Kadınlar Birlikte Güçlü’nün Alsancak’ta düzenlenen Ege buluşmasında, “kutsal aile” dayatması, kadın emeği, LGBTİ+ mücadelesi ve Cumhur İttifakı’nın anayasa değişikliği teklifi gibi konulara ilişkin konuşuldu.
Buluşmaya, Filistin Kadınlar Derneği’nden Abeer Abukhdair, Tunus Demokratik Kadınlar Derneği Başkanı Yüsra Feravis ve Sudan Kadın Hareketinden Niamet Kuku Muhamed de yer aldı.
Kadın dernekleri buluşmaya mesaj ilettiler. Mesajlar şu şekilde;
Tunus Demokratik Kadınlar Derneği Başkanı Yüsra Feravis:
“Kadınlar Birlikte Güçlü’ den sevgili arkadaşlarım, Sizi Tunus’ tan kocaman kucaklıyor ve selamlıyorum. Binlerce km uzaklıktayız birbirimizden, aramızda sınırlar, ülkeler ve erkek egemen sistem varken temennilerimiz, gönüllülerimiz birlikte buluşuyor: Şiddetsiz ve ayrımcılığın olmadığı, bütün haklarımza sahip olduğumuz özgür bir dünya için. Yapacağınız buluşmayı dört gözle bekliyoruz. Faşizme ve patriarkaya karşı kadınların birleşik sesini yükseltin. Burada Tunus’ta Kais Said kendi diktatörlüğünü uygularken Türkiye’ de Recep Tayyip Erdoğan ona karşı çıkan herkesi bastırıyor. Amerika yeni bir savaş hazırlığında ve Suriye’de Esad rejimi kadınları evsiz bırakarak en kötü şiddet biçimlerine maruz bırakıyor. Bu dünyanın her hücresinde birleşerek bizi izole etmelerine izin vermeyeceğiz. Birlikte daha güçlü olabiliriz. Kadın hakları ve eşitliği için sınırıların olmadığı bir yerde buluşmak dileğiyle. Sizlere başarılar.”
Filistin Kadınlar Derneğinden Abeer Abukhdair:
“İyi akşamlar, Ben Abeer Abukhdair. Toprakları İşgal edilen Filistinliyim. Filistin Kadın Derneği üyesiyim. İzmirde ki Kadınlar Birlikte Güçlü buluşmasına destek ve dayanışmamı sunuyorum. Bu vesileyle baskı altında olan ve direnen tüm halkların kadınlarını, baskıya boyun eğmeyen, hak ve hukukunu savunan, adil değerleri yaratan, zulüm- baskı ve ayrımcılığa karşı çıkan kadınları selamlıyorum. Siyonist ve işgalci devlet kadınlara saldırıyor, tek bir kurşun ile yaşam hakkını ellerinden alıyor. Sosyal, iktisadi ve ekonomik anlamda Filistin etkilenirken burada en çok kadınların güvenliği, eğitim, sağlık, siyasi, ekonomik ve temek hizmetlere erişimlerini kötü etkiliyor. Biz Filistinli kadınlar olarak meşru müdafaa hakkımızı kullanıyoruz ve vatanımız için mücadele ediyoruz. Adil bir yaşam için, insani değerleri olan ve kadına ayrımcılık yapmayan bir toplum için mücadele ediyoruz. Bir kez daha buradan selamlarımı iletiyorum ve başarılar diliyorum.”
