Siyasi HaberSiyasi Haber

    Güncel Kalın

    Türkiye ve dünyada neler olup bitiyor ilk siz bilgi sahibi olun

    Göz attınız mı?

    ‘Büyük Şampiyon’ vs #MeToo

    6 Ekim 2018

    Suriye: Bir gece bir fırtına

    17 Mart 2021

    Mutlu azınlığın kısa ara toplamı: İşler nasıl işliyor?

    28 Şubat 2018

    Haziranımızı savunacağız: Biz Geziciyiz onlar gidici!

    31 Mayıs 2019
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Haberler
      • Gündem
        • Ekonomi
        • Politika
        • Ortadoğu
        • Spor
        • Sağlık
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Haklar ve Özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen Hakları
        • Çocuk Hakları
      • Bilim Teknoloji
      • Kültür Sanat
    • Yazılar

      Kötülük ve Cezasızlık

      16 Mart 2023

      Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Seçim Stratejisi: TİP ve HDP

      15 Mart 2023

      ABD’nin 16. büyük bankası battı: Yeni bir 2008 krizi mi geliyor?

      13 Mart 2023

      Vicdan, bilinç ve dayanışma

      10 Mart 2023

      Yaşamak nefes alıp vermek değildir: DAD

      10 Mart 2023
    • Yazarlar
    • Seçtiklerimiz
    • Söyleşiler
    • Dosyalar
    • Çeviriler
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Hayat Bize Mutlu Olma Şansı Vermedi Sevgili

    Hayat Bize Mutlu Olma Şansı Vermedi Sevgili

    Korkut AKIN, Atilla Dorsay'ın "Yılmaz Güney Kitabı" üzerine yazdı: "Film yapmak zor bir sanattır. Birçok şeyi buluşturmak, birbirine alıştırmak ve uydurmak zorundasınızdır. Onun için de birçok ilk filmde, -bir daha olanak bulamam kaygısıyla- her şeyi aynı filme sıkıştırmak kaygısı sezilir. Yılmaz Güney’de de vardır o kaygı, onca deneyimine karşın."
    Korkut Akın- Korkut Akın11 Nisan 20225 dk. okuma süresi
    Paylaş
    Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email

    Yaşanmışlıkları, kazanımları veya kayıplarımızı yazılar anlatır en çok. Tarih dediğimiz, okullarda öğretilen, sadece hamaset ve kahramanlık övgüsüdür. Oysa sözlü tarih diye de nitelendirilen söyleşiler, yazılar, hatta filmler bize yaşamın izini sürdürür. Sosyal, siyasal, ekonomik hatta yaşamsal ipuçları ile doludur o yazılanlar. İlerleyen süreçte de geçmişi, geçmişteki toplumsal yaşamı, insanlara o yazılar aktaracaktır. 

    Gogol’ün paltosundan hep tiyatro/cular çıkmaz ya… Türkiye’de olduğu gibi sinema eleştirmenleri de çıkar. Paltosundan çıktığımız Atilla Dorsay, “Hayat Bize Mutlu Olma Şansı Vermedi Sevgili, Yılmaz Güney” kitabıyla sinemamızın ve buna da bağlı olarak görsel kültürümüzün temel taşlarından birini, Yılmaz Güney’i anlatıyor. Yılmaz Güney’i tanımayan olur mu diyeceksiniz, ama bizim ülkemizde, sanatın önünü kapama düşüncesindeki egemen erk, az kaldı, unutturacaktı. Oysa biliyorsunuz ki, sanatçılarla tanınır bir ülke, zaten ölümsüz olanlar sadece sanatçı ve sanattır.

    Dorsay, “Bizler, bizim kuşağımızın sinemaya gönül vermiş kişileri için de bir suç söz konusudur belki” diyor kitabının önsözünde. Yılmaz Güney filmlerinin gösterilmesinin yolunun açılması, bulun(a)mayan filmlerinin araştırılması, elde bulunan, bilinen bütün belgelerin kitaplaştırılması gerektiğini üstüne basa basa vurguluyor. Kendisi bu çalışmasının devamının geleceğini söylüyor. Ben de, hazır yeri gelmişken Tahir Yüksel’in “Karanlıktaki Işık Yılmaz Güney” kitabının bir daha basılarak insanlara ulaştırılmasının gerekliliğine deyineyim. Bir de, çok önemsediğim, gözüm gibi korumaya çalıştığım Düşman filminin çekim senaryosunu, kitaplığımdan kim aldıysa, geri getirsin lütfen. 

