19 Aralık’ta yapılacak devlet başkanlığı seçimleri öncesinde 15’ten fazla ülkeden parlamenterler ve kamuoyunun önde gelen isimleri, “Yabancı hükümetler Pinochet’nin yükselişini ve yönetimini finanse etmede, kolaylaştırmada ve meşrulaştırmada kötü bir rol oynadı. Biz, dünyanın dört bir yanından parlamenterler ve kamuya mal olmuş kişiler, bu hataları tekrarlamayacağız” diyerek dayanışma çağrısı yaptılar.
Şili, 19 Aralık’ta yapılacak devlet başkanlığı seçimleri öncesinde bir yol ayrımında. 21 Kasım 2021’de yapılan devlet başkanlığı ilk tur seçimlerinde, Pinochet hayranı sağcı aday Jose Antonio Kast ile eski öğrenci lideri solcu aday Gabriel Boriç en yüksek oyları alarak ikinci tura kalmışlardı. 19 Aralık 2021’de yapılacak olan seçimlerde, Jose Antonio Kast ve Gabriel Boriç çekişecek.
2019 ve 2020 yıllarında, General Augusto Pinochet’nin ülkeyi askeri diktatörlükle yönettiği dönemden kalan anayasanın değiştirilmesi, yeni bir anayasa talebini içeren hükümet karşıtı kitlesel gösteriler sonucunda 2021’in Mayıs ayında yeni anayasayı yapacak Kurucu Meclis seçildi ve Temmuz ayında yeni anayasa taslağı üzerinde çalışmaya başlamıştı.
Tasarlanan değişiklikler arasında yerli halklar ve farklı toplumsal cinsiyetlerin haklarının güvence altına alınması ve yerlilerin doğal kaynaklara erişim hakkının tanınması da var.
Bütün bunlar seçim kampanyasında yürütülen propagandaların ana eksenini oluşturdu.
Diktatörlük yanlısı aşırı sağcı olarak tanınan Kast, Augusto Pinochet’ten de övgüyle söz eden biri. Kast, anayasanın değiştirilmesine karşı çıkıyor, suçla mücadelede ve ‘yasa dışı göç’ konularında sert adımlar atacağını söylüyor. Güneyde yerli halkın taleplerini gündeme getirmek için dev gösteriler yaptığı ve şu anda Olağanüstü Hal rejimi uygulanan La Araucania eyaletindeki olaylara sert bir şekilde müdahale edeceğinin işaretlerini veriyor.
Buna karşılık Kast’ın rakibi olan Gabrial Boriç ilerici reformlar ve yeni bir anayasadan yana. Boriç’in ekonomik vaatleri arasında ise devletin ekonomik hayattaki rolünün genişletilmesi, özel emekliliğin yerine kamu emekliliğinin getirilmesi, büyük şirketlerin ve en zenginlerin vergilerinin artırılması, sağlık ve sosyal yardım bütçesinin artırılması var.
19 Aralık’ta yapılacak devlet başkanlığı seçimleri öncesinde bir yol ayrımında olan Şili’nin demokrasisini savunmak için aralarında Noam Chomsky, Sevim Dağdelen, Slavoj Zizek’in de bulunduğu 15’ten fazla ülkeden parlamenterler ve kamuoyunun önde gelen isimleri, “Şili’de 19 Aralık’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesindeki “ciddi endişemizi ifade etmek için yazıyoruz” diyerek ortak bir metinle dayanışma çağrısı yaptılar.
Çağrıcılar şu görüşleri dile getirdiler;
Kast, kadınlar, göçmenler ve Yerli uluslar için olağanüstü bir tehdit
“Şili’nin 1990’da demokrasiye geçişinden bu yana ilk kez, önde gelen bir başkan adayı – José Antonio Kast – sadece Şili diktatörü Augusto Pinochet’nin mirasını desteklemekle kalmadı, aynı zamanda onu canlandırmak için bir politika programı da ortaya koydu. Yabancı hükümetler Pinochet’nin yükselişini ve yönetimini finanse etmede, kolaylaştırmada ve meşrulaştırmada kötü bir rol oynadı. Biz, dünyanın dört bir yanından parlamenterler ve kamuya mal olmuş kişiler, bu hataları tekrarlamayacağız.
José Antonio Kast, askeri diktatörlüğü ve onu 1973’te iktidara getiren şiddetli darbeyi defalarca savundu. Kast, “Bize özgürlük verdikleri için onlara teşekkür ediyorum” dedi. 2017 cumhurbaşkanlığı kampanyası sırasında, binlerce Şilili’ye karşı işlenen dehşeti açıkça reddederek, “Askeri hükümet, insanların insan hakları için birçok şey yaptılar” dedi. Kast, “Pinochet yaşasaydı bana oy verirdi” diyerek Pinochet’ye olan yakınlığını da gizlemiyor. Kast, sadece pinochetismo’yu savunmakla kalmıyor; ayrıca hükümetteki mirasını geri getirme sözü veriyor.
Kast’ın önerdiği hükümet planında; Kadın Bakanlığı’nı ortadan kaldırmak ve kürtajı yasaklamak, göçmenleri gözaltına almak ve siyasi muhalifleri avlamak için güvenlik güçlerini görevlendirmek, BM İnsan Hakları Konseyi’nden çekilmek ve askeri diktatörlüğün işkencecilerini affetmek, Cumhurbaşkanlığı’na acil durum yetkilerini tanımak var. Aynı program iklim değişikliğini reddediyor, Yerli halkların statüsünü “yeniden tanımlıyor” ve onların uluslararası alanda tanınan ön danışma haklarını sona erdiriyor ve Şili’nin doğal kaynaklarını agresif bir şekilde özelleştiriyor.
