Siyasi HaberSiyasi Haber

    Güncel Kalın

    Türkiye ve dünyada neler olup bitiyor ilk siz bilgi sahibi olun

    Göz attınız mı?

    Kürdistan formalı teröristin komik ve üzücü hikayesi

    15 Eylül 2015

    Rusya’nın Ukrayna’yı işgali dünya çapında bir gıda krizi yaratıyor

    7 Haziran 2022

    Bir Kıbrıslı neden hep yorgundur?

    26 Ekim 2020

    Mustafa Suphi ve yoldaşlarını kim öldürdü?

    1 Şubat 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Haberler
      • Gündem
        • Ekonomi
        • Politika
        • Ortadoğu
        • Spor
        • Sağlık
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Haklar ve Özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen Hakları
        • Çocuk Hakları
      • Bilim Teknoloji
      • Kültür Sanat
    • Yazılar

      Ağ toplumu ve siyasal faaliyet III

      28 Ocak 2023

      Ağ toplumu ve siyasal faaliyet II

      27 Ocak 2023

      Ağ toplumu ve siyasal faaliyet I

      25 Ocak 2023

      Kapitalizmin kendi için savaşı: Ukrayna-Rusya savaşı!

      25 Ocak 2023

      Seçim döneminde internet sansürlerinden nasıl korunacağız?

      24 Ocak 2023
    • Yazarlar
    • Seçtiklerimiz
    • Söyleşiler
    • Dosyalar
    • Çeviriler
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Duvardaki yazı, baş çelişki ve HDP

    Duvardaki yazı, baş çelişki ve HDP

    A. HALUK ÜNAL yazdı - Tersine bu savaşın parametrelerine göre İzmir’de, İstanbul’da vb. nasıl bir siyaset geliştireceğimizi tartışmamız lazım. İşte tam da burada bir kültürel mücadele ağının organize edilmesi çok yaşamsal.
    A. Haluk ÜnalBy A. Haluk Ünal16 Kasım 20155 Mins Read
    Share
    Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email

    Geçtiğimiz hafta yayınlanan “Kusursuz Fırtına ve HDP” başlıklı yazımla, HDP’ye oy veren ve elim kalem tutan herkesin katılması gerektiğine inandığım; – HDP yönetiminin de ihtiyaç ve duyarlılık içinde olacağını umduğum- iç tartışmaya şahsi gözlemlerimi, önerilerimi katmaya çalıştım.

    Yazı, umduğumdan çok öte bir teveccühle karşılandı. Üstelik oldukça geliştirici geri dönüşler de aldım.

    Aynı doğrultuda biraz daha derinleşmenin tartışmaya katkı yapabileceğini düşünüyorum.

    Kısaca hatırlatmak gerekirse, geçtiğimiz iki yıllık sürece dair bir özeleştiri olacaksa HDP’nin ta kuruluşundan beri taşıdığı yapısal dilemmaya uygun kollektif bir farkındalığı geliştiremeyişimiz ile 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde izlenen yanlış stratejiler (“seni başkan yaptırmayacağız” sloganıyla savrularak, pozitif, alternatif, somut söylemi terkedip, anti AKP kampın koç başı olmak; Türk demokrat ve liberallerinin SHP lileştirme kuşatması karşısında PKK mevzusunda steril söylem ve alan arayışı) olduğunu ileri sürmüştüm.

    Bu noktaya başka bir açıdan da bakmakta yarar olabilir. Aynı yazıdan yine bir başka hatırlatma ile başlayayım.

    Bu gün Türkiye sınırları içinde varolan Ortadoğu çapında iki güç var. Birisi AKP diğeri ise PKK.

    Her ikisi de Ortadoğu’da oyun kurucu durumundalar.

    Türkiye’de (ve Ortadoğu’da) iktidarın bir kulpunu AKP’nin yarattığı yeni iktidar bloku (YİB) tutuyor; diğer kulpunu ise PKK’nin yarattığı demokratik, özgürlükçü muhalefet bloku…

    Burada iktidardan kastedilen dar anlamıyla devleti yönetmek değil elbette; ülkenin yönelimini temsil eden bileşkeyi yaratan ana vektörlerden söz ediyorum.

    Burada oyun kuruculuğu yine dar anlamıyla, aktüel siyasete yön vermek olarak almak doğru değil.

    Çok daha önemli olan her iki parti de Türkiye ve Ortadoğu bağlamında kapsamlı birer teklif (new deal) ve bunu taşıyan söylemin sahibi.

