Ücretlerini alamadıkları gerekçesiyle 4 Aralık’ta direnişe çıkan, işten atılmaları üzerine işe alınmak için direnmeye devam eden Anadolu Adliyesi yemekhane çalışanları, yeni yıla girerken işlerine geri döndü.
4 Aralık günü yaklaşık 3 aylık maaşlarını alamayan Anadolu Adliyesi yemekhane çalışanları, ücretlerin ödenmesi ve bir daha bu sorunu yaşamamak için Başsavcılık’tan garanti alınması için iş bırakmıştı. Savcıların ve hakimlerin de destek verdiği grev sırasında Başsavcılık Evrensel firmasının sözleşmesini iptal etmiş yerine yeni bir firmayla anlaşmıştı. Yerine gelen firma da daha önce işçileri mağdur etmiş bir firma olan MFS şirketinin sahibi olan Mehmet Feyzi Siverek’in paravan şirketi Ak-Er’di.
İşçilere başvuru formu, mülakat ve deneme süresi gibi hukuksuz zorlamalar yapan yeni şirket 32 işçiyi de işten atarak işe başladı. İşe başlayan 23 işçi ise işten atılan arkadaşlarına destek olarak iş bıraktı ve direnişe katıldı. Ayrıca hakim, savcı, kamu emekçisi ve avukatlar “hak yiyenin yemeği yenmez, çayı içilmez” diyerek boykot çağrısı yapmış ve direnişe destek vermişti.
Anadolu Adliyesi işçileri yeni yıla kısmen de olsa kazanımla girdi. Yaklaşık bir aydır süren direniş boyunca sizin için bir şey yapamam diyen Başsavcılık harekete geçmek zorunda kaldı. Böylece direniş süresince yemekhanede yemek yiyenlerden kesilip şirkete giden hak edişlerin işçilerin ücretleri yatırılmadığında, işçiye ödenmesi, hiçbir gerekçe olmadan işten çıkarılan 32 işçiden 17’sinin işe geri alınması, 15 işçinin ise başka iş yerlerinde işe alınacağına dair garanti verilmesi sağlandı. Bütün bu taahhütler tutanak altına alınarak yazılı hale getirilirken işçilerin giden şirketten alacakları için hukuksal süreç başladı.
Devrimci Turizm İş Sendikası üyesi İstanbul Anadolu Adliyesi çalışanlarının bu durum üzerine yaptığı açıklama:
Başsavcıya ve taşeron firmaya geri adım attıran işçilerin birliği ve kararlılığıydı. Ayrıca direnişin başından beri destek olan hakimlere, savcılara onların sendikası Yargıçlar Sendikası ve Yarsav’a, KESK’e bağlı Eğitim Sen ve BES’e, avukatlara, adliyede diğer işkollarında çalışan işçilere sınıf dayanışmaları için teşekkür ediyoruz ve önümüzdeki dönem emeğe yönelik saldırılara karşı ortak-birleşik mücadeleye çağırıyoruz. Biliyoruz ki bu mağduriyetlerin sebebi taşeron düzenidir. Emeğin güvencesizleşmesine yönelik saldırılar her alanda devam edecek ve bu taşeron düzeni emekçilere hayatı zehir etmeye devam edecek. Bu saldırıları püskürtmenin yegane yolu birleşik-fiili-meşru mücadeleden geçiyor. İnsanca bir yaşamın ve çalışma düzeninin sağlanması da bu mücadeleden geçecek.