    Yüz yüze görüşme keyfi…

    Atilla Dorsay, sinema eleştirmenliğini yabancı filmler üzerinden yaparken Yılmaz Güney’in Umut filmiyle yerli filmler üzerine de yazmaya başlar. Umut, Yeşilçam’ın içinden Yeşilçam’a rağmen çıkan gerçekten bir başyapıttır. Filmin peşinden arkasını bırakmaz Dorsay, hemen her seferinde muhakkak bir yolunu bulur, Güney’i konuşturur. 12 Mart sürecinde tutukluluğu, sonrasında Yumurtalık’ta, Endişe’nin çekimi sırasında savcıyı vurduktan sonra mahkûm edilmesine rağmen onunla sürekli konuşur. 

    Atilla Dorsay Yılmaz Güney’i kovalar da Güney boş mu durur? Daha önceleri senaryo yazmaya fırsat bulamayan, sadece birkaç not ve karalamayla sete çıkan, gözlem gücüne inanan ve akışa göre filmi şekillendiren Güney, zor koşullarda olmasına aldırmadan (yakınmalarını okumalısınız), sürekli çalışır ve birçok senaryo kaleme alır. 

    Kimini kendisiyle konuşamadığı için aklındakileri anlatamadığı yönetmenler çeker, kimini de ince eleyip sık dokuyarak ayrıntılı olarak anlatır. (Düşman’ın çekim senaryosundan anımsadığım, sadece çekime yönelik değil oyuncuların duygularını da yönlendirecek notlar düşer, hem de ayrıntılarıyla.) Zeki Ökten’in çektiği Sürü ve Düşman ile Şerif Gören’in çektiği Cannes’da Büyük Ödül kazanan Yol için “içeriden film çeken yönetmen” dedirtecek kadar takip eder çalışmaları. 

    Görsellik öncelikli

    Umut’tan önceki döneminde vurdulu kırdılı dediğimiz filmlerinde de görsellik ağırlıktadır, söze fazla yer vermez Güney. Üç romanı, öyküleri ve senaryoları olan bir edebiyatçıdır, ama görselliğinden asla ödün vermemiştir. Öyle ki, içeriden senaryosunu yazdığı filmler için “kaçınılması gereken derecede laf içerdiği” söylentisini bile sorar Dorsay, bir söyleşide. Öykünün akışına bağlı olarak sözler çok gibi gözükse de, ağırlıklı olarak görüntünün anlattığını söyleyebiliriz. Öyle ki onlarca insanı gönderir olası çekim mekânlarına, yüzlerce fotoğraf çektirir ve onları filmine yedirir: “Sanatçı olarak hayatın gerçekliğini de yansıtmaya çalışıyoruz ve bu sosyal hayata, siyasal hayata, kültür hayatımıza yansıyor” diye yanıtlar.

    Böyle bakınca…

    Film yapmak zor bir sanattır. Birçok şeyi buluşturmak, birbirine alıştırmak ve uydurmak zorundasınızdır. Onun için de birçok ilk filmde, -bir daha olanak bulamam kaygısıyla- her şeyi aynı filme sıkıştırmak kaygısı sezilir. Yılmaz Güney’de de vardır o kaygı, onca deneyimine karşın. Onun her şeyi aynı filme sığdırabilme çabası aslında izleyiciye mesaj verme kaygısıdır, hiçbir şey eksik kalmasın mükemmeliyetçiliğinin de etkisiyle. “Bizim özellikle son iki yıldır anlattığımız şeyler sadece birer hikaye değil. Bireylerin hikayesi olmaktan çok, toplumsal bir kesit içinde toplayabildiğimiz kadar, anlatabildiğimiz kadar şeyle birlikte anlatılması gereken hikayelerdir.” Yani, son filmlerinde Türkiye’nin toplumsal yaşamının bir panoramasını vermeyi amaçlıyor.

    Kadınlar için…

    Yılmaz Güney’in kadınlar üzerine anlattıklarına yer vermezsem olmaz, “Kadını özgür olmayan bir toplum özgür değildir, özgür olamaz. Kadına eğilmeyen, kadını yanına çekmeyen bir devrim hareketi de başarıya ulaşamaz. Bizler sinemacı olarak, kadının içinde bulunduğu durumu çok yönlü yansıtma görevini taşıyoruz” diyor, özellikle Sürü’deki Berivan ile ilgili olarak. 

    Bunu söyleyen birinin erkek egemen bir mantıkla hep silahlı gezmesi, vara yoğa silahına sarılması benimsenebilecek gibi olmasa da fevri (daha doğrusu erkek egemen yaklaşımla) davranması kabul edilebilir değil. 

