimizi Samandağ Sahili’nden, Defneye, Karaçay’a ve Serinyol’a taşıdık ve çok geniş bir program hazırlamış olduk.
Festivale çağrı
Festivalin bir diğer amacı ise depremler nedeniyle Antakya’dan gitmek zorunda kalan Antakyalıları festival vesilesiyle bir buluşma zeminine çekmek ve bu sayede tekrardan Antakya’ya geri dönmelerini sağlamak. Bu yıl ki festivalle; tekrardan hep birlikte kentimiz için hem ağlamayı hem de kentimizi yeninden kurmanın umudunu büyütmeyi hedefliyoruz. Dolayısıyla bir kez daha buradan sizin aracılığınızla dayanışma ve umudu büyütme vesilesi olacak bu festivale, tüm halklarımızı ve deprem sürecinde bizimle dayanışmış olan bütün gönüllülerimizi davet ediyoruz. Gelin hep birlikte bu yıkımın ardından kentimizi yeniden inşa etmenin yollarını, yöntemlerini tartışalım tekrardan hep birlikte dayanışmayı büyütelim. Gerçekten, yalnız olmadığımızı her zaman düşündük. Çünkü: halkların dayanışması çok büyük bir köprü oldu. Bir kez daha bu festivalde yalnız olmadığımızı ve bu festivali büyüterek hem kimliğimizi hem kültürümüzü yeniden yaşatacağımızı aynı zamanda da kentimizi yeniden inşa edeceğimizi söylemek istiyoruz. Bir sloganımız vardı, ‘sevgiden tuğlalarla öreceğiz bu kenti’ diye, evet sevgiden tuğlalarla öreceğiz bu kenti. Hep birlikte türkülerimizi söyleyeceğiz, hep birlikte ağıtlarımızı yakacağız, anmamızı gerçekleştireceğiz ve hep birlikte yan yana durarak bu büyük felaketin üstesinden geleceğiz.”