Siyasi HaberSiyasi Haber

    Güncel Kalın

    Türkiye ve dünyada neler olup bitiyor ilk siz bilgi sahibi olun

    Göz attınız mı?

    2015 “Bahar Eylemleri”

    15 Eylül 2015

    Şairler Neden Resim Yapar?

    31 Mart 2022

    “… en büyük Türk Atatürk”

    15 Eylül 2015

    Kurtiz, yalansızlığın avcısı*

    27 Eylül 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Haberler
      • Gündem
        • Ekonomi
        • Politika
        • Ortadoğu
        • Spor
        • Sağlık
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Haklar ve Özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen Hakları
        • Çocuk Hakları
      • Bilim Teknoloji
      • Kültür Sanat
    • Yazılar

      El Tema!

      26 Eylül 2023

      Savas Tamtamlarına Karşı Halklarımız Barış İster!

      21 Eylül 2023

      Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC)

      19 Eylül 2023

      Güvenlik ve sürdürülebilirlik

      19 Eylül 2023

      Devlet sahipsiz mi, sahipleri kimler?

      18 Eylül 2023
    • Yazarlar
    • Seçtiklerimiz
    • Söyleşiler
    • Dosyalar
    • Çeviriler
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Sosyalistlerin kaç oyu var ki

    Sosyalistlerin kaç oyu var ki

    AHMET SAYMADİ yazdı - Bir hatırlatmada sosyalistleri sadece sayıları üzerinden değerlendirenlere: Lice’nin Fis Köyü’nde 20 sosyalist Kürt genci Marksist bir örgüt kurduğunda onları küçümseyen örgütler tarihe karıştı, o gençler ise şu an Ortadoğu’nun en büyük örgütlerinden birisini yönetiyor.
    Ahmet Saymadi- Ahmet Saymadi15 Eylül 20155 dk. okuma süresi
    Paylaş
    Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email

    7 Haziran Genel seçimleri sonucunda AKP’nin tek başına hükümet kuramamasının ve koalisyon arayışı tiyatrolarının sona ermesinin ardından, Cumhurbaşkanı erken seçim kararı aldı ve Ahmet Davutoğlu’na hükümet kurma yetkisi verdi. AKP, kuracağı seçim hükümetine, istemese de HDP’yi dahil etmek zorunda kaldı. Seçim hükümetinde HDP’ye üç bakanlık hakkı tanındığının açıklanmasının ardından, HDP yönetimi kamuoyu ile, “Davutoğlu Eşbaşkanlarımız hariç 78 vekilden kime öneri yaparsa yapsın HDP vekilleri bu öneriyi kabul edebilir” şeklinde bir açıklama yaptı. Ahmet Davutoğlu ise HDP’den İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, İzmir Milletvekili Müslüm Doğan ve Kocaeli Milletvekili Ali Haydar Konca’ya teklif götürüleceğini açıkladı. HDP’li 3 isimden Levent Tüzel’in üyesi olduğu Emek Partisi (EMEP) Levent Tüzel’in bu görevi kabul etmeyeceğini belirtti. Ardından Levent Tüzel de açıklamayı destekleyen bir beyanatta bulundu. Ve tartışma başladı…

    Kürt basının saygıdeğer isimlerinden Ferda Çetin, konuya dair Yeni Özgür Politika gazetesindeki yazısında, Levent Tüzel’in ve EMEP’in yanlış yaptığını ve kendi kalelerine gol attığını belirtti. EMEP’in ve Levent Tüzel’in tavrını eleştirdi. Ferda Çetin, 1 Kasımdaki seçimlerde Levent Tüzel’in milletvekili gösterilmesinin parti tabanına açıklanamayacağını da belirtti. HDP grup başkanvekili İdris Baluken ise Levent Tüzel’in tavrıyla ilgili, “Kendisi açısından kurucu başkanlığını yaptığı siyasi partinin görüşleri doğrultusunda hareket etmesini biz demokratik bir hak olarak düşünüyoruz. HDP böyle düşünmüyor. (…) Bu konuda EMEP’le bir fikir ayrılığımız olduğu için böyle bir karar süreci gelişti. Yetkili organlarımız değerlendirecek. Gerekli bilgilendirmeler yapılacaktır.”

    İdris Baluken bu açıklamasıyla, konunun HDP içinde sıkıntı yarattığını ifade de, meselenin HDP’nin ilgili kurulları içerisinde tartışılacağını ve HDP içinde çözüleceğinin altını çizdi.

