SEÇTİKLERİMİZ- Ferda Çetin’in yazısı: Ahıska Türkleri neden Kürdistan’a yerleştiriliyor?
24 Aralık günü Ukrayna’dan havalanarak Erzincan’a inen uçaktaki yolcuları, başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan, vali ve belediye başkanı karşıladı. Ahıska Türkleri, "yeni memleket"lerine ayak bastıklarında mehter takımı, "ceddin deden neslin baban/ hep kahraman Türk milleti" marşını çalıyordu.
90 Aileden oluşan 347 "Ahıska Türkü"nün ilk kafilesi, daha evvel hazırlanan Erzincan Üzümlü’deki yeni konutlarına yerleştirildiler. Ukrayna’da kalan toplam 677 aile de birkaç gün içinde getirilerek Erzincan ve Bitlis’e yerleştirilecek. Bu sayının 3 bin civarında olduğu belirtiliyor.
Muhtelif tarihlerde Türkiye’ye giriş yapan ve bir süredir Bursa’da ikamet eden, 29 aileden oluşan 116 kişilik Ahıska Türkü de, bu süreçte Erzincan’a getirilerek yerleştirildi. Bursa’da kalan Ahıska Türkleri de Erzincan ve Bitlis’e yerleştirilecek.
Sessizce ve derinden uygulamaya konulan bu nüfus transferi, TC Dışişleri Bakanlığı ve Göç İdaresi ile, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı koordinasyonunda gerçekleştiriliyor.
Silvan, Cizre, Silopi, Derik, Dargeçit, Nusaybin ve Sur’da Türk devletinin askeri kuşatması ve bombardımanı nedeniyle dışarıya doğru bir Kürt göçü yaşanırken, aynı günlerde dışarıdan getirilen Türkler Kürdistan’a yerleştiriliyor.
Gözlerimizin önünde gerçekleşen bu nüfus transferindeki sinsilik, bize ittihatçıların hainliklerini hatırlatıyor.
Türk Devleti, Kürt nüfusunun artışını büyük bir tehdit gibi görmektedir.
Eski Büyükelçi Gündüz Aktan, Kürt nüfus artışından duyulan korkuyu 24 Kasım 2005 tarihli Radikal’de şöyle ifade etmişti: "…Asıl önemli sorun Bölge nüfusunun Türkiye geneline oranla birkaç kat yüksek olması. Doğu ve Güneydoğu'daki Kürt nüfusun bu artış hızıyla 2025'te ülkenin geri kalan nüfusuna eşit olacağı hesaplanıyor. İyimser tahminler Kürtlerin bu hedefe en geç 2035'te ulaşacağını gösteriyor…"
Tayyip Erdoğan’ın Türk halkına yaptığı ve sıkça tekrarladığı, "en az üç çocuk yapın" tavsiyesi, tüm Türk ırkçılarının Kürt nüfusunun artışından duyduğu korkunun sonucudur.
MGK bu "milli" korkuya yönelik, "tedbir" amaçlı planlamalar yapmaktadır.
20 Kasım 1996 tarihli MGK raporunda, Kürt nüfusunun artışından duyulan korku ve alınacak tedbirler sıralanmaktadır:
"Kürtlerin oturduğu bölgelerde nüfus artışı diğer bölgelerden yüksektir. Kürt nüfusu 2025'te toplam nüfusun yüzde 50'sinin üzerine çıkma eğiliminde. Bu, Kürt milliyetçiliğinin canlı tutulmasıyla birlikte düşünüldüğünde, bunun da milletvekili sayısına oranlaması uzun vadede Türkiye için vahim tehdit oluşturabilir. Bölge'de nüfus planlaması seferberliği elzemdir."
MGK’nin 1996 yılındaki bu raporunun ardından, Kürdistan illerinde nüfus kontrolü ve aile planlaması adı altında doğurganlık oranını düşürmeye dönük, kısırlaştırma da dahil bir dizi politika uygulamaya konulmuştur.
Bugün Şırnak, Hakkari, Mardin ve Van ve ilçelerinde devletin açıktan yürüttüğü etnik arındırma savaşı, genel ve yerel seçimlerde devlet partilerinin silindiği merkezlerdir.
2005 yılında yapılan MGK toplantısının sonuç raporunda, "Kürt nüfusunun artış hızı, bölgenin doğurganlık oranı ve Kürt illerinden göç ve göç alan illerin nüfus artışlarına yönelik tedbirler" tartışılmıştır. Bu savaş, o tedbirlerin güncellenmiş halidir.
Günay Aslan, 14 Mayıs 2014 tarihli Yeni Özgür Politika’da, "Kürtlerle Savaş Simülasyonu" başlıklı yazısında, Genelkurmay merkezinde yapılan ve uygulanması halinde büyük bir yıkıma yol açacak bir plandan söz ediyordu. Yazıldığı günlerde pek de üzerinde durmadığımız bu plan, bugün Kürdistan’da, HDP’nin ezici çoğunluk sağladığı merkezlerde uygulamaya konulmuştur.
Kamu Güvenliği Müsteşarlığının "Çökertme Planı" diye adlandırdığı bu plan çok amaçlıdır. Görünen ve bilinen amaç, Kürt halkının örgütlülüğünü dağıtarak direniş azmini kırmak ve PKK’yi darbeleyerek, "siyasi çözüm" adıyla, masa başında teslimiyete zorlamaktır.
Bu planın uzun erimli hedefi ise halkı göçe zorlayarak Kürdistan’ın demografik yapısını bozmaktır.
Ukrayna’dan getirilen Ahıska Türklerinin Kürdistan’a yerleştirilmesi, Bursa’da yerleşik Ahıska Türklerinin yeniden göç ettirilerek Kürdistan’a taşınması da bu planın bir parçasıdır.
Öyle olmasaydı eğer, Tayyip Erdoğan çok sevdiği soydaşlarını Kürdistan’a değil, Trabzon veya Rize’ye yerleştirirdi.
(Bu yazı 29 Aralık 2015 günü Yeni Özgür Politika'da yayınlanmıştır)