İstanbul’da 23 Nisan’da gözaltına alınan 9 gazeteciden Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Mehmet Aslan ve Esra Solin Dal ile gazeteci Erdoğan Alayumat, 26 Nisan’da “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı. Gazetecilere yöneltilen iddiaya, yaptıkları haberler, haber kaynakları ile görüşmeleri ve sanal medya paylaşımları gerekçe yapıldı. Tutuklandığı günden bu yana Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tekli hücrede tecrit altında tutulan MA muhabiri Esra Solin Dal, avukatları aracılığıyla gözaltı süreci ve tutulduğu koşulları anlattı.
‘Hedef gösterildim’
Gazeteci Esra Solin “23 Nisan’da evim basılarak gözaltına alındım. Gözaltında kaldığım süre boyunca farklı bir muameleye maruz kaldım. Arkadaşlarımdan ayrı hastaneye götürüldüm, ayrı avukat görüşüne çıkarıldım ve ayrı tutulmamın yanı sıra arkadaşlarımla tek bir kelime dahi konuşmama izin verilmedi. ‘Mülakata, şifahi görüşmeyi’ avukatım olmadan kabul etmediğimi belirttiğim için kolluk görevlilerinin ‘örgütsel tavır’ takınıyorsun diyerek hedef göstermesine maruz kaldım. Aynı tavır ve ötekileştirmeye mahkemede de maruz kaldım. Hakim, ‘neden emniyette ifade vermedin, neden susma hakkını kullandın’ gibi sorular sorarak en yasal hakkım olan susma hakkım bile gerekçe olarak sundu” dedi.
‘Çıplak aramaya maruz kaldım’
Yaptığı haberleri üzerinden gazetecilik faaliyetlerinin illegalize edilmek istendiğine dikkati çeken Esra Solin, “27 Nisan 2024 tarihinde Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne getirildim. Gece normal üst aramam yapıldıktan sonra gardiyanlar beni ‘detaylı arama’ adı altında çıplak aramaya maruz bıraktı. Çıplak aramanın suç olduğunu, yapmak istemediğimi belirttiğim halde bana bunun çıplak arama olmadığı söylendi ve siyah bir ameliyat önlüğü verilerek çıplak aramaya maruz kaldım. Burada getirildiğim tarihten itibaren tekli hücrede tecrit ediliyorum. Defalarca kez kitap istememe rağmen talebim karşılanmıyor. Koğuşa geçmek için iki defa dilekçe yazmama rağmen bana ne sözlü ne de yazılı cevap verilmiyor” ifadelerini kullandı.
(Jinnews)