    Ancak anlaşılan, HDP içerisindeki sosyalist bir hareketle HDP’nin ana bloku arasında bir fikir ayrılığı bazıları için fırsat yaratmış… Oral Çalışlar gibilere gün doğmuş…

    Oral Çalışlar, Radikal’deki yazısında aynı zamanda manipülasyon yaparak, şöyle diyor, ‘‘Levent Tüzel’in bakanlığı reddetmesi olayı “yalnızca EMEP ile HDP arasındaki bir kriz” gibi görünmüyor. Şunu biliyoruz: Değişik aşamalarda, değişik siyasi durumlarda; Türk solunun değişik kesimleriyle, Kürt siyasi hareketi arasında; bu ve buna benzer farklılıklar, ortaya çıkabiliyor. Gezi olaylarında ve 17-25 Aralık Operasyonlarında, yani 2013 yılı boyunca; bu farklılık, inişli-çıkışlı bir şekilde, kendini hissettirmişti…’’

    Kürt hareketinin sosyalistlerle yakınlık kurmasından rahatsız olan, ve Kürt hareketinin sağa kayarak AKP’yle daha yakın ilişkiler kurmasını ümit eden Oral Çalışlar şöyle devam ediyor, ‘‘2015’in ikinci yarısına gelirsek… HDP/PKK ekseninin siyasi hedefleri ve göz ettiği dengelerle, Türkiye Solu’nun (ve Türkiye’nin batısındaki seküler kesimlerin) öncelikleri arasında; küçümsenmemesi gereken farklılıklar ortaya çıkacak gibi görünüyor. EMEP’in tepkisini, bu bağlamda ele almak mümkün. (…) Önümüzdeki haftalarda, beklenmedik ayrışma ve buluşmalar görebiliriz. Yolculuk, sarsıntılı ve stresli bir zemin üstünde ve inişli-çıkışlı bir şekilde, devam edecek gibi görünüyor.’’

    Oral Çalışlar, bunları söylese de HDP’nin yüzde 13’lük seçim başarısının arka planında yatan şeyin, şu gerçek olduğunu itiraf etmek zorunda da kalıyor, “AKP’ye ve Erdoğan’a yönelik tepkisel siyaset” noktasında; HDP ile “Türkiye Solu”(ve seküler kesimler) arasında, eskiye oranla daha yoğun bir yakınlık oluştu. “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganı, seçim kampanyasına damga vuran bu eğilimin, bir ürünü olarak kabul edilebilir.’’

    Levent Tüzel’in ve EMEP’in, bakanlık teklifiyle ilgili görüşünü, HDP’nin bakanlık teklifleri hakkındaki kararını açıklamasından sonra belirtmiş olması bir usul hatasıdır. Ancak ortada bu usul hatası dışında bir sorun bulunmamaktadır. EMEP, HDP’den önce konuya dair görüşünü belirtmiş olsaydı şayet, HDP kararını, ‘‘78 vekilimiz göreve hazırdır’’ yerine ‘‘77 vekilimiz göreve hazırdır’’ olarak açıklayacaktı ve mesele sorunsuz çözülecekti.

    Ancak, konuya dair yazılanlar, HDP bileşenlerinin böylesi konularda farklı bir fikir beyan etmesinin doğru olmadığını vurguluyor. Hatırlatmak gerekir ki, HDP inanç gruplarından etnik gruplara, sosyalist hareketlerden liberal hareketlere kadar çok geniş bir skalayı kapsıyor. Örneğin diyanetin kaldırılması talebi Aleviler için önemli bir talepken, Sünni tabanda rahatsızlık yaratıyor, ya da tam tersi durumlar da olabiliyor. Veya burjuvazinin kurumlarıyla yapılan görüşmeler yoksul taban tarafından olumsuz karşılanırken, orta sınıf taban tarafından olumlu karşılanabiliyor. HDP’nin sırrı ise bir çoğulculuk çerçevesinde bu kitleleri ve talepleri sentezleyebilmesi. Ancak bu çoğulculuğun, böylesi fikir ayrılıklarında ‘‘çoğunlukçuluğa’’ dönmesi HDP’nin geleceği açısından bir soruna işaret ediyor.

    Bir başka sıkıntı ise ‘‘Sosyalistlerin ne kadar oyu var ki!’’ ya da, ‘‘Bunların sayısı Lice’de bir düğüne gidenler kadar bile değil’’ gibi yorumlar. Bu sosyalist hareketin birikimini, mücadelesini küçümseyici bir dil içeriyor. Sosyalistler, emeklerini ve mücadelelerini HDP’ye aktarmasalardı, sol politikalar HDP’de hakim olmasaydı, yüzde 13’lük seçim başarısı sağlanamazdı. Bu başarının arkasında sosyalistlerin payı büyüktür. Bunu görmezden gelmek, etkilerini sadece oy ve rakam bazlı ele almak doğru bir tutum değildir. Bunun bir başka versiyonu ise, ‘‘Bizim üzerimizden milletvekili oluyorlar’’ cümlesi. Evet sosyalistlerin gücü yüzde 10 barajını aşmaya yeterli olmayabilir, ama bugün yüzde 13’lük başarıdaki paylarına bakıldığında sosyalist partilere ayrılan 5 milletvekilliğin çok olmadığı görülebilir.