Sudan Kadın Hareketinden Niamet Kuku Muhamed:
“Kadınlar Birlikte Güçlü’ de yer alan cesur ve güçlü kadın yoldaşlarım. Devrim ülkesi Sudan’dan birleşik mücadelemizi selamlıyorum. Savaş ve çatışmaların devam ettiği ve yoksul kesimlerin şiddete uğradığı ülkeler için, bütün şiddet türlerini ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak için, devrim hedeflerimize ulaşmak için biz Sudanlı kadınlar olarak demokratik bir ülke için, mücadelemizi sürdürüyoruz. Huzurlu bir toplumun yaratılması, tüm ülkelerde adaletin sağlanması ve demokratik bir yaşamın kurulması için, kadınların haklarına saygı duyulması ve kadınlara yöneltilen bütün şiddet türlerinin son bulması için, toplumun değişimi için ısrarcı olan tüm kadınları devrim ruhuyla selamlıyorum. Buluşmanız için dayanışma mesajımı iletiyorum. Sudanlı devrimci kadınlar olarak inanıyoruz ki güçlü duracak ve Türkiye’ de sosyal-ekonomik-kültürel haklarınızı kazanıp dünyayı değiştireceksiniz. İnsanlık ve gençlere parlak bir gelecek bırakana kadar mücadele… Herkese tekrardan sevgi ve saygılarımı gönderiyorum.”
Sunum başlıkları Patriyarkal aile kıskacında özgürlük arayışı, Erkek şiddeti, cezasızlık politikaları ve mücadele, ücretli- ücretsiz emek; sömürü görünmezleştirme ve Üniversitelerde yükselen kadın mücadelesi, talepleri ve ihtiyaçları şeklindeydi.
Bu sunumların üzerine serbest kürsüde tartışmalar derinleştirildi.
‘Kutsal aile’ dayatması
Aslı Yapar, “Gündemlerimizden biri de yaşamlarımızın ve geleceğimizin hapsedilmeye çalışıldığı ‘kutsal aile’ başlığı. Bu bölümde ‘kutsal aile’ ve erkek egemen düzenin aile birliği-bütünlüğü üzerinden geliştirdiği saldırılara değineceğim” dediği konuşmada, şunları dile getirdi:
“Toplumsal cinsiyet rollerinin pekiştirildiği, emeğimizin görünmez kılındığı, erkek şiddetinin boyutlandığı, varoluşumuzun reddedildiği, yaşamlarımızın ise hapsedilmeye çalışıldığı aile, ataerkil sistemin kendini güçlendirdiği bir kurumdur.
Kutsal aile diye korumaya çalıştıkları yapı içerisinde her gün çocuklar en yakınları tarafından istismar ediliyor, kız çocukları ebeveynleri tarafından çocuk yaşta evlendiriliyor. Birçok örnek sıralayabiliriz fakat Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G’yi 6 yaşında evlendirmesi ve H.K.G’nin çocukluğu boyunca maruz kaldığı cinsel istismar olayı, kutsallaştırılan aile kurumu içerisindeki çocuk istismarına nasıl göz yumulduğunu bizlere göstermekte. Aile bireyleri tarafından kendi çocukları H.K.G’nin ‘oyun’ denilerek kandırılması, bizzat kendilerinin bilgisi ve hatta organizasyonu ile çocuğun yıllarca sistematik istismara maruz kalması kutsallaştırılan ailenin nasıl suç mahalli olduğunu, kutsallık adı altında içerisinde nasıl çifte ahlakı barındırdığı tüm gerçekliğiyle ifşa oldu.
‘Aile içi şiddet ve istismar münferit değildir’
Aile içerisinde her gün kadınların emeği sömürülürken, ev-içi emeği bir o kadar görünmez kılınıyor. Evin her işinden yaşlı, hasta, çocuk bakımı, temizlik, yemek gibi neredeyse tüm işler kadınların sırtına yükleniyor. Aynı zamanda neredeyse her gün erkek şiddetine, tehdidine maruz kalırken, bir yandan da yine en yakınlarımız olan fail erkekler tarafından öldürülüyoruz.
LGBTİ+ çocuklar cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimliklerinden kaynaklı aileleri tarafından reddediliyor, ebeveynleri tarafından şiddete uğruyor, evsiz bırakılıyorlar.
Aile içerisinde en yakınlarımız olan failler tarafından kadına yönelen şiddet, cinayet, cinsel istismar elbette ki münferit değildir. Erkek devletin failleri koruyan cezasızlık politikasının bir sonucu olarak hayatlarımıza yönelik sistematik olarak devam eden bu saldırılar kutsallaştırılan ailenin temelini oluşturmaktadır.
