Siyasi HaberSiyasi Haber

    Güncel Kalın

    Türkiye ve dünyada neler olup bitiyor ilk siz bilgi sahibi olun

    Göz attınız mı?

    Mesele Teslim Olmamakta

    12 Nisan 2021

    Eğer Lenin yaşasaydı!

    21 Ocak 2021

    ‘Beyoğlu bitti’ diyorlar: Biten Beyoğlu değil Türkiye!

    26 Eylül 2016

    Ruhi Su, ‘Sen gittin gideli’

    24 Nisan 2017
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Haberler
      • Gündem
        • Ekonomi
        • Politika
        • Ortadoğu
        • Spor
        • Sağlık
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Haklar ve Özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen Hakları
        • Çocuk Hakları
      • Bilim Teknoloji
      • Kültür Sanat
    • Yazılar

      İnsanlık Suçu İşlenirken

      2 Ekim 2023

      El Tema!

      26 Eylül 2023

      Savas Tamtamlarına Karşı Halklarımız Barış İster!

      21 Eylül 2023

      Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC)

      19 Eylül 2023

      Güvenlik ve sürdürülebilirlik

      19 Eylül 2023
    • Yazarlar
    • Seçtiklerimiz
    • Söyleşiler
    • Dosyalar
    • Çeviriler
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » İsyan Günleri I-II – Bir Uzun Koşuydu ’68

    İsyan Günleri I-II – Bir Uzun Koşuydu ’68

    Korkut Akın- Korkut Akın10 Ağustos 20164 dk. okuma süresi
    Paylaş
    Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email
    KORKUT AKIN – Hüseyin Yavuz, altını çizerek belirtiyor ki iki büyük yalan var yaşamda, affedilmemesi gereken. Birincisi, “zamanım yok”, ikincisi “sen çık yola ben arkandayım”.

    “Silah ve şarkı / Ben bütün karanlıkları bunlarla yendim” diyor Hasan Hüseyin, o çok bilinen ve sevilen Kızılırmak şiirinde. “On”lar da karanlığı yırtıp aydınlığı getirmeye çalışırken iki güçleri vardı: yürekleri ve inançları. Hüseyin Yavuz’un, hemen baştan altını çizdiği gibi “Bu olayların içinde bir kahraman, hatta bir ‘aziz’ arayanların yanı sıra, ‘vatan hainleri’ bulmak isteyenler olacaktır”. Boşuna demiyoruz: Kim bizi nasıl bilirse onun için öyleyiz.

    Kısa zamanda uzun koşu

    Tüm dünyada yükselen muhalefetle birlikte Türkiye’de de üniversitelerde başlayan antiemperyalist başkaldırı hızla yayıldı ve gelişti. Fikir Kulüpleri Federasyonu’ndan Dev-Genç’e, oradan THKP/C ve THKO’ya… TİP ile başlayan ve gerçekten çok belirleyici olan bir başka düzeyi de var bu sürecin.

    Bugün baktığımızda, masallardaki gibi “bir arpa boyu”ndan fazla yol alındığını, ama sürenin kısa olmasıyla birlikte geçmişten gelen deneyimlerin olmamasının da etkisiyle dar alanda kalan bir mücadelenin verildiğini görüyoruz.

    Anlatılan sizin de hikâyeniz

    Hani bize “lüks” gelen Anayasa ile başlayan önemli bir ivme sonucu üniversitelerin özerk yapısı, yargının -görece- demokrat çizgi izlemesi, birçok kitabın çevrilmesi, yeni yayınların çıkması ile esen rüzgârlar, doğaldır ki ilk öğrencilerin başkaldırmasını doğuruyor. Bu arada, her ne kadar kitapta yer almasa da, DİSK’in kurulması, siyasi görüşlerin işte, kahvede, sokakta dile getirilebiliyor olması da birer etken kuşkusuz. Köyden, kasabadan gelen öğrenciler haksızlıklara da dayanamıyor, itiraz ediyor… asıl önemlisi geri adım atmaksızın savunuyor düşüncesini ölesiye. Okudukça bilinçleniyor, bilinçlendikçe gelişiyor, geliştikçe gidişata dur demenin bir görev olduğunu kavrıyor ve bu görevi yerine getirmek için asla taviz vermiyor.