    AKP’nin “neoliberal islamcılığı” ile PKK’nin “radikal demokrasi” teklifleri birbirininin rakibi ikiana akım politiko-kültürel bütünlüklü teklif.

    Bu gerçeklik her hangi bir tarihte değil de, andaki gibi Türkiye’yi birarada tutan hiç bir ideolojik, kültürel çimentonun kalmadığı bir ortamda çok başka bir önem ve değer kazanıyor.

    AKP’nin son 15 yıldır gösterdiği başarıyı, “hileye, makarnacı, kömürcülere,” bağlayan CHP aklından (eski rejim, eski çimento) bir adım ötede açıklamak isteyen herkesin, bu çok katmanlı rıza ilişkisini analiz etmesi şart.

    Türkiye sınırları içinde izdüşümünü HDP’de bulan KÖH projesiyle AKP yi eşitlememden rahatsız olanlardansanız, bir kez de başka bir açıdan bakışa fırsat verin derim.

    Çünkü bu tür analiz çabalarında işlev ve sonuçlar daha önemlidir.

    Ve her yurttaşın tercihi, kendisi için “kaliteli olandan, kötünün iyisi”ne izafi bir skalada tasnif olur.

    Siyasi iddiası olanların ise, mevcut toplam yurttaş sayısı içinde çoğalmaktan başka meşru ve adil başka bir yolları olamaz.

    Bu nedenle HDP’nin taşıyıcısı olduğu teklife destek ve katkı vermek isteyenler olarak, AKP’nin tek alternatifi olabilecek siyasetin, AKP karşıtlığı üzerinden geliştirilmesi, Anti AKP cephenin okazyonel koç başı olmaktan elde edilecek kısa vadeli çıkarların siyasetimizde gelenek yaratması son derece sakıncalıdır.

    Zaten yolda bulduğunu yolda kaybedermiş insan. Öyle de oldu.

    Bu gün varolan %11 HDP’de Ortadoğu çapında bir alternatif ekonomiyi, yaşamı, siyaseti, ve ahlakı görenler.

    Şimdi önemli olan bunun bütün topluma gösterilebilmesi.

    Yaşasın sosyalizm soyutluğundan çıkıp, yaşasın “yeni yaşam, büyük insanlık” soyutluğuna düşmeden kendi “hikayemizi anlatmaya” başlamak.

    Milyonlarca insandan devrim hayali kurmasını beklemek gençlere yakışır bir naiflik. Siyasi tarih, devrim hayalini her zaman azınlıkların göreceğini, büyük çoğunlukların ise kendi “küçük, somut” yaşamlarından harketle tekliflere ilgi göstereceğini kanıtlayan binlerce sayfayı barındırıyor.

    Devam edelim.

    Yazının başında ve bir önceki yazıda söz ettiğim kollektif depresyon, hayal kırıklığı vb. olup bitenleri Türkiye sınırları içinde sanan biz Batı’lıların hezeyanları.

    PKK’yi suçlamak, siyasi ayar vermeye çalışmak da, dilemmaya çare bulamayıp, Batı’da fenersiz yakalandığımız ara dayağının çaresizliğiyle beslenen aynı hezeyanın başka görünümleri bence.

    Devletin müzakere masasını devirip, müzakereyi askeri araçlarla sürdürmesine KÖH, öz yönetim ilanlarıyla yanıt verdi.

    Hangi birliğe bağlı oldukları bilinmeyen, yerel idari amirleri takmayan, “öldürme lisansı” olan profesyonel güçler, TSK tankları desteğinde, tekbir getirerek, mahalleleri haritadan silme kuşatmaları yaptılar.

    Onbinlerce insan, günlerce susuz, ekmeksiz, elektriksiz, telefonsuz bırakıldı.

    Özellikle de Silvan, – bence boşuna 11 gün sürmedi- her iki taraf açısından da stratejik bir yüzleşmeydi.

    Dün “bitti”…

    Belirli bir yaşın üzerinde olanların tecrübesi ne bekler?

    Devlet elinden çıkmış “zafer” fotoğrafları.

    Sıra sıra kaldırıma yatırılmış “terörist” cenazeleri, yüzlerle ters kelepceli YDG-H militanı, bir iki havuz medyasında boy gösteren itirafçı filan.

    Dün Anadolu Ajansının sefaleti dışında bir bileniniz bir duyanınız var mı?