Kast’ın Cumhuriyetçi Partisi’nden seçilmiş yetkililer, yönetiminin ne anlama geleceğine dair bazı ipuçları verdi: kadınlar, göçmenler ve Yerli uluslar için olağanüstü bir tehdit. Yeni seçilen milletvekili Johannes Kaiser geçtiğimiz günlerde kadınların oy kullanma hakkının “iyi bir fikir olup olmadığını” merak etti. Onu tam olarak alıntılamak için: “Kadınlar, kendilerine tecavüz edebilecek göçmenlerden korktukları için parka gitmeyi bırakıyorlar, ancak bu insanları getiren partilere oy vermeye devam ediyorlar ve gerçekten [kadınların] oy kullanma hakkının olup olmadığını merak ediyorsunuz” dedi.
Şili halkı onlarca yıldır pinochetismo mirasını ülkelerinde gömmek için mücadele etti. Diktatörlük sırasında binlerce insan hayatını kaybetti ve milyonlarca insan Pinochet’yi devirmek ve ülkeye itibarını geri kazandırmak için seferber oldu. Otuz yıl sonra, Ekim 2019’da başlayan protesto hareketinde, Şili halkı bir kez daha popüler egemenliği savunmak için ayaklandı ve bir Anayasa Konvansiyonu hakkını kazandı. José Antonio Kast’ın karşı çıktığı, kınadığı ve vaat ettiği bir süreç bütün bunları zayıflatmak.
Uluslararası dayanışma, Pinochet’nin Şili’sindeki insanları başarısızlığa uğrattı. Bugün Şililileri başarısızlığa uğratmamalı. Şimdi Şili demokrasisini, Kast’ın zaferinin bir kez daha ihanet edebileceği kadınları, Yerli ulusları, göçmenleri ve demokratik ilkeleri savunmak için yazıyoruz.
İmzacılar;
Ada Colau, (Barselona Belediye Başkanı, İspanya), Rashida Tlaib, (Temsilciler Meclisi Üyesi, Amerika Birleşik Devletleri), Yanis Varoufakis, (Yunanistan Parlamentosu Üyesi, Yunanistan), Celso Amorim, (Brezilya Dış İlişkiler eski Bakanı), Ernesto Samper, (Kolombiya eski Devlet Başkanı), Aloizio Mercadante, (Brezilya Eski Eğitim Bakanı), Jeremy Corbyn, (Parlamento Üyesi, Birleşik Krallık), Noam Chomsky, (Dilbilimci ve Aktivist, Amerika Birleşik Devletleri), Naomi Klein, (Yazar, Kanada), Jean-Luc Mélenchon, (Avrupa Parlamentosu Üyesi, Fransa), Christian Rodriguez, (La France Insoumise Uluslararası İlişkiler Başkanı, Fransa), Andrés Arauz, (Ekonomist ve eski Başkan Adayı, Ekvador) (Gerardo Pisarello, (13. Milletvekilleri Kongresi Üyesi, İspanya), John Hendy QC, (Lordlar Kamarası Üyesi, Birleşik Krallık), Graham Morris, (Milletvekili, Birleşik Krallık), Zarah Sultana, (Parlamento Üyesi, Birleşik Krallık), Idoia Villanueva, (Avrupa Parlamentosu Üyesi, İspanya), Richard Burgon, (Parlamento Üyesi, Birleşik Krallık), Amerika Demokratik Sosyalistleri, Uluslararası Komite, (Amerika Birleşik Devletleri), Niki Ashton, (Parlamento Üyesi, Kanada, Leah Gazan, (Parlamento Üyesi, Kanada), Matthew Green, (Parlamento Üyesi, Kanada), Alexandre Boulerice – Rosemont– La Petite-Patrie, Kanada, Sevim Dağdalen, (Federal Meclis Üyesi, Almanya), Zaklin Nastic, (Federal Meclis Üyesi, Almanya), Andrej Hunko, (Federal Meclis Üyesi, Almanya), Ali Al-Dailami, (Federal Meclis Üyesi, Almanya),Leila Chaibi, Avrupa Parlamentosu Üyesi, Fransa), Slavoj Zizek, Yazar ve Filozof, (Slovenya), Nicolas Jaar, (Sanatçı, Amerika Birleşik Devletleri), Avi Lewis, Yazar ve Aktivist, (Kanada), Vijay Prashad, Yazar ve Aktivist, (Hindistan), Antón Gómez-Reino, (İspanya Dışişleri Komisyonu Başkan Yardımcısı), Lucía Muñoz Dalda, (13. Milletvekilleri Kongresi Üyesi, İspanya), Alicia Castro, Birleşik Krallık, Arjantin eski Büyükelçisi), Crystal Warner, (Ulusal Başkan Yardımcısı, Kanada İstihdam ve Göçmenlik Sendikası, Kanada), Scott Ludlam, (eski Senatör, Avustralya) Ammar Jan, (Akademisyen ve Aktivist, Pakistan), Dr. Yara Hawari, (Akademisyen ve Aktivist, Filistin), Ahdaf Soueif, Yazar ve Aktivist, (Mısır), Srećko Horvat, Filozof ve Yazar, (Hırvatistan)