Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
“DEM Parti, demokratik güç birliklerinden oluşan bir parti ve bu yan yana gelişleri büyütmeye çalışan bir parti” diyen Doğan, “Bu çerçevede demokratik siyasetin genişletilebilmesi için kamuoyuna açık görüşme ve müzakereler yürütebileceğimizi defaatle söyledik. Daha önce de söyledik tekrar edelim, aldığımız hiçbir karar birilerine rest ya da birilerine jest değildir. Ama bazı şeylere et koyuyoruz, bunu yıllardır söylüyoruz. Set koyduğumuz şeylerin karşısına yerel yönetim anlayışımızı koyuyoruz. Demokratik, toplumcu, kadın özgürlükçü, ekolojik, yerelden başlayıp demokrasiyi genele doğru örgütleyen bir anlayıştan bahsediyoruz” ifadelerini kullandı.
Herhangi bir partiye yönelik kazandırma veya kaybettirme gibi bir hedeflerinin olmadığını söyleyen Doğan, “Bazıları kazansın ya da kaybetsin diye değil, halklar kazansın diye çaba sarf etmeye devam ediyoruz. Ne yazık ki, çabalarımız kent uzlaşısı kapsamında görüştüğümüz bazı siyasi partilerin kendi içlerindeki iktidar kavgalarına feda edildi. Kent uzlaşısı bazı seçim bölgelerinde küçük olsun benim olsun, dar particilik anlayışını aşamadı. Kapılarımız bu ülkenin üçüncü yol siyasetini eşit güç olarak gören, Kürt halkını eşit yurttaş olarak kabul eden herkese her zaman açık ve açıktı. Partimize dönük iktidarın kullandığı dille aynı tempoyu tutturmaya çalışmak, bu siyasetle yarışa girmek geçmişte olduğunu gibi bugün de kimseye kazandırmadı, kazandırmıyor” dedi.
AKP’yle seçim için görüştüklerine dair iddialara yanıt veren Doğan, şunları söyledi:
“İktidarla gizli görüşmeler yapmakla itham ediliyoruz. Yaptığımız hiçbir görüşmeyi söylemekten kaçınacak bir gelenekten gelmiyoruz, buna ihtiyaç duymayız. Şayet Adalet ve Kalkınma Partisi ya da iktidar blokuyla herhangi bir görüşme yapıyor olsaydık, bunu tüm açıklığıyla kamuoyuyla paylaşmaktan asla kaçınmazdık. Bu şekilde bir dezenformasyon siyaseti yürüterek DEM Parti seçmeninin kafasını karıştırmaya çalışanlara bir kez daha sesleniyoruz, bizler Kürt sorununda eşit, adil ve kalıcı bir barış için görüşülmesi gereken herkesle görüşürüz. Eğer böyle bir görüşme olsaydı açık bir biçimde ifade ederdik.”