Korkut AKIN “Sanatçıların Biriktirdikleri” adlı sergi üzerine yazdı: Sanatçılar, kendilerince “değer”li buldukları şeyleri biriktirmeye bir heves olarak başlasalar da bu birikimin kendi çalışmalarına çok şey kattığını gördükçe daha da farklı “güzellikleri” toplamaya başlıyorlar.
İlkel toplumlar diye öğretilen, ama yapılan araştırmalar sonucunda, “ilksel” oldukları belirlenen tarihin eski toplumsal uygarlıkları bize sadece geçmişimizi değil, geleceğimizi de gösteriyor. Onlardan ders ya da kimseyi kızdırmayalım, el alarak daha iyi, daha güzel, daha barış içinde bir arada yaşamayı öğreniyoruz.
İnsan başından beri birçok şeyi biriktirmiş. O birikim belli bir düzeye erişince görmüş ki, ortaya çıkan bir tarih, bir rehber. Birbirinin üstüne konan her şey yaşamı daha kolay sürdürmenin bir yolu olmuş.
Öyle kolay birikmemiş, kimi yanmış yıkılmış, kimi tahrip edilmiş, kimi “değer” görülmediği için yok edilmiş, kimi de zamana yenik düşmüş. Ancak her biriken bir sonrakinin temelini oluşturmuş. Her ne kadar “kapitalizm gölgesinden yararlanamadığı ağacı keser”se de egemen erk, tüm dünya için söyleyebiliriz, en çok biriktiren olmuş; bunun temelinde yatan tabii ki, ondan süzülebilecek katma değerler. Ama hep kendine yontmuş egemen erk birikimlerini… Aykırıları olmamış mı, olmuş tabii… Afganistan’daki buda heykellerinin bombalarla yıkılması, daha dündü. Ondan önce Osmanlı’nın “taş” diye gördüğü, bugün dünyanın en çok gezilen Bergama Sunağının Berlin’e kaçırılması var. Daha yakın dönemde Hasankeyf’in sular altında kalması var. SİT alanlarının imara (veya turizme) açılması, ormanların maden aramaları için katledilmesi var. Egemen erkin bu yok etme açlığı bitmez. Bitmeyecek de… Ama iyi ki sanatçılar var!
Sanatçıların elinde…
Efemera denilen, günlük kullanılan ama artık miadını doldurmuş ve işlevsizleşmiş ürünlerin bile bir süre sonra “değer”lendiğini görüyoruz, biliyoruz. Reha Yalnızcık, matbaa ürünü bir kitabın, broşürün ya da kağıdın da belli bir süre sonra “özgünbaskı” niteliği kazandığını (çünkü başka örnekleri kalmamıştır artık) anlatmıştı.
Sanatçılar, kendilerince “değer”li buldukları şeyleri biriktirmeye bir heves olarak başlasalar da bu birikimin kendi çalışmalarına çok şey kattığını gördükçe daha da farklı “güzellikleri” toplamaya başlıyorlar.
Küçükçekmece Belediyesi, “Sanatçıların Biriktirdikleri” adlı bir sergi açtı geçen hafta. Cennet Sanat Merkezinde 20 Nisan’a kadar açık kalacak sergide 18 sanatçının biriktirdikleri ziyaretçilere büyük keyif vereceği gibi bir ufuk da açacak. Sizler de izlediğinizde görecek ve hak vereceksiniz ki, ”Sanatçıların Biriktirdikleri”, efemera olarak görülemez sadece. Çok ilginç, çok önemli, çok heyecan veren resimler, özgünbaskılar da yer alıyor.
Bir kısmı için “hobi” olarak başlasa da, büyük çoğunluğu için taşıdığı anlam, kıymetinden daha değerli. Bir arada duruşları, renk ve desen uyumları, verdiği mutluluk bile sanatçıyı yeni çalışmalara yönlendirebiliyor, teşvik ediyor.
Güzelliği içinde gizli…
Teknolojinin gelişmesiyle, dijitalleşen ve buna da bağlı olarak sıradanlaşan ürünlerle karşılaştırıldığında eksiğine, hatalarına (error deniyor ya) rağmen içindeki emeğin sıcaklığını, yaşanmışlıkların kattığı güzelliğiyle hâlâ seviliyor bu eskimemiş eskiler.
Bir belge var, Galata Fincancılar Yokuşunda, “Osmanlı Pazarı” manifatura dükkanı… Türkçe (tabii, eski yazıyla, yani Arapça harflerle), Rumca, Ermenice ve Fransızca metin yer alıyor üzerinde. Dönemin önde gelen yabancı dili olduğu için Fransızca, ama halka seslendiği için ve İstanbul, gerçekten bir kültürler mozaiği olduğu için de Rumca ve Ermenice… Koleksiyonların bir yararı da bu, en azından yaşamın değerlerini belgeliyor.
18 sanatçının biriktirdikleri yer alıyor sergide. Kimi emaye toplamış, kimi tahta baskı kalıbı, kimi pipo, kimi züccaciye, fotoğraf makinesi biriktiren de var, mask toplayan da, tabii Dali’den Goya’ya, Zühtü Müridoğlu’ndan Fikret Mualla’ya özgünbaskıları unutmamak gerek… Şimdi, gelin biraz geriye gidin… Sizin de evinizde vardı tüm bunlar, sizin de yaşamınızdaydı bir zamanlar. Belki bir mandalla, bir plastik leğenle değiştirdiniz. Değerini bilemediğiniz o güzelliklerin yeni, yepyeni heyecanlar yaşatabileceğini düşünememiştiniz. …ama haklısınız, yaşamın bunca sorunu arasında, ekonomik anlamda sıkıntılar yaşarken kendinizce hayatiyeti olanları seçtiniz. Sizden geçti (belki, yoksa güçlü ve düşlerinizle yaşamı yönlendirenlerdensiniz), peki çocuğunuz, torununuz, sizden aldığı bu birikimiyle yarının koleksiyoncusu olmasın mı?
Benim Koleksiyonum, Sanatçıların Biriktirdikleri
Balkan Naci İslimyeli, Devabil Kara, Devrim Erbil, Doğan Paksoy, Fevzi Karakoç, Gülten İmamoğlu, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Mahir Güven, Maria Kılıçlıoğlu Baraz, Mehmet Günyeli, Murat Germen, Onay Akbaş, Selahattin Yıldırım, Süleyman Saim Tekcan, Şahin Paksoy, Tülin Onat, Yalçın Gökçebağ, Zahit Büyükişliyen
Sergi
Küçükçekmece Belediyesi, Cennet Sanat Merkezi
23 Mart – 20 Nisan arası her gün açık