Gülfer Akkaya yazdı: Tecavüzcü deyip geçme, bak aynı sen!
Basında önceki gün bir haber geçti. Başlık “Bağdat Caddesinde tecavüz dehşeti”
Haberi de en az olay kadar dehşet verici. Neden?
Bu haberi yapan medyanın kafa da aynı tecavüzcü kafası…
O tecavüzcü, kadınlara nasıl bakıyorsa, medya da aynı öyle bakıyor. Haberi de o bakışla yapmış.
Haber Bağdat Caddesi’ni olumsuzlayarak verilmiş. Bağdat Caddesi diye bilinen, İstanbul’un Anadolu yakasında maddi durumu iyi olanların yaşadığı, eğlenmek için insanların gittiği bildik bir semt.
Haberde şu ayrıntılar var: 19 yaşında genç bir kadın. Üniversiteye gidiyor. Günlerden cumartesi. Genç kadın arkadaşlarıyla buluşup yemek yiyor. Grup ilerleyen saatlere kadar birlikte zaman geçiriyor. Grup… İlerleyen saat… Genç kadın…
Sonra o ilerleyen saatte genç kadın evine giderken bıçaklı bir erkek tarafından tecavüze uğruyor.
Haberi okuyunca aklımızda ne kalıyor: Bir kadın olarak (üstelik genç bir kadın olarak) cumartesi günü (tatil, eğlence günü) grup olarak eğlenmeye gidip, geç saatte eve dönersen tecavüze uğrarsın.
Sormak isterim: Bu ülkenin kadınlar için eve dönüş saati şudur diyen bir yasası var mı?
Bu haberi okuyan ve zaten hayatı boyunca kadınlara ev içini reva gören (sanki ev içinde tecavüzler yokmuş gibi) kadın düşmanı erkekler durur mu? Sosyal medyada hemen anket başlatmışlar…
Anket başlatamayan “tecavüz karşıtı” ama “tahrik eden yok mu”cu, tahrik olmaya elverişli erkekler de hemen kadınları yargılamaya başlamış.
Bunların ortak noktaları tecavüzcü erkeğe hiçbir şey dememeleri. Aksine kadınları tahrikçi gösterip, gece o saatte dışarıda ne yapıyordu tarzı tecavüzcüyü savunan sorular yöneltmeleriydi.
Ne yapıyorsa yapıyor, sana ne!
Esas soru şu: Neden kimse geceleri, sokakları, parkları, bahçeleri, evleri tecavüz mekânına çeviren tecavüzcü erkeklere bunlar hangi cesaretle, nereden ve kimlerden aldıkları güçle, korkusuzca tecavüze yeltenebiliyorlar?
Ben söyleyeyim: En önce siz erkeklerden bu cesareti alıyor tecavüzcüler. Çünkü tecavüzcü erkekleri ilk aklayanlar, savunanlar, haklı gösterenler yine siz erkeklersiniz.
Sizin kokuşmuş ahlakçılığınız, kadınları hayatın tüm alanlarından koparmaya çalışıp eve, aileye ve erkeklere mahkûm etmeye çalışıyor.
Ardından erkek egemenliğinin tüm kurallarını alan hukukunuz ve erkek egemen iktidarınız… Bu olanlara susan siyasi partiler, stk’lar, meslek örgütleri, sendikalar….
Kendilerini erkeklikten sıyrılmış göstermeye çalışan, her fırsatta tecavüzcü yanlısı olan erkekler…
Tecavüzcülerin sizden, hepinizden hiçbir farkı yok, farkında mısınız?
Bakın, aynı siz!
Üzerinde sizin giydiğiniz kot pantolon var. Tişört aynı… Sizin dolabınızdan giyinse bu kadar olur!
Yüzünde kirli sakal… Belki iki hafta önce sinekkaydı tıraşlıydı. Belki iki hafta sonra sakallı olacak. Tıpkı sizin gibi!
Evli. Çocuk sahibi… Yani baba. Yani evin erkeği… İşte yine aynı siz!
Sapık? Değil… Deli? Değil… Sadece erkek! Tıpatıp siz, sizin aynınız!
O da kadınlara ne giymiş, nasıl davranıyor diye bakıyor. Bakınca tahrik oluyor! Tıpkı sizin gibi!
Bu saatte dışarıdaysa aranıyor diye düşünüyor. Aynını siz de düşünüyorsunuz!
Aynı siz!
Hakimi, savcısı, tecavüzcüsü hepiniz aynısınız! Hepiniz erkeksiniz!
Hiçbir şeyden korkmadan tecavüze, cinsel saldırıya yelteniyorsunuz. Neden? Nasılsa hukuk arkanızda. Hakimler, savcılar ve hatta çokça avukat, onlar da dava boyunca “O saatte dışarıda ne işin vardı” diye sorup, bu kafayla tahrik indirimi isteyip yapmıyorlar mı siz erkeklere?
Hepiniz aynısınız. Daha ne konuşuyorsunuz!
A pardon! Ama siz öyle değilsiniz di mi?
Her erkek aynı değildi?
İyi erkek, kötü erkek var, öyle ya!
Ve siz hepiniz, hepiniz ne hikmetse iyi erkeksiniz.
Yemezler!
Tecavüzcüler, tacizciler, dayakçılar… Onlar var ya onlar… Sizsiniz. Sadece siz, erkeklersiniz.
Tecavüzcü deyip geçme, bak aynı sen!