AHMET SAYMADİ – Diğer Yazıları
AKP, ülkede yarattığı savaş ve kaos ortamının ardından, yaşamını yitiren askerlerin ve polislerin cenazeleri üzerinden, toplumu ‘‘Terör karşıtlığı’’ vatan ve bayrak kavramlarını da kullanarak çatısı altında toparlamaya çalıştı. ‘‘Tekrar seçimlere’’ giderken CHP ve MHP tabanını da etkilemeye çalışarak, ‘‘Teröre karşı tek ses mitingleri’’ düzenledi. İstanbul’daki Miting için İstanbul’a yakın illerden; Tekirdağ, Kocaeli, Sakarya ve Yalova’dan binlerce insan Yenikapı’ya taşındı. Ancak AKP, umduğunu bulamadı. Ankara’daki miting oldukça sönük geçerken, İstanbul’daki miting ise AKP’nin seçimlerden önce İstanbul’da düzenlediği herhangi bir miting gibi geçti.
Mitingde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle dedi, ‘‘1 Kasım seçimlerinde hangi partiden olursa olsun TBMM’ye 550 tane yerli, milli, bedeni ve kalbiyle bu ülke için çalışacak milletvekili göndermenizi istiyorum. Herhalde ne demek istediğimi anlıyorsunuz, değil mi? Şu anda Türkiye’nin tek ihtiyacı budur. Milli irade dışında bir çözüm asla yok. Biz işte bunun için Rabia diyoruz. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyoruz.’’
Erdoğan’ın ardından Ahmet Davutoğlu da şöyle dedi, ‘‘1 Kasım’a kadar çok çalışacaksınız, onları baraj altında bırakacaksınız, 1 Kasım’da AK Parti’yi yeniden tek başına iktidara getireceksiniz.”
Davutoğlu’na verilecek cevap basit: gücünüz yetiyorsa baraj altında bırakın! Gücünüz yetmeyecek. Kaybedeceksiniz. Ama Erdoğan’ın ‘‘Yerli Milletvekili’’ lafına söyleyecek çok söz var! Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘‘Yerli Milletvekili’’ derken, her zamanki gibi tarafsız olduğunu unutuyor ve AKP için oy istiyor.
Peki nedir bu, Yerli Milletvekili?
Evvela Sünni olacak. Asla Alevi olmayacak, Hristiyan ya da Yahudi de olmayacak. Ateistler zaten kapsama alanı dışında.
Türk olacak. Kürt ise de devlet politikasını kabul etmiş Kürt olacak, özgürlük istemeyecek, Kürt halkının kolektif haklarından vazgeçmiş olacak. Çerkez, Laz, Gürcü Arap ise de Türkleşmiş olacak. Tek bayrak, tek dil, tek millet diyecek.
Alın teriyle, emeğiyle çalışıp kazanmayacak. Öyleyse bile her an için haksız kazanç elde etmeye teşne olacak. Sırtını devlete yaslayıp zenginleşmeyi dert etmeyecek. Hükümet yetkililerinin ve yandaşlarının halkın parasını çalmasına göz yumacak, hatta devam etmesi için hükümeti destekleyecek.. Onlar için yerli bu: Türk, Sünni, hırsız, yandaş!
Bindikleri lüks arabaları ‘‘Çerez’’, milyon dolarlık yalıları ‘‘ihtiyaç’’, Halkın çocuklarına ölün derken, onların çocukları ‘‘bedelli’’, halk çocukları devlet okullarında okurken onların çocukları Amerika’da, paraları İsviçre bankalarında ama bütün bu nlara rağmen onlar yerli biz yabancı!
Oysaki bu memlekette insanca ve eşit haklarla yaşamak isteyen, halkın emeğini çalmayan, alın teriyle yaşayan herkes yerli. Yerli olmayan şey ise onların mezhepçiliği, ırkçılığı, hırsızlığı!
Yerli – Yabancı ikilemiyle özellikle HDP’ye yabancı dediğini de biliyoruz. 7 Haziran’dan önce sosyal medyada başlatılan #HDPYaz adlı kampanyada, kimlerin HDP’li odluğunu gördük: tarım işçisi, tornacı, inşaatçı, simitçi, kahveci, bakkal, manav herkes HDP dedi. Bu ülkenin işçisinden emekçisinden daha yerli ne olabilir!
Biz Kürdüz, Türküz, Aleviyiz, Ermeniyiz, Rum’uz, Yahudiyiz, Arabız, Kadınız, LGBTİ’yiz, işçiyiz, emekçiyiz! Üreteniz, yaratanız! Solcuyuz! Hasılı; yerli olan biziz, yabancı olan sizsiniz!