    Bu gün, buralardaysak, bu gün biraz daha bilinçli, biraz daha demokrat, biraz daha geniş görüşlüysek, ’68 kuşağının kısa süreli uzun koşusunun katkısı yadsınamaz.

    Özgün karakterler…

    Aynı sınıfsal kökenden gelen devrimciler, ülkücüler ve dini referans alanlar ’68 ile birlikte saflarını daha bir belirleyip karşı karşıya geldiler. Hüseyin Yavuz, iki cilt halinde toplayıp romanlaştırdığı anılarında devrimcileri anlatıyor esas olarak. Okul yılları ile birlikte koşulların da belirlediği kırsal alan çalışmalarını anlatıyor. Ege ve Karadeniz bölgelerinde tütün ve fındık üreticilerinin bilinçlenmesi çalışmalarını okurken, aradan geçen 45-50 yılda ne çok şeyin değiştiğini görüyorsunuz… Yazarla birlikte siz de yılların muhasebesini yapıyorsunuz ister istemez. Kuşkusuz yazar, kendi penceresinden bakarken sizin pencereniz daha farklı olacaktır.

    Devrim sevdasıyla yola çıkan gençler, gerçekten de hiç yüksünmeden, hiç yerinmeden idealleri uğruna şahsi geleceklerini bile bir tarafa bırakıyorlar. Bunu, kendisi de söylüyor bir yerde… “1970’lerde sokak çatışmalarına katılan devrimciler, 1980 darbesinden sonra başarılı birer gazeteci, işadamı, sanatçı oldular. Onların düşmanları ince uzun bıyıklı kimseler devletin bıraktığı boşluğu doldurmak için çek tahsilatı, şantaj, uyuşturucu, kumara karıştılar.”

    Kim devrimci, kim idealist?

    70’lerde çoluk çocuk, kadın ihtiyar demeden otomatik silahlarla tarayıp katleden Amerikalı askerin, gördüğü köpek yavrusunu kurtarmak için özel çaba harcadığını ve arkadaşlarını karşısına aldığını aktaran yazar, bu askerin davranışını hangi bilim açıklayabilir diye soruyor. Bugün, Cizre, Silopi, Sur, Nusaybin ve birçok yerleşim biriminde taş üstünde taş, gövde üstünde baş koymayan askerle karşılaştırıyorsunuz. Aradan geçen 50 yılda insanlığın -bir de orada “düşman” var, sığınılabilecek bir gerekçe, ama burada “kardeş” dediğiniz halklar var- ne kadar geri gittiğini görüyorsunuz.

    İnsanlığın uydurduğu en büyük yalan

    Hüseyin Yavuz, altını çizerek belirtiyor ki iki büyük yalan var yaşamda, affedilmemesi gereken. Birincisi, “zamanım yok”, ikincisi “sen çık yola ben arkandayım”. Zamansızlıktan yakınanlar da, öne çıkmayıp kitlenin kuyruğuna takılanlar da belki bireysel olarak yalan söylememiş oluyorlar, ama toplumsal olarak, sorumlulukları çerçevesinde yalanın en âlâsını söylüyorlar.

    Sahi, bu mazeretleri öne sürenler kazanımlardan yararlanmaya bütün koşullarda zaman da buluyorlar, fırsat da…

    Kültür belirleyici…

    Hüseyin Yavuz, satır aralarına birçok öykücükle birçok bilgi de serpiştirmiş. Sanatın hemen her dalından yaşama, matematikten coğrafyaya, felsefeden aşka, köylünün binlerce yılın deneyiminden süzerek getirdiği kültürü okudukça sizin de bilgi dağarcığınız büyüyor, gelişiyor. Anlatılan bizim hikâyemizse, biz de gençsek en önemli nokta da aşk oluyor doğallıkla. Onun da felsefesini yapıyor yazar…

    Sahi, sizi de taşıyacak heyecanlı bir anılar bütününde bütün bir toplumu ve birbirinden farklı düşünceleri, bakış açılarını bulacaksınız. Siz yaşasaydınız o zorlukları ve güzellikleri nasıl tepki verirdiniz acaba?

