1968 Mexico City Olimpiyat Oyunları’nda, atletler Tommie Smith, John Carlos ve Peter Norman çıktıkları kürsüde ırkçılığı protesto ettiler. Şampiyon olan atlet Tommie Smith ve bronz madalyalı John Carlos, madalyalarını alacakları kürsüye, “açlığı ve yoksulluğu” sembolize eden ayakkabısız, sade siyah çoraplarıyla çıktılar. Smith, boynuna ‘Siyah Gururu’nu temsil eden kara bir kaşkol dolamıştı. Carlos, ülkesindeki bütün mavi yakalı işçilerle dayanıştığını işaret etmek için eşofmanının üst fermuarını açık bıraktı ve bir de üstünde “Köle yollarında, gemilerde öldürülen, işkence edilen, aç bırakılan ve kimsenin cesetlerine rahmet dahi okumadığı atalarımız için” yazan bir kolye takmıştı.
ABD Ulusal Marşı’nın okunduğu sırada Tommie Smith, sağ yumruğunu, John Carlos ise eldivenini unuttuğu için Smith’ten ödünç aldığı eldiveni takarak sol yumruğunu kaldırmıştı. Avustralyalı Peter Norman, eyleme destek vermek amacıyla turnuva öncesi siyahi atletlerin oyunları boykot etmesi gerektiğini savunan “İnsan Hakları İçin Olimpiyat Projesi” oluşumunun çıkartmasını taşımıştı.
Sporcuların bu tarihi protestosu, tribündekiler, ana akım medya ve meslektaşları tarafından tepkiyle karşılandı. Islıklar ve yuhalamalar eşliğinde madalyalarını alacakları kürsüyü terk etmek zorunda kaldılar.
Kamptan çıkarıldılar
Yapılan protestonun uluslararası bir spor organizasyonu için uygun olmadığını belirterek derhal Smith ve Carlos’un ABD Olimpiyat Takımından atılmasını ve Olimpiyat Köyünü terk etmesini isteyen Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı Avery Brundage’nin bu isteği ABD Olimpiyat Komitesi tarafından reddedilir. Ancak Olimpiyat Komitesi’nin tüm ABD sporcularını ihraç etmekle tehdit etmesi üzerine iki sporcu kamptan çıkartılır ve madalyalarını iade etmeye zorlanırlar.
1936 Berlin Olimpiyatları sırasında verilen Nazi selamını eleştirmemesi ve doğal kabul etmesiyle bilinen o dönemin ABD Olimpiyat Komitesi Başkanı olan Avery Brundage, “Siyah Gücü Selamını” olimpiyat oyunlarının barışçıl, “politikalar üstü” yapısına karşı bir müdahale olarak yorumlar. Smith ve Carlos, Brundage’ın talimatıyla Amerikan olimpiyat takımından kovulurlar.
ABD’nin ana akım medyası da olaya “gerekli” tepkiyi göstermekte gecikmez. Dünyaca ünlü “Time” dergisi, Smith ve Carlos’un protesto eylemini “huysuzluk” olarak tanımlar ve bunun barışa zarar verdiğine hükmeder. Onlara göre, “Amerikan ekmeği yiyen” bu heyecanlı gençlerin yaptığının sözlük karşılığı “hain”liktir. Time’ın, “Daha kızgın, daha edepsiz, daha çirkin” diyerek nitelediği, küçümsediği, mahkum ettiği bu eylemin haklılığı sadece halk nezdinde değil devletçe de kabul edildi. “Sivil Haklar Hareketi” 70’lerden itibaren Afrikalı Amerikalıların öncülüğünde sonuç vermeye başladı.
Tommie Smith spor hayatına devam etmiş Amerikan futbolu NFL takımlarından Cincinati Bengals takımında oynadıktan sonra Oberlin Kolejinde eğitimciliğe başlamış, 1995 yılında ABD Atletizm takımını Barcelona’daki salon şampiyonasına hazırlamıştır. İnsan hakları konusunda çeşitli faaliyetler içinde yer almakta ve konuşmalar yapmaktadır.
John Carlos da spor hayatına devam etmiş, 1969 yılında 100 metre dünya rekoruna ortak olmuştur. 1970 yılında NFL’deki Philadelphia Eagles takımıyla anlaşsa da dizinden geçirdiği sakatlıktan dolayı takımda yer alamamıştır. 1984 Los Angeles Yaz Olimpiyatları Organizasyon Komitesinde yer almış, daha sonra Palm Springs Lisesinde atletizm koçu olarak görev yapmaya başlamıştır, hala aynı okuldadır ve idari görev yapmaktadır.
Norman ise ülkesine döndükten sonra Avustralya medyası tarafından protestoya verdiği destekten ötürü ağır eleştirilere maruz kalmıştır. Kara listeye alınmış ve 1972 Olimpiyatları için gerekli dereceyi sağlamış olmasına rağmen ulusal takıma alınmamıştır. 2006 yılında hayatını kaybetmiştir. Cenazesine Carlos ve Smith de katılmışlardır. 2012 yılında Avustralya devleti Norman’ın uğradığı haksızlıktan dolayı özür dilemiştir. Smith ayrıca 2005 yılında ABD’li sporcuların üniversitesi olan San Jose Üniversitesinde yapılan heykel projesi sırasında kendi yerinin boş bırakılmasını rica etmiş, böylece heykeli görmeye gelenlerin kendi yerine geçerek insan hakları protestosuna destek verebilmelerine olanak tanınmasını istemiştir. Portekizli sanatçı Rigo tarafından yapılan heykel bu istek doğrultusunda hazırlanmış ve ziyarete açılmıştır.