NASA, Perseverance uzay aracının Mars’tan topladığı kaya örneklerinin uzun bir süre suyla temas halinde olduklarını gösteren işaretlere sahip olduğunu ve bunun da kızıl gezegende eskiden yaşam olabileceği yolundaki görüşleri güçlendirdiğini ifade etti.
Mars’a yolculukla ilgili projenin sorumlu bilim insanlarından Ken Farley yaptığı yazılı açıklamada, Toplanan ilk kayalar, potansiyel olarak yaşanabilir ve sürdürülebilir bir çevre olduğunu ortaya koyuyor. Uzun bir süre burada suyun bulunması çok önemli.” dedi.
NASA’nın jeoloji uzmanı Katie Stack Morgan ise düzenlediği basın toplantısında, “Bu kayalarla ilgili ilginç bir şey de, yeraltı suları ile sürekli etkileşim belirtileri göstermeleri.” Diyerek kızıl gezegende yaşanabilir ortam olabileceği yolundaki savlara destek verdi.
Bu kayaların uzun süre suya maruz kalmasına dikkati çeken Morgan, bu kayaların içinde eski mikrobiyal yaşamı destekleyebilecek yaşanabilir belirtiler olabileceği görüşünü dile getirdi.
Toplanan kayalarda tuz mineralleri var
Toplanan kayalarda tuz mineralleri, Mars’ta eskiden su bulunduğu yolunda görüşü güçlendiren bir belirti olarak görülüyor.
“Persevarence” adlı keşif aracının altı tekerlekli robotu, 6 Eylül’de “Montdenier” olarak adlandırılan ilk örneğini ve 8 Eylül’de aynı kayadan ikinci “Montagnac” olarak anılan ikinci örneğini toplamıştı.
Alınan örneklerin aracın dünyaya dönmesinden sonra bilim insanlarına kızıl gezegende milyarlarca yıl önce hayat olup olmadığını araştırmalarına yardımcı olması bekleniyor.
NASA’nın California’daki Jet İtki Laboratuvarı’nda inşa edilen ve plütonyum yakıtıyla çalışan Perseverance keşif aracı, 30 Temmuz 2020’de fırlatıldıktan yaklaşık 7 ay sonra 18 Şubat’ta Mars’a inmişti.
Mars’a gönderilen araçlar içinde en gelişmiş teknolojik özelliklere sahip Perseverance’ın kızıl gezegendeki yeni misyonunun gerçekleşmesi için altyapı çalışmalarına 2,4 milyar dolar, aracın yüzeye inmesini ve çalıştırılmasını mümkün kılan sistem için de 300 milyon dolar harcanmıştı.
Geçen ay Perseverance’ın Mars’tan ilk örnek alma denemesi başarısız olmuş, bunun üzerine NASA yeni bir protokol geliştirmişti.