Siyasi HaberSiyasi Haber

    Güncel Kalın

    Türkiye ve dünyada neler olup bitiyor ilk siz bilgi sahibi olun

    Göz attınız mı?

    Dokunulmaz statüsünde bir fon: Türkiye Varlık Fonu

    12 Ağustos 2016

    Böyle zamanda en kötü durum, karanlıkta kalmaktır

    15 Eylül 2015

    “Şirket-üniversite” ve bilimin piyasalaşması

    15 Eylül 2015

    Affedin Bizi Yoldaşlar

    12 Ekim 2015
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Haberler
      • Gündem
        • Ekonomi
        • Politika
        • Ortadoğu
        • Spor
        • Sağlık
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Haklar ve Özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen Hakları
        • Çocuk Hakları
      • Bilim Teknoloji
      • Kültür Sanat
    • Yazılar

      Kötülük ve Cezasızlık

      16 Mart 2023

      Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Seçim Stratejisi: TİP ve HDP

      15 Mart 2023

      ABD’nin 16. büyük bankası battı: Yeni bir 2008 krizi mi geliyor?

      13 Mart 2023

      Vicdan, bilinç ve dayanışma

      10 Mart 2023

      Yaşamak nefes alıp vermek değildir: DAD

      10 Mart 2023
    • Yazarlar
    • Seçtiklerimiz
    • Söyleşiler
    • Dosyalar
    • Çeviriler
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Kanal İstanbul mücadelesinin not ettirdikleri

    Kanal İstanbul mücadelesinin not ettirdikleri

    Fatoş Osmanağaoğlu- Fatoş Osmanağaoğlu4 Mart 20203 dk. okuma süresi
    Paylaş
    Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email
    Fatoş OSMANAĞAOĞLU yazdı – Geleceğimizi değiştirebilmenin, bu çıkmazdan kurtulmanın başka yolu yok maalesef. Emek, ekoloji, kadın tüm mücadelelerin ortaklaşarak örgütlenmekten geçtiğini aklımızda tutarak yürümek zorundayız.

    Uzun zamandır ekoloji mücadelesinin içinde olan bir birey olarak, Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu çalışmalarının bize işaret ettiği önemli noktaların altını çizmek istedim.

    Koordinasyon’un kendini ilan ettiği günden bu yana geniş bir yelpazede içerisinde yer alan ekoloji örgütlerinden derneklere, HDP’den CHP’ye, sosyalistlerden anarşistlere parti ve örgütlerden bireylere bir birlikte mücadele zemini oluştu. Denebilir ki bu ilk kez mi oluyor, hayır tabii ki. Fakat bugüne kadar farklı alanlarda oluşturulan/oluşturulmaya çalışılan mücadele zeminlerinin, yukarılarda bir yerlerde anlaşma sağlanmış olsa da sahada genişleyen bir karşılığı olmadığını biliyoruz. Bu yatay, hiyerarşisiz zeminde mücadelenin, sadece bir merkezden değil İstanbul’un farklı ilçeleri ve mahallelerinde ve hatta İstanbul dışındaki başka illerde karşılık bulması nasıl izah edilebilir? Bunun sırrı sanırım ortaklaştıklarımızla yürüme becerisini “artık” gösterebiliyor olmamız. Ülkenin ve coğrafyanın durumuna baktığımızda, daha fazla kaybedecek bir yerimiz olmadığını idrak ediyor oluşumuz ve buradan çıkabileceğimizi tekrar edilen belediye seçimlerinde görmüş olmamız.

    Örgütlü olmayan toplumsal hareketler bir yere varamaz

    Tahrir’den Atina’ya, Seattle’dan Gezi’ye, Sarı Yeleklilere çıkışı farklı konularla ilgili olsa da, bir süre sonra katılımcıların bir kısmı meselenin neo-liberal kapitalist sistemin politikalarının sonuçları olduğunu görüyorlar. Fakat bu çoğunlukla kendiliğinden başlayan hareketler bir süre sonra örgütlü olmadığından sönümleniyor. New York %99 hareketinin önde gelen anarşist öznelerinden biri ile yapılan röportajda şöyle demişti “şimdi eve dönüp örgütlenme zamanı, başka türlü bu sistemi deviremeyiz”.

    Kanal İstanbul meselesi yeniden gündeme geldiğinde halkın ciddi bir infiali ile karşılaştı. Binlerce kişi saatlerce, yağmurda ve soğukta bekleyerek itiraz dilekçeleri verdiler. Fakat halkımız “temsili” yaşamaya öylesine alışmış ki, bildiri dağıtımlarında iletişim bilgilerini istediğimizde “ben imza verdim diyor.” Şimdi bize düşen, daha geniş kesimlere de ulaşarak bu Kanal’ın neden yapılmaması gerektiğini anlatmak ve alanda birlikte mücadeleye çağırıp “katılımcı” olmasını sağlamak.

    Bugün anlatımızda “birkaç zenginin refahı için” diyoruz, yarın “bir avuç kapitalistin refahı için”  diyeceğiz. Bunu diyebilmenin tek yolu örgütlenmek, örgütlemek..