    İsyan Günleri 1-2, Hüseyin Yavuz, anı-roman, Derlem Yayınları, Kasım 2015, 338+283 s.

    Paylaş. Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email
    Önceki YazıABD cihatçıları destekleyen Suudi Arabistan’a 1 milyar dolarlık silah sattı
    Sonraki Yazı KONDA Demokrasi Nöbetleri’ne katılanların profilini araştırdı

    İlgili Yazılar

    Antakya Film Festivali başlıyor: ‘Günlük konforlarınızı unutun’

    Güncel 4 Ekim 2023

    Merdan Yanardağ için tahliye kararı

    Güncel 4 Ekim 2023

    Dünya Hayvanlar Günü: Kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat

    Ekoloji ve Kent 4 Ekim 2023
    Destek Ol
    Yazılar

    İnsanlık Suçu İşlenirken

    - Toros Korkmaz

    El Tema!

    - Betül Yangın

    Savas Tamtamlarına Karşı Halklarımız Barış İster!

    - Toros Korkmaz

    Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC)

    - Betül Yangın

    Güvenlik ve sürdürülebilirlik

    - Cengiz Onur

    Devlet sahipsiz mi, sahipleri kimler?

    - Hüsnü Gürbey
    Tarihten

    7 Kasım 2019: Sosyalist hareketin önder kadrolarından Abdullah Karabulut yaşamını yitirdi

    1960’ların sonlarından itibaren devrimci harekette yer alan, TKEP’in kurucu ve öncü kadrolarından olan, yaşamının son yıllarında mücadelesini SYKP’de sürdüren Abdullah…

    Seçtiklerimiz

    Kerbela’ya çevirdiler, konteynere tıktılar, şimdi de parselliyorlar

    - Bahadır Özgür

    Tatik ve Papik (Տատիկ և Պապիկ)

    - Siyasi Haber

    Meksika’da sergilenen sahte uzaylıların gerçek hikayesi, uzaylılardan bile ilginç!

    - Çağrı Mert Bakırcı

    Meksika Kongresi’nde gösterilenler ‘uzaylı’ kalıntıları mı? Sunum yapan Jaime Maussan kimdir?

    - Siyasi Haber

    Sezgin Tanrıkulu gündeme getirmişti… Kuşkonar-Koçağılı ve Kulp: 1990’lı yılların delilli cinayetleri

    - Siyasi Haber

    Kürtler, Arap aşiretleri ve karmaşık bir hesaplaşma: Suriye’de neler oluyor?

    - Fehim Taştekin

    Güncel Kalın

    Son felişmelerden haberdar olmak için E-Bültenimize üye olun

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook Twitter YouTube
    Emek

    CHP’li Başevirgen: 8 ayda 71 bin 500 esnaf dükkanını kapattı

    2 Ekim 2023

    İngiltere’de doktorlar bir kez daha grevde: 85 bin sağlıkçı iş bıraktı

    2 Ekim 2023

    TABİB “norm kadro” talebiyle Kartal Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi

    30 Eylül 2023
    Kadın

    İstanbul Sözleşmesi Avrupa Birliği’nde yürürlüğe girdi

    2 Ekim 2023

    İran’da 9 ayda bin 700 kişi tutuklandı

    30 Eylül 2023

    ‘Feminist Gece Yürüyüşü’ne katıldıkları için yargılanan kadınlar beraat etti

    28 Eylül 2023
    © 2023 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Siyasi Haber / Künye
    • İletişim
    • Gizlilik Politikamız

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.