    HDP’nin en önemli başarısının Kürt hareketiyle sosyalist hareketi, feministleri, halkları ve inançları buluşturması olduğu düşünüldüğünde bu sentezleşmeyi zedeleyecek söylem ve tutumlardan kaçınmak gerekiyor. Kaldı ki, EMEP’in eleştirilerine benzer açıklamaları KCK de yaptı. Aynı söze kaynak değişince tepkinin de değişmesi tutarlı değil.

    Sosyalistlerle Kürt hareketinin bağlarını koparmayı düşünenlere bir hatırlatma, DBP son kongresinde, tüzüğüne ve programına, ‘‘Demokratik bir sosyalist parti’’ olduğu maddesini ekledi.

    Bir hatırlatmada sosyalistleri sadece sayıları üzerinden değerlendirenlere: Lice’nin Fis Köyü’nde 20 sosyalist Kürt genci Marksist bir örgüt kurduğunda onları küçümseyen örgütler tarihe karıştı, o gençler ise şu an Ortadoğu’nun en büyük örgütlerinden birisini yönetiyor.

    Sosyalist gençlerin İstanbul’dan Suruç’a gidip canını verdiği, sosyalistlerin Kobane’de savaştığı ve can verdiği bir dönemde, sosyalistleri dışlayacak veya küçümseyecek bir dil ancak sosyalistlerle Kürtler arasındaki bağları zayıflatmak isteyenlerin işine yarar. Oral Çalışlar, Muhsin Kızılkaya, Orhan Miroğlu gibileri sevindirmeyelim…

    Paylaş. Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email
    Önceki Yazıİngiltere Başbakanı David Cameron: İşçi Partisi ulusal güvenliği tehdit ediyor
    Sonraki Yazı Ekoloji hareketlerinden ortak açıklama: Barış hemen şimdi

    İlgili Yazılar

    İstanbul’da sağanak: Esenyurt’ta dere taştı, istinat duvarı yıkıldı

    Güncel 1 Ekim 2023

    Özgürlük Yürüyüşü başladı

    Güncel 1 Ekim 2023

    Yerel seçimler 31 Mart’ta yapılacak

    Güncel 1 Ekim 2023
    Destek Ol
    Yazılar

    El Tema!

    - Betül Yangın

    Savas Tamtamlarına Karşı Halklarımız Barış İster!

    - Toros Korkmaz

    Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC)

    - Betül Yangın

    Güvenlik ve sürdürülebilirlik

    - Cengiz Onur

    Devlet sahipsiz mi, sahipleri kimler?

    - Hüsnü Gürbey

    Nohra Padilla

    - Betül Yangın
    Tarihten

    14 Kasım 1844 Flora Tristan: Kadın bir proleterin proleteridir

    Flora Tristan, Komünist Manifesto’nun yayınlanmasından önce işçi sınıfının farklı bir sınıf olduğunu gören ve bu yüzden de örgütlenmesi gerektiğini söylemiş…

    Seçtiklerimiz

    Tatik ve Papik (Տատիկ և Պապիկ)

    - Siyasi Haber

    Meksika’da sergilenen sahte uzaylıların gerçek hikayesi, uzaylılardan bile ilginç!

    - Çağrı Mert Bakırcı

    Meksika Kongresi’nde gösterilenler ‘uzaylı’ kalıntıları mı? Sunum yapan Jaime Maussan kimdir?

    - Siyasi Haber

    Sezgin Tanrıkulu gündeme getirmişti… Kuşkonar-Koçağılı ve Kulp: 1990’lı yılların delilli cinayetleri

    - Siyasi Haber

    Kürtler, Arap aşiretleri ve karmaşık bir hesaplaşma: Suriye’de neler oluyor?

    - Fehim Taştekin

    Mafya günlükleri

    - Timur Soykan

    Güncel Kalın

    Son felişmelerden haberdar olmak için E-Bültenimize üye olun

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook Twitter YouTube
    Emek

    350 hanelik köy 8 gündür karanlıkta: ‘Kimse DEDAŞ ile baş edemiyor’

    30 Eylül 2023

    DİSK’ten “Dijitalleşme, Emek, Gelecek ve Türkiye” konferansı başladı

    30 Eylül 2023

    DİSK’ten “Dijitalleşme, Emek, Gelecek ve Türkiye” konferansı

    29 Eylül 2023
    Kadın

    ‘Feminist Gece Yürüyüşü’ne katıldıkları için yargılanan kadınlar beraat etti

    28 Eylül 2023

    Evli olduğu Tuğba Dursun’u öldüren Burhan Dursun’a ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi

    28 Eylül 2023

    6 ay önce bıçakladığı kadını cezaevinden çıkınca öldüren Mehmet Dinç tutuklandı

    20 Eylül 2023
    © 2023 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Siyasi Haber / Künye
    • İletişim
    • Gizlilik Politikamız

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.