    Geleceğimizi değiştirebilmenin, bu çıkmazdan kurtulmanın başka yolu yok maalesef. Emek, ekoloji, kadın tüm mücadelelerin ortaklaşarak örgütlenmekten geçtiğini aklımızda tutarak yürümek zorundayız.

    Peki mücadelenin bileşenleri yeterli midir?

    Kanal mücadelesi birden fazla alanı kesen bir mücadeledir. çünkü hem doğa elden gidiyor hem de net biçimde insanlığın binlerce yıllık kültür varlıkları. En önemli başlıklardan biri de milyonlarca kişinin yaşadığı İstanbul 3. Bölgede yaşayan halk yerinden edilecek, mahallelerinden, köylerinden kovulacak. Onayladıkları 1/100000’lik plan bunu garanti altına almak içindi. Bu bölgede yaşayan halkın ciddi bölümü dar gelirli vatandaşlar. Evi olan da kiracı olan da sürülecekler, yerlerinden edilecekler. Bizim bunu anlattığımızı bildiği için her şeyi yöneten kişi, “kentsel dönüşüm yapacağız” dedi. Bunun bir yalan olduğunu anlatmaya devam etmek gerekiyor.

    Peki hal böyle iken, bu mücadelenin içinde sendikalar, meslek örgütlerinin durumu nedir. Yok gibi. Halen katılımlarını bekliyoruz. Bireysel katılımları konu dışı bırakıyoruz. Bu mücadelenin aynı zamanda sınıfsal bir mücadele olduğunu kavramamız gerekiyor.

    Enflasyon niye yüksek, gelirlerimiz neden eriyor, deprem kapıda evlerimiz ne olacak sorularına yanıtlarımızdan önemli bir tanesi iktidarın bizi on yıllarca borçlandıran, geleceğimizi çalan “mega projeleri” ise bunu işçiye, emekçiye, esnafa anlatmak zorunludur. Bu mücadeleye burun kıvıranların durumu kavraması gerek.

    Biraz da bizim köy

    Bir arada ama ayrı ayrı, şimdiye kadar durumumuz buydu. Bu sistemle derdi olan, sosyalisti, anarşisti bu defa birlikte fikir üretip, ürettiklerimizi alanda uyguluyoruz.  Bu yan yana gelişlerimizle birbirimizi, dilimizi de daha iyi tanımış oluyoruz üretmemiz, çalışmamız da her gün birbirimizi daha fazla anladıkça kolaylaşıyor. Bu sinerjinin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum, çünkü geleceği değiştirme iradesinin sadece bir yerlerde oluşturulan “birlikteliklerle” olamadığını da deneyimlediğimiz süreçlerden geçtik hepimiz.

    Sahada birlikte çalışırken, tartışmak, ortaklaştıklarımızı hayatın içinde sınamak, içinde olduğumuz mücadeleleri de bir step öteye taşımanın yolu. Yol çok dikenli ama bunu becerebilecek irademiz olduğunu düşünüyorum.

    ekoloji emek kadın Kanal İstanbul
    Paylaş. Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email
    Önceki YazıTürkiye ve Avrupa suç işliyor
    Sonraki Yazı Öcalan’a ziyaret izni yangın yüzünden verildi

    İlgili Yazılar

    Destek Ol
    Yazılar

    Kötülük ve Cezasızlık

    - Siyasi Haber

    Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Seçim Stratejisi: TİP ve HDP

    - Ahmet Saymadi

    ABD’nin 16. büyük bankası battı: Yeni bir 2008 krizi mi geliyor?

    - Mahir Sayın

    Vicdan, bilinç ve dayanışma

    - Mehmet Ali Ayan

    Yaşamak nefes alıp vermek değildir: DAD

    - Korkut Akın

    Antakya’ya mektup

    - Bora Selim Gül
    Tarihten

    Sovyet Kozmonot Yuri Gagarin, 61 yıl önce bugün uzaya ilk kez çıkan insan oldu

    Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) vatandaşı Yuri Gagarin, Vostok 1 uzay mekiği ile 12 Nisan 1961 yılında uzaya çıkan ilk…

    Seçtiklerimiz

    HDP ile HÜDAPAR kıyasının utanmazlığı

    - Kenan Kırkaya

    On binlerin yürüyüşü

    - Ertuğrul Kürkçü

    Yeter artık…

    - Mucella Yapici

    Türbülans

    - Seyfi Öngider

    Toplumun depreme dair notları

    - Can Şahin

    İstifa ve seçim

    - Ertuğrul Kürkçü

    Güncel Kalın

    Son felişmelerden haberdar olmak için E-Bültenimize üye olun

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook Twitter YouTube
    Emek

    DİSK, seçim kararını açıkladı: 14 Mayıs’tan önce 1 Mayıs var

    17 Mart 2023

    Macron demokrasiyi yok saydı

    17 Mart 2023

    Mata Otomotiv işçileri 18 gündür grevde

    16 Mart 2023
    Kadın

    AKP’li Özlem Zengin: Hedef haline getirildim

    18 Mart 2023

    Direniş temsili olarak “Damızlık Kızın Öyküsü”

    17 Mart 2023

    Bilimle uğraşan kadınların yarısı cinsel tacize maruz kalıyor

    16 Mart 2023
    © 2023 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Siyasi Haber / Künye
    • İletişim
    • Gizlilik Politikamız

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.