    Güney’in sette aylaklığa ve ahmaklığa tahammülünün olmadığını, disiplinden de öte sert bir otoriter tavırlı ama en çok da oyunculara karşı alabildiğine sabırlı davranan ender yönetmenlerden biri olduğunu Duvar filminin kamera arkası belgeselinde gördük zaten.

    Silahsız gezmeyen, sevdiği kadının başındaki elmaya ateş edebilecek kadar gözü kara biri olsa da işin içine sinema girince bambaşka biri olabiliyor/du Yılmaz Güney. Peki, bu ne kadar benimsenebilir? Siz benimseyebilir misiniz?

    Atilla Dorsay’ın özelliği…

    Atilla Dorsay’ın, sinema yazarlığının, mimarlığının ve rehberliğinin yanında gizli kalmış bir özelliği iyi bir arşivci olması… Günlük gazetelerden dergilere, söyleşilerden kitaplara dek her bilgiyi, belgeyi arşivlemiş. Yol filminin kazandığı o olağanüstü başarıya rağmen ucuz suçlamalarda bulunan anlı şanlı(!) yazarları okuyunca, günümüzdekilerle karşılaştırmaktansa acımayı tercih ediyorum.

    Dorsay’ın, bu kitabının devamı niteliğinde sayılabilecek, Yılmaz Güney’in filmlerinin değerlendirmesiyle birlikte hayata bakışını içerecek yeni kitabını merak ve heyecanla bekliyoruz. 

    Hayat Bize Mutlu Olma Şansı Vermedi Sevgili, Yılmaz Güney Kitabı, Atilla Dorsay 
    Anılar, belgeler,  bilgiler
    Puslu Yayıncılık,  Ocak 2022, 384 s. 

    Atilla Dorsay Hayat Bize Mutlu Olma Şansı Vermedi Sevgili Puslu Yayıncılık Yılmaz Güney Kitabı
    Paylaş. Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email
    Önceki YazıFransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Macron ve Le Pen ikinci tura kaldı
    Sonraki Yazı Ankara’da IŞİD militanı tarafından esir tutulan Êzidî kadın Meclis gündeminde

    İlgili Yazılar

    Tartışmalar, Polemikler, Kavgalar: Putları Yıkıyoruz!

    Yazılar 12 Eylül 2022

    Dün Kürtler, Ermeniler; Bugün Suriyeliler, dini referans alanlar…

    Yazılar 24 Ocak 2022
    Destek Ol
    Yazılar

    Kötülük ve Cezasızlık

    - Siyasi Haber

    Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Seçim Stratejisi: TİP ve HDP

    - Ahmet Saymadi

    ABD’nin 16. büyük bankası battı: Yeni bir 2008 krizi mi geliyor?

    - Mahir Sayın

    Vicdan, bilinç ve dayanışma

    - Mehmet Ali Ayan

    Yaşamak nefes alıp vermek değildir: DAD

    - Korkut Akın

    Antakya’ya mektup

    - Bora Selim Gül
    Tarihten

    Prag’dan Politeknik’e 17 Kasım öğrenci direnişleri

    17 Kasım 1939, Alman faşistlerinin işgale karşı direnen Prag Üniversitesi öğrencilerini katlettikleri gün. Uluslararası Öğrenciler Günü olarak anılan bugünün 1973…

    Seçtiklerimiz

    HDP ile HÜDAPAR kıyasının utanmazlığı

    - Kenan Kırkaya

    On binlerin yürüyüşü

    - Ertuğrul Kürkçü

    Yeter artık…

    - Mucella Yapici

    Türbülans

    - Seyfi Öngider

    Toplumun depreme dair notları

    - Can Şahin

    İstifa ve seçim

    - Ertuğrul Kürkçü

    Güncel Kalın

    Son felişmelerden haberdar olmak için E-Bültenimize üye olun

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook Twitter YouTube
    Emek

    DİSK, seçim kararını açıkladı: 14 Mayıs’tan önce 1 Mayıs var

    17 Mart 2023

    Macron demokrasiyi yok saydı

    17 Mart 2023

    Mata Otomotiv işçileri 18 gündür grevde

    16 Mart 2023
    Kadın

    AKP’li Özlem Zengin: Hedef haline getirildim

    18 Mart 2023

    Direniş temsili olarak “Damızlık Kızın Öyküsü”

    17 Mart 2023

    Bilimle uğraşan kadınların yarısı cinsel tacize maruz kalıyor

    16 Mart 2023
    © 2023 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Siyasi Haber / Künye
    • İletişim
    • Gizlilik Politikamız

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.