Yaşamlarımızı şiddet, sömürü, istismar çemberine alan, toplumsal rollere itaat etmeyi, makbul kadın olmayı dayatan kutsal aileyi kabul etmiyoruz. Çocuk istismarının evlilikle, kutsal aile ile aklanamayacağını ve kutsal aile içerisinde çocukların güvende olmadığını dile getirmekten vazgeçmeyeceğiz.”
Kadınlar Birlikte Güçlü Ege Bölge Buluşması sonuç metni şu şekilde:
“AKP-MHP iktidarı ve erkek egemenliğinin tüm saldırılarına karşı kadın direnişini ve mücadeleyi Kadınlar Birlikte Güçlü ile büyütme kararlılığı ile hem sokakta politik sözü söyleme, saldırılara sokakta cevap verme hem de kent merkezlerinin dışında da ilçelerde daha fazla kadına ulaşma iddiası ile buluştuk.
Bir dizi başlıkta kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik saldırılara dair tartışmalar yürüttük ve her türlü ayrımcılık ve nefrete karşı mücadeleyi büyütme zeminini tartıştık.
-Patriyarkal Aile Kıskacında Özgürlük Arayışı başlığında yaptığımız tartışmalarda; İktidarın aile politikaları, kadını aileye hapseden saldırıları ve aile içerisinde kadının görünmeyen emeği üzerine konuştuk. Aile kurumu ile çocuk istismarının örgütlenmesin teşhirine değindik. Aileyi koruma adı altında yürütülen nefret politikalarına karşı mücadele vurgusu yaptık. Yapılmak istenen Anayasa değişikliğinin sonuçlarını birlikte tartıştık. Ve iktidarın aile politikaları ve nefretine karşı mücadelenin öneminden ortaklaştık.
-Erkek Şiddeti, Cezasızlık Politikaları ve Mücadele başlığında; İstanbul sözleşmesinin fesh edilmesi ile artan şiddeti, şiddet karşısında cezasızlık politikalarını ve bunun karşısında mücadele hattımızı tartıştık. Mahkeme önlerinden sokaklara, 8 Mart’lardan 25 Kasım’lara alanlarda erkek adalet değil gerçek adalet mücadelesini büyütme zorunluluğunu bir kere daha vurguladık. İstanbul Sözleşmesi’ni kazanma mücadelemizin devam edeceğini tekrarladık. Hem erkek şiddetine hem erkek-devlet şiddetine kadın dayanışmasını büyüterek, “birlikte güçlüyüz” kararlılığını pekiştirerek örgütlü mücadeleye vurgu yaptık.
-Ücretli-Ücretsiz Emek; Sömürü ve Görünmezleştirme başlığında; kadınların görünmeyen emeğini, ücretli emek içerisinde yer alan kadınların eşit ücret talebini, emek hareketi içerisinde kadınların pozisyonu ve bilinçlenme düzeyini ve taleplerini konuştuk.
-Üniversitesilerde Yükselen Kadın Mücadelesi, Talepleri ve İhtiyaçları başlığında ise; üniversitelerdeki yoksulluğa, cinsiyetçi eğitime, erkek şiddetinin buralardaki yansımalarına ve mücadele dinamiklerine değindik. Kadın üniversitelerine karşı mücadele eden kadınların Cinsel Tacizi Önleme Birimleri kurma mücadelesini konuştuk.
Bu salondan aldığımız güç ve motivasyonla illerde “Kadınlar Birlikle Güçlü” sloganını büyütmek, mücadelemizi genişletmek, erkek egemenliğinin ve kapitalizmin karşısına dikilmek ve kazanmak için biz hazırız!
Yaşasın Örgütlü Kadın Mücadelemiz!”
Sonuç metninin okunmasının ardından Grup Susika konseri gerçekleşti.

(Siyasi Haber)