İktidarın Covid 19 sürecini yönetememesinin de etkisiyle artan başta ekonomik kayıplar, iş yükünün fazlalığı ve yetersiz koşullar hekimlerin ardı ardına istifa etmesine yol açıyor. İstifalar sağlık sisteminde ciddi aksaklıklara neden olabilir.
Sağlık Bakanlığı’nın istifa eden ya da emekliliğe ayrılan hekimlerle ilgili verileri güncel olarak açıklamaması nedeniyle, tam olarak istifa eden ya da emekliye ayrılan hekim sayısı bilinmiyor. Ancak istifa ve emeklilik başvurularında ciddi bir atış söz konusu.
Gazete Duvar’dan Serkan Alan, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyesi Meltem Günbeği ile görüştü, yaşanan istifaların nedenlerini ve sağlık sisteminde oluşabilecek aksaklıkları konuştu.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Meltem Günbeği, hekim istifalarının tek başına pandemi döneminin konusu olmadığını ancak, salgın döneminde getirilen yasaklar nedeniyle konunun çok daha görünür hale geldiğine dikkat çekti.
Meltem Günbeği, hekim istifalarının birden çok nedeni olduğuna işaret ederek, “Performans sistemi, ülke genelinde enflasyonun yükselmesi, çalışma şartlarının kötüleşmesi, her geçen gün hasta sayılarının artması gibi nedenlerle istifaların yaşanıyor. TTB’nin uzun süredir şikâyet ettiği ve düzeltilmesini istediği taleplerin hiçbirinin karşılanmaması nedeniyle istifa sayıları artıyor.
Genç hekimlerin çoğu yoksulluk sınırında yaşıyor. Sağlık Bakanlığı kadrosunda olup yoksulluk sınırına erişemeyenler bile mevcut. Toplumda ‘hekimler çok maaş alıyor’ algısı var ama bu çok gerçeği yansıtmıyor. Hekimlerin salt emekliliğe yansıyan maaşları düşük. Döner sermayeyle birlikte hekimlerin geliri Türkiye ortalamasına erişebiliyor ama bu döner sermaye yönetmeliği de yöneticilerin insafına bırakılmış bir şey. Döner sermaye sisteminin insafına bırakılmış durumdayız ve hastaneler kâr edemediğini söyleyerek çoğu ödeme yapmıyor.”
Hekimler pandemi döneminde değersizleştirildiklerini düşünüyor
İstifalara neden olarak ekonomik kayıpların ardından Dr. Günbeği’nin işaret ettiği bir diğer nokta da hekimlerin pandemi dönemindeki olumsuz çalışma koşulları oldu. Sağlık Bakanlığı’nın bu dönemde bir maskeyi dahi çalışanlara dağıtamadığını söyleyen Günbeği sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim TTB olarak gözlemlerimize göre, hekimler uzun süredir olan meslek alanlarına yönelik değersizleştirmeyi pandemi döneminde çok daha fazla gördüler. Örneğin Covid-19’un meslek hastalığı olarak kabul edilmemesi bunlardan biriydi. İlk başlarda çalışma şartlarından hiç şikâyet etmeden hekimler çalıştı fakat bu durum bir aylık, iki aylık bir dönem değildi. Pandeminin 18’inci ayına giriyoruz ve hala nitelikli bir maske dahi alamıyoruz. Hatta nitelikli maske alamadığını söyleyen arkadaşlarımıza soruşturma açılıyor.”
“Hekimler arasında işinden memnuniyetsizlik çok fazla”
Hasta yoğunluğunun çok fazla olduğunu ve bu durumun şiddeti doğurduğunu söyleyen Günbeği’ne göre hekimler ‘Acaba bugün başıma ne gelecek’ diyerek işe gidiyor. Personel yetersizliğinden kaynaklı da hekimlerin iş yükünün arttığını ve bu durumun da istifaları beraberinde getirdiğini belirten Günbeği, “Artık işinden memnuniyetsizlik çok fazla. Hekim, işinin tatmin eden yanını göremiyor. Sadece çarkın bir dişlisi gibi çalışıp, kaç dakikada hasta görmesi gerekiyorsa onu görüyor, ne yazması gerekiyorsa yazıyor ve bu durum tatminsizliği beraberinde getiriyor. Meslek tatmini de azalmış durumda” ifadelerini kullandı.
“Genç hekimler TUS dershanesine değil Almanca kursuna yazılıyor”
İstifa ve emekliliğin yanı sıra Günbeği’nin dikkat çektiği bir diğer nokta özellikle genç hekimlerde yurt dışına gitme eğiliminin son dönemde artması. Yurt dışına çıkmak için TTB’den “Yeterlilik Belgesi” alıp yurt dışına giden hekim sayısı 2017’de 482, 2018’de 802, 2019’da ise bin 47’ydi. Türkiye’de ilk korona vakalarının görüldüğü 2020’de ise bu rakam 931 olarak kayıtlara geçerken 2021’in ilk beş ayında ise 400 hekim yurt dışına gitti. “Genç hekimler artık uzmanlık için TUS (Tıpta Uzmanlık Sınavı) dershanesine değil Almanca kurslarına yazılıyor” diyen Günbeği sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yurt dışına gitmek isteyenlerin sayısı çok fazla artmış durumda. Orada da hekimlik yapmaya çalışıyorlar. Almanya’ya, Almanya’dan sonra farklı ülkelere gitme derdindeler. Bizden yurt dışına gitmek için belge talep edenlerin sayısında artış var. Bunların hepsi ülke gündeminden ayrı konuşulabilecek şeyler değil. Yaşam şartları düşüyor, toplumun şiddete eğilimi artıyor vs. derken geleceği görememe hali tüm meslek gruplarında olduğu gibi hekimlerde de var. Son yıllarda hekimlik mesleğinin niteliğinde hızlı bir düşüş yaşandı ve göç de hızlandı.”
Kısır döngü: İstifalar, sağlık sitemimde iş yükü yoğunluğu ve yeni istifaları beraberinde getiriyor
Son dönemde görünür olan hekimlerin istifa, emeklilik ve yurt dışına göç kararı almalarının sağlık sistemine yansıması da merak konusu. Günbeği’ne göre bu durum kısır döngü ve her istifa ya da emekliliğin ardından yeterli personel olmaması nedeniyle yük geride kalan sağlık çalışanlarının omuzlarına yükleniyor ve istifalar beraberinde geliyor:
“Ben bir asistan hekimim. Bir bölümden asistan hekimin istifa etmesi demek, üniversite hastaneleri için zaten hekim sıkıntısı ve iş yükü var, diğer asistanların iş yükünün artması demek. Bu uzman hekimler için de geçerli. Bir devlet hastanesinden uzman hekimin istifası diğer hekimlerin daha fazla çalışmasına neden oluyor ve bu bir kısır döngü gibi diğerlerini de tükenmişliğe ve istifaya itiyor. Sistemi şu an her bölümden bir ya da iki kişinin istifa etmesi etkilemeyebilir ama kişilerin üzerine yine yığılma olduğu için yine olan hekimlere oluyor. Kalan bütün zorlu şartları hekimler karşılıyor.”