Sayın Cumhurbaşkanı,
Geçtiğimiz günlerde Mısır’ın devrik Cumhurbaşkanı Mursi için attığımız, ‘‘Dünya şokta! Yüzde 52 oy alan Cumhurbaşkanı’na idam’’ manşetimiz sebebiyle, sizi kastettiğimizi sandınız ve bizi hedef gösterdiniz. Sizi muhtemelen danışmanlarınız yanılttı Sayın Cumhurbaşkanı. Zat-ı Alilerinize karşı böyle bir söylem içerisinde asla olmayız. Olsak dahi siz elden ayaktan tamamen düşmeden bunu söylemeyiz Sayın Cumhurbaşkanı. Hatırlarsınız, vaktiyle aldığınız hapis cezası için ”siyasi hayatı bitti” manşetini ancak Yargıtay cezanızı onaylayınca atmıştık.
Evvela size biraz kendimizden bahsetmek isteriz. Gazetemiz 1948 yılında kurulmuş olup, 1994’ten beri Aydın Doğan Bey tarafından satın alınıştır. Siz de bilirsiniz, ülkemizde basın özgürlüğü var, parasını veren pek tabii gazetemizi satın alır, istediğini de yazdırır. Siz de bilirsiniz; Sabah var, Yeni Şafak var, Takvim var… Yani bizim de Özgür Gündem’den, Birgün’den, Evrensel’den de bir farkımız olsun Sayın Cumhurbaşkanı.
Gazetemiz ‘‘Türkiye Türklerindir’’ sloganı ile çıkmaktadır. Bu size nasıl bir gazete olduğumuzu anlatmaktadır sanırım Sayın Cumhurbaşkanı. Güzel ve şirin Türkiye’mizde Türk olmayanlara; Ermenilere, Rumlara, Kürtlere, Çerkeslere, Lazlara yer yoktur. Varsa da Türk olmayı kabul etmeleri şartıyla vardır. Pekala, sevmiyorlarsa terk edebilirler Sayın Cumhurbaşkanı.
Gazetemizin adının Hürriyet olması sizi yanıltmasın Sayın Cumhurbaşkanı. Biz pek de öyle Hürriyet meraklısı değiliz. Adımızdaki Hürriyet’in komünistlerin attığı, ‘‘Faşizme ölüm halka Hürrriyet’’ sloganındaki Hürriyet’le ilgisi yoktur. Vatan Haini Komünist Şair Nazım Hikmet’in ‘‘Bu kavga faşizme karşı, Hürriyet kavgasıdır’’ şiirindeki Hürriyet’le de ilgisi yoktur. İsmimizi neden Hürriyet koyduğumuzu şöyle de anlatabiliriz: ‘‘Hürriyet ama hangi sınıf için?’’
Burada bir Lenin referansı olduysa af fola Sayın Cumhurbaşkanı.
Sayın Cumhurbaşkanı, gazetemiz hiçbir zaman devletimizin Bekasına uygun olmayan haberler yapmamıştır. Gazetemiz Milli Güvenlik Kurulu’nun talimatnameleri doğrultusunda haber yamaya özen göstermiş, buna uygun haber yapmayanları veya yazı yazmayanları gazetemiz, bünyesinde barındırmamıştır. Bunu Kürtlerden ve devrimcilerden teyit edebilirsiniz Sayın Cumhurbaşkanı. Onlar bizi iyi bilirler. ‘‘Kimse bizim devletçiliğimizi ve ırkçılığımızı sınamaya kalkmasın!’’
Sayın Cumhurbaşkanı, bizi daha da iyi tanımak istiyorsanız, eski gazete nüshalarımıza, manşetlerimize, baş yazılarımıza bakabilirsiniz. Maraş Katliamının ardından, ‘‘Kahramanmaraş ateşler içinde’’ manşetiyle katliamı yangın haberi gibi verdik. 1980 askeri darbesinin ardından Kenan Evren’in en sempatik fotoğrafıyla birlikte ‘‘Ordu yönetime el koydu’’ manşetini biz atık. Madımak katliamın ardından ‘‘Sivas’ta Aziz Nesin isyanı’’ manşetini biz attık. İsterseniz katliamc��ların avukatlarına sorun bizi, çoğu partinizde zaten. Ahmet Kaya için, ‘‘Vay Şerefsiz’’ manşetini biz attık. Sizin de dediğiniz gibi, ‘‘Hepimiz oradaydık.’’ Atatürk Barış Ödülü’nü reddeden Nelson Mandela için ‘‘Çirkin zenci Afrikalı’’ manşetini biz attık. Balıkçıların bile unuttuğu Ege Denizi’ndeki Kardak Kayalıkları için, ‘’Bayrak savaşı’’ manşetini biz attık. Memleketin çakıl taşını bile… siz anladınız Sayın Cumhurbaşkanı.
Bizim Paralel Örgüt’le iş yaptığımızı belirtmişsiniz. Asla yapmadık. Bizi de sizi kandırdıkları gibi kandırdılar. Ayrıca Eyüp Can adlı Paralel’ciyi neden ve nasıl Radikal gazetemizin başına getirdik inanın biz bile bilmiyoruz.
Sizin için ‘‘Hırsız, Katil Erdoğan’’ sloganını atıyorlar, Allah sizi inandırsın, ‘‘Henüz’’ manşete taşımak bir yana, haberini bile yapmadık. Bize haksızlık ediyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı. Biz Anayasa’nın güvencesi altında olan basın özgürlüğünü milliyetçi, devletçi, işçi düşmanı, cinsiyetçi, homofobik yayınlar için kullanmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Hasılı siz bizim Cemaz-ül Evvel’imizi bilirsiniz Sayın Cumhurbaşkanı. Beraber yürüdük biz bu yolarda, beraber yürüdük yağan yağmurda…