    Tersine – hadi geçelim bu gün kazandık diye ateşler yakan binlerce Silvanlıyı- bütün karartmaya rağmen 30 merkezde devletin tankıyla topuyla özyönetim ilan eden mahallelere giremediğini düşünmemiz için sayısız alamet mevcut değil mi sizce de?

    Silvan sürecinden iki resim bütün sürecin en veciz özetini veriyor bence?

    Resimlerden birisi saray gladyosunun bıraktığı duvar yazısı.

    “Türksen övün, değilsen itaat et”

    İkinci resim, ilçeyi terkeden askeri güçlerin halkın açtığı koridordan çıkışı sırasında, askerlerin ve halkın beden dilinin söyledikleri.

    Peki hala bu iki büyük gücün savaşının Batı HDP’ye göre dizay edilebileceğine inanıyor musunuz?

    Tersine bu savaşın parametrelerine göre İzmir’de, İstanbul’da vb. nasıl bir siyaset geliştireceğimizi tartışmamız lazım.

    İşte tam da burada bir kültürel mücadele ağının organize edilmesi çok yaşamsal.

    Geçen yazının sonunda önerdiğim iki çalıştay veya arama konferansı da bu ağın iki ana unsuruna ait.

    Birisi kültür ve sanat insanları çalıştayı ki, kültürel mücadelenin içeriğini üretirler.

    İkincisi yazılımcılar, sosyal medya ve medya uzmanları bu içeriğin etkin biçimde paylaşılacağı mecraları yaratırlar.

    Biz batıdakiler unutmayalım ki, işin özü, (baş çelişki) duvardaki yazı!

    Share. Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email
    Previous ArticleTürkiye’ye sığınan 200 bin kişi Kobane’ye geri dönüyor
    Next Article Silvan’da komandoların duvar yazısı: Önce ve sonra

    İlgili Yazılar

    İYİ Partili Fakıbaba: HDP’nin kapatılmasını doğru bulmuyorum

    Politika 28 Ocak 2023

    ‘Roboskî’nin sorumluları hesap vermeden helalleşme ve adaletten söz edilemez’

    Haklar ve Özgürlükler 28 Ocak 2023

    “2018’de sistem değişti, yeniden adayım”

    Politika 28 Ocak 2023
    Destek Ol
    Yazılar

    Ağ toplumu ve siyasal faaliyet III

    Mahir Sayın

    Ağ toplumu ve siyasal faaliyet II

    Mahir Sayın

    Ağ toplumu ve siyasal faaliyet I

    Mahir Sayın

    Kapitalizmin kendi için savaşı: Ukrayna-Rusya savaşı!

    Hasan Kılıç

    Seçim döneminde internet sansürlerinden nasıl korunacağız?

    Onur Zeybek

    Yeniden kuruluş ve sosyalist hareket

    Kadir Akın
    Tarihten

    8 Ekim 1980: Darbecilerin ilk idamı Necdet Adalı

    Dönemin siyasi ortamından etkilenerek devrimci fikirlerle tanışan Necdet Adalı, çok genç yaşta Kurtuluş Hareketi saflarında devrimci mücadeleye katıldı. 19 yaşındayken, Ankara…

    Seçtiklerimiz

    İttifakı ‘ortak duyu’yla kuşatmak

    Ertuğrul Kürkçü

    Siyasi kadın mahpus olmak

    Siyasi Haber

    Pervin Buldan: 6’lı Masa adayını çeksin, bizim adayımıza oy versin

    Siyasi Haber

    Mülteci meselesi ve ‘Kürt sorunu’

    Ertuğrul Kürkçü

    Aşkına sponsor aramak: Kısmetse Olur

    Ece Balekoğlu

    Hapishane günlüklerini bitirmeden…

    Şebnem Korur Fincancı

    Güncel Kalın

    Son felişmelerden haberdar olmak için E-Bültenimize üye olun

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook Twitter YouTube
    Emek

    İşçiler dört bir yanda eylemde

    28 Ocak 2023

    Sinema televizyon emekçileri: Yüzde 35’le gittik ama bir sonuç çıkmadı

    27 Ocak 2023

    İşçiler, patron ve sendika arasında yapılan ek zamma karşı tepkili

    27 Ocak 2023
    Kadın

    EŞİK: Anayasa oylamasına katılmayın!

    25 Ocak 2023

    ‘Feminist Biyografi Atölyesi’ başladı

    23 Ocak 2023

    Mersin Kadın Platformu: Anayasa değişikliği teklifine hayır!

    23 Ocak 2023
    © 2023 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Siyasi Haber / Künye
    • İletişim
    • Gizlilik Politikamız

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.